Türk vatanı baştan başa destandır.
Ben susayım dağlar, taşlar konuşsun.
Her karış toprağı şereftir, şandır.
Afyon, Eskişehir, Muşlar konuşsun.
Kartallar bekçilik yaparken yurda,
Baykuş mu ötermiş ulu çınarda!
Sakarya, Malazgirt, Dumlupınar’da,
Hırs ile çatılan kaşlar konuşsun.
Mehmetçik denildi her bir ferdine.
Hele bir yürüsün, bakmaz ardına.
Şehit olur, düşman koymaz yurduna.
Elleri kınalı eşler konuşsun.
Gün gelip başını sevdaya salan,
Önce vatan derdi, gerisi yalan!
Koskoca alaydan geriye kalan
Serdengeçti üçler, beşler konusun.
Kalpler aynı çarptı millî gayede.
Akıllar, şehadet denen payede.
Urfa, Antep, Maraş, Çanakkale’de,
Geçilmez set olan döşler konuşsun.
Bir gün düşman Türk yurduna girince,
Koşardı Erzurum, Malatya, Gence.
Allah’u Ekber’de doksan bin gence
Kefen olan kara kışlar konuşsun.
Erdir bu milletin kızı, kızanı.
Bağlamayı silah yaptı ozanı!
Komşu etti Hicaz, Yemen... Fîzan’ı
Ağaç kabuğundan aşlar konuşsun.
Gâhi Kerem olduk, gâh Ferhat idik,
Gâhi Malkoçoğlu, kâh Murat idik.
Kırk yiğit önünde bir Kürşat idik.
Kopsa eğilmeyen başlar konuşsun.
Zalime fırtına, boran ben idim,
Viyana önüne varan ben idim.
Tam yüz on beş devlet kuran ben idim.
Kanije, Zigetvar, Yaş’lar konuşsun.
Âbâd eylemişken nice çağları,
Karalar bağladı Balkan dağları.
Dostlar, vurgun yedi gönül bağları!...
İçimize akan yaşlar konuşsun.
Hasretlik kor gibi yürek dağlıyor.
Tuna dertli, Fırat mahzun çağlıyor.
Üç kıtada minareler ağlıyor.
Gidip-gelen göçmen kuşlar konuşsun!
Bre koç yiğidim bu hal ne haldir?
Ölü toprağını üstünden kaldır.
Gaflet uykusunda solduk kaç yıldır;
Kahırdan sıkılan dişler konuşsun.
Getirmiştik yedi düveli dize.
Yolu kaybedenler baksınlar ize.
Hele bir üfleyin küllenen köze.
Yeter Fikret, gayrı düşler konuşsun…
Mustafa Sade TEMMUZ ERTESİ
I - Bayrak
Kırmızın kandır bize, beyazın alnın akı
Heybetin korku verir, sarar arzı, afâkı.
Gelinin al duvağı, onuru ancak sensin
Müslümanın hilâli, orduma sancak sensin.
Senin düşmemen için millet ederken akın
Yıldızım! Mahzunlaşıp gönderden kayma sakın.
Uğrunda yaşamaktır, şerefim, istikbâlim
Ölürsem şehidinim, yaşarsam istiklâlim.
Kanım düşse ve bana sarılsan kefen diye
Dileğim senle gitmek O nurlu Efendiye!
II - Vatan
Türkiye! Cennet vatan. Sen ne azîz ülkesin
Yaşayan her millete mukaddessin, ilkesin.
Sen gönül tuvalimin süslü, nazlı nigârı
Sen kan ile sulanmış atamın yâdigârı.
Destanlara ilhamdır toprağın, çakıl taşın
Embiyâlar konuğun, Evliyâlar yoldaşın.
Cennet bahçesindedir senin bağrında yatan
Ey Resûl övgüsüne mazhar olunmuş vatan!
Acını dök içime ben bağrımı böleyim
Topraktan yaratıldım, toprağında öleyim.
III - Millet
En kutsal emaneti "Bayrak" vardı omuzda
Türk'ün aşk ateşinden dünya dondu Temmuz'da.
Genci şehadet ister, ölüsü sağ gibidir
Çanakkale’de Nusret, Uhud'ta dağ gibidir.
Canı feda etmezsek şühedalar üzülür
Dumlupınar kan ağlar, Sarıkamış çözülür!
Yaşlısı der; sanmayın bu dâvâdan geriyiz
Peygamber ocağının gönüllü neferiyiz.
Bu milletin imânı çöllere gülzâr olur
Alıp verdiği nefes bayrağa rüzgâr olur.
IV - Destan
15 Temmuz ertesi daha ağarmadan tan
Türk milleti şerefle yazdı yeni bir destan.
Sokağa çıkan halkın kalbi göğsüne dardı
Tanklara karşı gelen Tekbirlerimiz vardı.
Bağrını zulme geren Bor'lu bir yiğit çıktı,
Halis yürekli Ömer zorlu bir yiğit çıktı.
Nûr yüzlü dedelerin duâsı yanımızda
Namertlere geçit yok dökülse kanımız da.
Mevzu vatansa eğer her oyunu bozarız
Kahramanı biz olur, destanı biz yazarız!
V – Şükür
Kalpten nefreti attın eyledin duru Rabbim!
Selâlarla dirilttin, üflettin sûru Rabbim!
Minareyi ezansız, gökyüzünü bayraksız
Toprağımı ekinsiz koymadın, kuru Rabbim!
Ümmet şuuru ile şuurlandırdın bizi
Gönlümüze akıttın Muhammed nûru Rabbim!
