Hüzün bulutlarının yerlisi bir martı gibi
Kasvetli havanın tanrıçası sözcüklerimden
Dökülen heceler nezdinde
Kıyıma uğramış göğün saçaklarında asılı
Bir çift gözün son bakışı adeta
Hecelediğim hayatın yabancısı
Bir teselli iken giydiğim
Kaçık çoraplarında gecenin
Ütülediğim düşlerin yıldızlara duyduğu hasreti
Sonlandırmak adına
Düşüp de yollara
Bulamadığım kayıp adresin ta kendisi…
Sicim gözyaşlarında, kaykay yapan bir çocuğun
Jelibon şekerine yapışan ellerinde
Şiirsel bir nutuk atmaksa işin özeti
Sonuçsuz problemlerden ördüğüm saçlarını
Kızıl rüzgârın vadesi dolmadan
Sürüklendiğim iklimin yaşayan son neferiyim belli ki.
Bir renkse iklim
Hayatı imgeleyen bir ritim bozukluğu
Tabiat ananın nefessiz kalan yüreğine
Sokulmaksa niyetim
Nazenin bir güfteyim ben
İndinde hasretin
Öykündüğüm dünün sembolü işte
Rozetimse şiir
Apoleti ömrün gezindiğim düşlerde
Yanıp sönen gözleri aşk meleğinin
Başına buyruk bir aşk mıydı yoksa müsebbibi?
Asla doğmamış bir Âdemoğlu
Ütüsüz yüreğinin saçaklarına dolan yaşın bedeli
Düş görüp sevindiğim mutluluğun
Mintanı belki de içine daldığım şiir havuzu
Havluyu atmamış mıydım oysa ben önceki ömrümde?
Giriftse yollar
Girdabı ömrün
Heyulası bilinmezin
Hüsran yüklü tepelerde gezindiğim
Ömrün bu son demlerinde
Sırtıma yüklediğim küfe küfe kelime
Kanıp da aşkın yürek yakan ritmine
Hala kaykılmış olmak mıdır düşen payıma?
İfa edemediğim bunca acının uğruna
Yazdığım yüzlerce dize
Yandığım sadece İlahi Ateşin tek kıvılcımında bile
Huzura erdiğim ulvi sevginin yüzü suyu hürmetine
Sevdikçe kendimi
Sayamadığım binlerce nedenin gölgesinde
Sızıp kaldığım gecenin finali
Sabaha ermekse var mı sahi kıymeti?
Ne de olsa uykusuzluğun tayfasıdır benliğim
Berelerin şiirler açtığı bir konfeti yağmurunda
Yakalandığım rüzgâr
Hala sürüklenmenin meali içime yağan karın
Her zerresi
Tebessümler dilediğim yeni bir günün öncüsü
Yaşadığım kadar umut ettiğim
Umut ettiğim kadar yazdığım
Yazdığımdan çok fazlası kardığım
Bir yangına düşüp yandığım
Şifası benliğimin saklıdır sadece Mevla’nın nezdinde…