Ottava rima İtalyan kökenli kafiyeli ve dörtlüklerden oluşan bir nazım şeklidir. Başlangıçta kahramanlık konuları üzerinde yazılmış bir nazım şekli iken daha sonra sahte Kahramanlar için yazılan ve onlarla böylelikle alay edilen bir nazım şekli haline gelmiştir. Bu nazım şekli ile ilk şiirler yazan şairlerden birisi de Giovanni Boccaccio’dur.[1]
Ottova rima heceleri eşit sayıda olan sekiz dizeden ve iki dörtlükten oluşan bir nazım şeklidir. [2] İki dörtlük ve sekiz mısradan oluşan Ottowa rima’nın kafiye biçimi ABABABCC şeklindedir. İlk üç beyit ab ab ab şeklinde devam ederken son beyit kendi arasında kafiyelidir.
Ottova Rima batı ve İtalyan edebiyatının epik konulu bir şiir türü olarak gelişmiştir. Bu türde ilk şiir örneklerini vermiş olan Boccaccio bu şiir tarzı ile Kahramanlık konulu şiirler yazmış ve bu şiir türü iki yüz yıl boyunca İtalyan edebiyatının epik konulu şiir türü olarak kullanılmıştır. Fakat daha sonra Cervantes’in Don Kişot adlı eserinin ün kazanmasından sonra, kahramanlıkları ti ye alınan sahte kahramanları anlatan bir nazım şekli haline de gelmiştir. Fakat gerçek kahramanları anlatan Ottowa rimalar da yazılmaya devam etmiştir.
Bu türün dünya edebiyatındaki en önemli örneklerini veren şairleri, Tasso, Ariosto, Carnoes’tir.[3]
İtalyan edebiyatından Fransız, Alman, İspanyol edebiyatına da yayılan Ottowa Rima Türk Edebiyatına ilk kez Tanzimat Edebiyatında girmiştir. Bu türde ilk örnekleri yazan şairlerden birisi Abdülhak Hamit’tir.
Abdülhak Hamit Bu türde birçok şiir yazmıştır. Fakat Hamit’in yazdığı Ottova Rimalar batı edebiyatında olduğu gibi epik temalı değildir. Ölüm, ayrılık, üzüntü gibi ferdi temalar edebiyatımızdaki yazılmış ottwa rimların konu tercihi olmuştur.
Bizim edebiyatımızdaki Ottowa Rimalar batı edebiyatındaki Ottowa rimaların nazım ve kafiye şekillerinden de biraz farklı olarak ele alınmıştır. Türk şiirindeki Ottowa rimaların kafiye şemaları
Ababab cccb, veya aa,bb, cc, dc şekillerini almıştır.
ABDÜLHAK HAMİT : MAKBER’DEN
Eyvah ne yer ne yar kaldı
Gönlüm dolu ah u zar kaldı
Şimdi buradaydı gitti elden
Gitti ebede gelip ezelden
Ben gittim o haksar kaldı
Bir köşede tarumar kaldı
Baki o enisi dilden eyvah
Beyrutta bir mezar kaldı
Bildir bana nerde nerde Ya Rab
Kim attı beni bu derde YA Rab
Nerde arayayım o dil rübayı
Kimden sorayım bi-nevayı
Derler ki unut o aşnayı
Gitti tutarak reh-i bekayı
Sığsın mı hayale bu hakikat
Görsün mü gözüm bu macerayı?
Sür''atle nasıl da değişti halim
Almaz bunu havsalam hayalim.
Çık Fatıma! lahteden kıyam et
Yanımdaki haline devam et
Ketn etme bu razı şöyle bir söz
Ben isterim ah öyle bir söz
Güller gibi meyl-i ibtisam et
Dağı dile çare bul meram et
Bir tatlı bakışla bir gülüşle
Eyyamı hayatımı temam et
Makber mi nedir şu gördüğüm yer
Ya böyle reva mı ey cay-ı dilber
Abdülhak Hamit Tarhan Hayatı ve Edebi Kişiliği
KAYNAKÇA
- [1] https://en.wikipedia.org/wiki/Ottava_rima
- [2] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda Terimler, Elips, Yayınları, Ankara, 2006, Shf,283
- [3] Meydan Lauresse, Ottowa Rima Maddesi, C17, shf, 8976, Milliyet Yayınları