Çok durur şehründe ben kul düşmüşüm şâhâ garib

 

 

Çok durur şehründe ben kul düşmüşüm şâhâ garib

Cândan ayrı ten bigi nice olam tenhâ garib

 

Ülfet itmez hûriye dîdâr-ı yârından ırak

Vây iledür ger bulursa cennetü’l-me’va garib

 

Şâh-ı şirin-lebden ayru şem bigi zâr u gerd

Yakılursa nâle-y ile ney-sıfat n’ola garib

 

Dâr-ı gurbette gedâ-yı der-be-derdendür beter

Ger ola yâr u diyârından ırak dârâ garib

 

Şâh-ı gül-ruh ferş-i devletde haberdar ola mı

Yastanup döşendiğinden hâr ile hâcâ garib

 

Seyr iderken hüsni şehrinde gönül yüz can ile

Düşdenegi çâhına hoş didi kel-a’mâ garib

 

Zülfüni şâm-ı garibân gördi şeyhi dolaşıp

Kaldı yıllar dimedi bir gün ki kimsin yâ garib

 

Günümüz Türkçesi

 

1.Beyit: Ey güzeller şahı, ben uzun zamandır senin şehrinde, can ile teni ayrı ve yalnız olan garipler gibi kulunum, esirim.

  1. Sevgilisinin yüzünden uzak kalan bir garip, huriyle dostluk kurmaz; sekiz cennetten birini bulsa da oraya ancak üzüntüsünü gönderir.
  2. Garip; tatlı dudaklı sevgiliden ayrı düştüğünden mum gibi solmuştur; ney gibi inleyerek yakılsa ne olur ki?
  3. Ey güzellik hükümdarı; garip, memleketinden ve sevgilisinden uzak olursa, gurbette perişan bir fakirden daha beter demektir.
  4. Gül yanaklı güzellik şahı, devletinin içinde garibin diken ve taşlara yaslanıp yattığından haberdar mı acaba?
  5. Garip, senin şehrinde güzelliğini yüz can ile seyrederken kör gibi çene çukuruna düştü ve burası çok hoş dedi.
  6. Şeyhi sevgilinin saçını gamlı bir akşam gördü ve ona tutuldu kaldı yıllarca; yine de sevgili, bir gün demedi ki ey zavallı sen kimsin?





Şahamettin KuzucularAdmin / Erkek / 1/20/2016