Düş çıkmazlarında ürkünç adımlar bahşeden bir yalnızlığın tütsüsünde yandım sonra yaktım da yazgımı en çok makûs talihin gölgesinde yaşayan şaklaban yanıma sevdalıydım: hüzün perdesi uçuşurken yüreğimin de sandukasında saklıydı mazi sanırım ezelden beri mazime yangın muamelesi yapıp kendimi aldattığım renkli bir dünyanın starı olsaydım keşke yine de yaşadığım kadar yaşatacağım asılı kaldığım çocuğu ve alçak yıldızımı da sereceğim içimdeki cennete hele ki cehennem yokuşunu çıkıp da enkazımla dokunacağım yarınlara…
Ben bir düş mahkûmuyum
Hem mecburum da düşlerime teslim olduğum
Ömürlük masalımda
Bir düş olduğumu da beyan ediyorum
Hem de kimselerin düşünemeyeceği kadar
Teslim olduğum kaderime asılı bir hüzünle
Dağ tepe aştığım bu hayal denizinde
Yorgun fıtratımda savurduğum
Her nidadan kalan bir esintidir
Günü bitirip
Üstüne şiir içtiğim dize dize.
Efkârın yüz ölçümü
Sanırım yüz görümlüğü idi mutluluk
Ne hâsıl olan ne dünde kalan
Kaykılmış bir ruhun çığlığına
Dokunan sabrımı da katık yaptığım
Elbet yüzü suyu hürmetine umudun ve aşkın
Bir vaveyla belki de yüzüme çırptığım
Su gibi masum kalmaktır tek arzum bir ömürce.
Heyelanlardan taşan hezeyan
Yürekten gelen avuç avuç
Hücrelerimde yelken açtığım
Yakut yüreği mevsimin
Hangi yıldızın iziyim kim bilir ezelden?
Kuyruğumu kırptım
Belli ki şaire ve yıldıza özendim
Oysaki metruk bir ruhtu sakladığım
Şimdilerde yaza yaza
Aydınlığa çıkmak adına
Karanlıkla yaptığım izdivaç
Hali hazırda sönen bir ışık ki
Bazen ters açısı güneşin
Gün yüzlü bir masalda en çok
Kendimle cebelleştiğim.
Sözcükler yaldızlı yolum
Ruhum en çok ıssızlığın muhatabı
Seken kurşun
Bacağıma sıktığımdı belki de o son seçenek
Hala yaşadığım olsa da bir rivayet…
Azığa aldığım mı azımsandığım mı?
Kiminin muradı
Benimse divane fıtratımda saklı bunca sanrı
Sözlendiğim göğün kulaç açtığı
Bir döngü ki geride kalan her izlek
Belki de benim düşlerim kadar uzak ve ıssız
Bilmukabele gece ve şiir.
Düne binaen biçtiğim yeni gün
Sövdüğüm kendime
Sönmekse günün birinde
Hala solmayan bir çiçekten medet uman
Umarsızlığına da şapka çıkardığım dünyanın
Bir aldatı olsa da kendime dönük yüzünde
Gecenin ruhunda gezinen bir kelebek gibi
Ölümsüzlüğü şerh düştüğüm
Elbet asla çözülmeyecek bir bilmece.