Yağmur öncesi tedirginliği bulutların, şavkı yalnızlığın maviye düşkün bir nida.
Sersemlemiş yüreğin bağlanmış bir kere basireti…
Sezilerimde doğan güneşe hasretle dokunmanın
Güncesi
Ah, taşkın rüzgârın
Yerle yeksan olmuş mabedin
Ön kapısı
Dudaklarımda yoksunluk
Varlığımda saklı tebessüm
Rengin semadaki yankısı
Aşkın sancılı vaveylası
Çeperi ömrün
Kapı duvar sevginin öğütüldüğü
O parmak arası yalnızlık…
Bir matemse hıçkırığın tezahürü
Bir meltemse saçlarıma dolan donanan
Öyküler
Ölümsüz hayaller
Öykünmediğim insan izlekleri
Ötesi berisi mazinin
Kollarımdaki o boşluk
Ruhumdaki hoşluk
Kıt kanaat sevenlere veryansın ettiğim
Kıtlık öncesi sevginin
Yağmalandığı bir şiir ertesi…
Ön sözünde mevsimin
Yağmurlar getirsin
Yeter ki içimdeki dilek
Dilemması ömrün
Kaskatı kesildiğim nice izlek.
Miadı doldu dolalı mutluluğun
Kelaynak kuşlarına duyduğum yakınlık
Hala mı hazan mahsulüdür bu tedirginlik
Atlas yorganı ölümün
Dikişleri söküldü işte gecenin,
Feryat figan
Omuzlarıma yüklenen bu yalnızlık:
Tabular ve tabutlar
Kırılası putlar
Şehla gözlerine şehrin, düşkünlüğüm
Şaşalı bir hayat değil üstelik talebim
Arzı endam eden geceden
Firar ettim edeceğim
En çok da kurtulmak istediğim
Şu ölümlü gereksiz beden…
Bedeller ödediğim muradım
Belki de nakaratına takıldığım türkülerin
Hala veda edemediğimi hüzün denen cehennem
Aşka balta vuran gölgelerden
Uzağa kaçtığım
Yasın da yaşın da sonlanmadığı bir martaval
Yüksek ökçeli acılar
En ulu rakım kavuşmayı arzuladığım
Sessizce yaşamakmış meğer düşen payıma
Sus payı her söylemde kolaçan ettiğim
Sağım solum
Önüm arkam
Sobelendiğim hazan
Aşkın da faturası kesildi ya şiirlere…
Ötenazi yapamadığım mazinin devrik cümleleri
Sırtlandığım kadar acıyı
Sırtımı dayadığım yüce Rabbim
Başa almaksa ömrü
Şiirlerde nükseden bunca sitem bunca eylem
Öznemle ait olduğum evren
Özlemin de dibine vurduğum
Kaybolup yitmelerin
Ertesi şu bitimsiz elem.
Köpüren ruhun dans ettiği her sözcük her yüklem
Yüksünmeden sevdiğim
Öykünmeden kimselere öldürdüğüm
Nefse sunduğum taziyelerim
Çok önceden vakıf olduğum bir gizem
Kalp gözünden öte
Yoktur ereceğim bir makam
Aşkın da hicreti
Kopuk ilişkilerden uzağa kaçtığım
Kopamadığımsa umut ve hüzün
Yüklü çehremde açan her gülün
Sunumu belki de içten gülümseyen
Gün doğumunda ansızın arzı endam eden…