Kat çıkılası bir ilham iken sözcüklerin muhtevası bazen yarım ay’da saklı edası rüyaların ve s/üzülen gün ışığında oysaki gece ve karanlık çıkıp da ayyuka, sefasını sürmek siyahın ama içimdeki beyazı da katık etmek ve aşkın şakıyan sesine hürmeten batık bir gemiden hala tahliye olamadığım en çok hayallerin kaptanı iken batsa da umut teknem şimdi yaldızlı yola baş koyup çıkacağım zirveye üstelik bilinmezin giriftlerinde yanıp sönen bir trafik ışığı gibi kendime emirler yağdırdığım…
İçimde kalan o ukde:
Neyin nazarında bitimsiz
Neyin mıntıkasında saklı kim bilir, izinsiz?
Sürrealist bir gölgenin muhtevası
Dile pelesenk hayatın rüyası belki de
Asla doyamadığım asla unutamadığım bir bilinmeze
Gebe iken gece.
Müridiyim yıldızların
Tefe koyduğum dolun ay
Gözlerimden akan yıldızlardan inşa ettiğim
Bir yıldız kümesi
Kürediğim hecelerden yaptığım o alt geçit
Karanlıkta dahi görebilmenin mucizesi.
Salkım söğüt adeta sözcükler
En çok yıldızlara benzettiğim her biri
Bu yüzden illa ki beklemeliyim geceyi.
Hala sönmeyen bir umut
Batan geminin enkazından inşa ettiğim
Unutmaksa payıma düşen
Yenik düştüğüm şu evren
Elbet tarafınca unutulduğum yüzlerce gezegen.
Oysaki dostluğun ve sevginin uydusuydum:
Ben ve herkes sevdiğim
Ve dokunduğum
Kadar yıldızlara
Sevginin dokunulmazlığında
Eriştiğimi sandığım nice insanın dünyasına:
Çocuk aklım ve yetişkin evrelerim
Bazen muzip bazen tedirgin
İyi de ben sevmekten asla taviz vermedim.
Öldürdüğüm mazim
Kanlı mı sahi ellerim?
Ama yaşamak için unutmalı ve öldürmeliydim.
Ara sıra firar eden hayaletler
Nazımın geçtiği ne çok insan
Mazimde saklı notalar gibi
Aklımın sektiği bir sonat
Ellerim piyanomun tuşlarında
Onu bile unuttum ya:
En çok da asılı kaldığım o soğuk koridor.
Devasa bir arzu ile serildiğim ne çok mevsim
Bazen soğuk iken koğuşum
En çok yalancıları, kötüyü kovuşum
Elbet doksan dokuz köyü de terk ettiğim
En azından kendimle barışık
Bazen asi bazen asil addedilen bir kelebek
Mizacım bazen huysuz olsa da ihanet
Etmediğim dünüm ve günüm
En çok Rabbim:
O ki içimi en iyi bilen ve tek.
Seğiren gözlerim
Andığım kadar anıldığım mı?
Sevk ettiğim ruhum:
O mahzen ki sektiğim hücrede
Semiren umudun nezdinde
Hala asılı kalabiliyorsam sevgiye ve hayata:
Dokunduğum sefil ruhum
Nasıl da ihmal ettiğime şaşkın ve o mutun
Reva gördüğü, en çok mutlandığım
Bir şiir vakti yürekten yüreğe konmanın
Coşkusu en sevdiğim:
Belki de taziyelerimi sunduğum mazim
Riyasız yaşamanın verdiği huzura binaen
Mademki başımı hala dik tutabiliyorum
Var mı o zaman tek neden yola devam etmemek için?