Makberin sesinde saklı çığlıklar aslında sessizliğin ötelediği bir şer gibi elbet hayra yorduğum bir rüya gibi aslında ıslak bir zemin ve zamir, aşkın yıkadığı yollarda düşüp kalsın diye içimdeki çocuk.
Rengi mavi olsa ne çıkar matemin, matemse örtüştüğüm hangi yangındır sönmeyen lanetin de izini süren iblis gibi ve makul olduğum kadar sitemkârım kendime ve zincirlediğim ellerimle dokunmaksa içimdeki ateşe elbet yanmadı henüz dilim sönmedi ferim ve makûs talihime minnettarım mademki aşktı sitemden doğan mademki özlemdi ateşi büyüten…
Kisvesi ömrün
Kinaye yüklü zincirin son halkası
İçine düştüğüm değil gözümden düşürdüğüm
İlahi bir yaş gibi
Meddücezri varlığın
Kehaneti kovalayan bir sitem gibi
İçimde dar açılı bir pencere
Sığmak bilmedi acılarım içine.
Resmim yanık
Rengim kaçık
Ne yamuk yaptım evrene
Ne de şiar edindim yalanı ve nefreti
Bir batında doğdu acılarım ve şiirlerim
Bir avazda saklandı solan renklerim
Minvalimde koyu bir gölge
Gölgemde açan çiçek
Çiçekte solan imge imge…
Hararetle yazdım ve içtim şiirleri
Bir nebze de olsa koklamadım mutluluğu
Koyduğum değildi üstüne
Konan sadece omzuma
Kayıtlarda saklıydı işte
En çok izahı olmayan bir makaleden
Firar eden bir masal kahramanı
Kehaneti yorgundu falcı kadının
Kandığım her düş ve yalan
Kimse nefsine tapan
Yoldaşım olmadı işte olmadı
Hidayeti ören kader
Kaderse saklı keder ilmek ilmek
Açan bir çiçekten öte
İçimde saklı sevinç ve güneş
Hiç olmadığı kadar huzurluyum bu gece
Yanlışlarımdan bulduğum doğrular
Taviz vermediğim kadar ruhumdan
Tutulan nutkuma kadar
Hayat ile baş göz ettiğim acılar
Belki yuvarlak bir kare içine saklandığım
Ya da ikilem yüklü bir dikdörtgen.
En dik açı işte
Şerh düştüğüm ömrün penceresine
Kırılsa da yürek
Kıramadığım tabular
Aşka aşikâr bir yönerge
Sezilerimle kovaladığım bir radar
Hep de takıldığım bilinmeze.
Bir sancıdan fazlasıyım
Sanrılardan ördüğüm nice hikâye
Vaaz verenlere minnettar
En çok içimdeki sarı benizli umutlar
Düşkünlüğüm sadece Rabbime
Yalın ve hazan yüklü bir bahçe
Kardığım kadar dibini hayatın
Ektiğim binlerce sözcük ve umut
Açacaksa güneş pekişen bir hasret
Eski neşeme duyduğum özlem
Meğerse avucumun içinde saklıymış ömür.