Hayatın titrinde kayıp bir serçeyim ve yalnızlığın meşkinde boş bir su bidonu gibi…
Ah, içime akıttığım gözyaşı
Yaldızlı yolunda gecenin
Ekin tarlalarında b/içtiğim şiirlerden
Derlediğim nice duygu
Kayıp bir çiçek gibi solmaya dair
Saklı tuttuğum içimde
Binlerce hayal binlerce anı
Sabra delalet bir iklimim artık
Ne atığıyım dünün
Ne de atağı varlığın
Sakin bir göle öykünüyorum
Oysaki dikenli bir çiçeğim ben…
En çok da zemherilerde yaşamaktan medet bulduğum
Mahzun gülüşümle asılıyım da kapının pervazına
Açıp kapanan bir dağ lalesi gibi
Eremediğim hidayet öncesi
Edimlerinde saklıyım evrenin
Eften püften neyse gülmediğim
Gülümsemekse bir rahmet
Tam da ağlarken göz kırpan mehtap
Aşkı layığıyla sunan Mevla’m
Her çekmecesi tıklım tıklım dolu içimdeki rehberin
Kayıp bir neşter
Sancılı bir duruş
Ne çok tantanaya delalet
Hayallerimi çalan hırsız.
Mevsimi yaşıyorum doya doya
Karın sefasını sürüyorum ve kış güneşinin
Mehter Marşıyla karşılıyorum sabaha eren duygularımı
Nazenin bir işçiyim ben
Tutarsız düşüncelerden muaf
Tutumlu bir imge adeta sevgi insanların nazarında
Kasıtsız kayıtsız sevebilmenin meali
Elbet sunumu evrenin
Sandukamsa saklı bir hazine
Seyyah yüreğimin izdivacı hüzün ya da neşeyle
Makul olan değilim
Mendebur asla değil
Mantığıma sirayet edense umut
Metanetim Allah katında saklı
Mealim ne insan ne çiçek
Bir meleğe öykündüğümse eksik olmayan bir rahmet.
Halis munis olduğum zamanlar dünde kaldı
Kaykıldığım zemin bayraklarımı açtığım zemheri
Baharı dünde kaldı yüreğin
Matemi ile iç içe evrenin
Makul olansa umuda dair
Hayallerim ve içim pürü pak
Güneş balçıkla sıvanmaz madem
Akıtırım ben elimin kirini
Bir buse ise uçuşan tepemde
Aşkın kayıp na’şı
Seviyor olabilmenin bitmez nazı niyazı
Arpacı kumrusuyum:
Canım sağ olsun.
Arnavut kaldırımlarında yolcuyum
Bir zamanların en sevdiğim şarkısı.
Ayıp olansa aşk çocukluğumun güncesi
Yanaklarım pembe pembe
Nazarında aşkın solduğum her renge
Ait olmanın telaşı
Gök kuşağında saklı bir dua gibi
Rabbime koştuğum gün ve gece…