"Ey ümmet kardeş olun" diye buyurdu Resûl
Şükür, Sen birleştirdin, yendik her zoru Rabbim!
"Vatan sevgisi imân" dinimin kuralıdır.
İmânımı, dinimi, ırzımı koru Rabbim!
Seadet Rzayeva ( Moskova) Şehid ve anası( şehidin dilinden)
Ağlama Ana can, qurbanın olum
Oğlun ucalıbdır Şehid adına...
Bir gözyaşına döze bilmirem
Bilmirem men nece çatım dadına !..
Veteni sevdirib mene demişdin
Vetençün fedakar olmaq gerekdir..
İndi unutmusan , gözyaşın durmur,
Ağlama Ana can , bu bir Şerefdir!..
Daha çox düşmeni mehv edecekdim,
Bu yolu könüllü özüm seçmişdim.
Xocalı , Qarabağ çıxmadı yaddan...
Göz dağı vermeye men and içmişdim!
Hele Qarabağım gözleyir bizi,
Aldığımız Torpaq, en az qismidi.
Ağlama Ana can, qurbanın olum,
Oğlun ölmeyebdir geden cismidi!..
Şehid Anasısan, meğrurla dayan!..
Fexr ele oğlunla bu bir Zinnetdir !..
Vetençün, Torpaqçün ölen her kesin
Ebedi dünyada yeri cennetdir!...
Z.Abidin Payas OĞUL
Onursuz firengin çizmelerine,
Şuhedã toprağı ezdirme oğul.
Aldanıp al yeşil mor renklerine,
Kıyında köşende gezdirme oğul.
Yiğitlik senindir bırakma elden,
Vazgeçmesini bil yãrdan yãrenden.
Atanın kanları fışkırır yerden,
Mezarda dedeni kızdırma oğul.
Musul'um Kerkük'üm Haleb'im Şam'ım,
Müslümanım gardaş bitmiyor gamım.
Dünyada hürriyet bilinir nãmım,
Gardaşın kurşuna dizdirme oğul.
Doğru ol,isterse bir başına kal,
Tarihine dön bak geçmişten ders al.
Bop'larını tutup başlarına çal!
Yeniden harita çizdirme oğul.
Şu asil duruşlu aziz milletin,
Çocuğusun kutlu medeniyetin.
Tek çaresi sensin zulmün zilletin,
Bebelere mezar kazdırma oğul.
Bülbülün sevdası aşkı da güldür,
Ağlatma hilâli yıldızı güldür.
Mevzu vatan ise ya öl, ya öldür,
Vur ki düşmanları azdırma oğul.
Topla etrafına gardaşlarını,
Kazak'ı Tatar'ı ön başlarını.
Sil Azerbaycan'ın göz yaşlarını,
Kavmini canından bezdirme oğul.
Asyada Türkmenler sana bakıyor,
Şehit askerine ağıt yakıyor.
Gögsüne ay yıldız bayrak takıyor,
Türkün birliğini bozdurma oğul.
Üç kıta üstünde kanın var senin,
Vallahi Billahi anın var senin.
Sen Türksün şerefin şanın var senin,
Tarihi bunlara yazdırma oğul.
Mahmut Hasgül VATANA DAİR DİZELER
YESEVİ
Nefesini Hay edip Hu’ya sefer eyleyen
Tek lokmaya hasrettir o hırkanın sahibi
Kalbini Hakka verip, aşka nefer eyleyen
Kesret içre vahdettir yokluğun musahibi
Kırbasını kırarak yola çıkar dervişan
Kutlu bir coğrafyayı müjdeler her bir nişan
Bir asanın ucuyla çizilirken haritan
Şimdi kutlu çağlara uyan ey güzel vatan
*
MALAZGİRT
En hırçın türkülerle toprağı döver atlat
Bu Cuma salasında kıyama durmalıdır
Tarihe sayfa sayfa şekil verir pusatlar
Misli misli fazlası, küffara vurmalıdır
Nallarla mühürlenir ebediyen topraklar
Bu köhne diyarları, şahadet nuru paklar
Şu yiğit Alpaslandır, tozu dumana katan?
Vuslat vakti yakındır, dayan ey güzel vatan
*
KAYI
Güneşin peşindedir granit yüzlü erler
Atlara otlak için iklimler keşfetmeli
Âleme nizam verir o nur yüzlü neferler
Binlerce yıldır süren zulüm devri bitmeli
Bir avuç Kayı ile cihan tekrar kurulur
Bir mazlum karıncanın bile hakkı sorulur
Senin baki sevdandır yüreğimizde yatan
Bin yıl yetmez bağrında kalmaya güzel vatan
*
DÖRTYOL
Erirken damla damla altı asırlık çınar
Feryadı yetimlerin sesinde kısılıyor
Felek mazlum milleti kaçıncı defa sınar
Hilal düşen toprağa destursuz basılıyor
Dörtyol’dan yedi koldan sarıyorken engerek
İlk kurşunu düşmanın alnına sıkmak gerek
Kahrolsun seni başka diyarlarla bir tutan
Aşkın ezeli yurdu sensin ey güzel vatan
*
EBEDİYEN
Bilenmiş bakışlarla bebekler büyüyor bak
Gün vurmuş yapraklarda türküler yeşeriyor
Temmuz tenli çiçekler cennete yürüyor bak
Göğsüne mermi çekmiş kaç bin güneş eriyor
Ruhumuzu taşına, toprağına sindirdik
En onmaz yaraları kucağında dindirdik
Milyonlar var uğrunda ölmek için can atan
Ebediyen Türk yurdu kalacaksın ey vatan