Yerlisiyim şehrin ve mevsimin ve iklimsiz kalender yüreğin de meşrebi iken oynak notalar…
Rakkasesi hüznün
Ve gümleyen şehir vapurlarını ıslıklar
Martılar;
Aşkın nidalarına serilir ayaklar.
Künyesi kayıptır şehrin ve mısraının
Şairinse şiarıdır sözcükler.
Bazen ketum
Bazen ruhsuzdur gece:
Günse devinen
Acılarsa saf tutan sınırlarda
İhlal eden kimse aşkı ve şairi
Elbet nemalanır öfkesinden bulutlar şairin
Hüzün besteleri çalkalanır mısraların çatısında
Nidalar eker Tanrı
İsyankâr bir kuş olsa bile martı,
Eksiden başlar yolculuk
Artıya gizlenir
Atıl yüreklerde bir kafes
Uyruğu da yoktur acıların
Şiirler ve hüzün mayası mevsimin
Körükler de körükler heceler.
Kaskatı kesilen zaman ve mekân
Gel gör ki zamansız ve mekansız
İlla da tutarsızdır aşk.
Tutuşan gecenin etekleri
Tünedikçe en tepeye
Bazen bir şadırvan
Bazense yatıya kalan hüzün ve hazan
Şehrin infilakı saklıdır şairin yüreğinde
Farklıdır şair hem de nasıl.
Öykündüğü sadece kendi kalbi ve asi ruhu
Asil bir rüzgârdır şiir ve şehir
Mevsimler suskun kimi zaman
Aşksa nüktedan ve cefa yüklü.
Beyitleri üfler aşkın harında
Yalnızlığı kürer heceleri ile
Susar da susar
Ve ansızın infilak şair
İnhisarında bilinmezin
Sinyal veren gizin ve yalnızlığın
Şahıdır aşk
Şüheda dününde saklı bir methiye
İman gücünde saklı muhtevası umudun
İnancı ile gazeller okur
Aşkı ile bir uçar bir konar
İfa ettiği ise sadece yürek sesi
İfşa ettiğin binlerce iklim ve kimliği
Dokunulmazlığı vardı ne de olsa.
Yazmadığı kadar
Mutsuzdur
Yazdığı kadar mutlu ve nüktedan
İçine çektiği her mısrada saklı hazan ve huzur
Bir güvercinin kanadında yaşar da yaşar
Yaşaran gözlerine kubbenin asılı kalır
O bitimsiz iç sesi
Bazen varla yok arası kimliği ile atar yüreği aralıksız
Ve atar bazen sessizce.
Aşk da şair de uzağında her şeyin
Bir o kadar iç içe
Kefil olduğu ise hüznü
Kâfi gelmese de şehir ve şair
Galip gelense hep umut ve şiir.
Tefe koysa da rüzgâr
Yaşar ve yazar
Elbet gittiği yere kadar
Yakar da yakar mektupların ucunu
Posta güvercinleri ile yaşar ve sever şair
O son şiir ki…