Ölümün ön sözünde misafirdir şiir
Yetilerin k/özünde
Yetimliğin indinde
Bir nehirdir acım.
Aşkın sefasını sürdüğüm ömür gibi
Yalnızlığın cefasına çektiğim bayrak
Aşkın asasına sunduğum nimet gibi.
Elbet Rabbin himayesinde
Taşkın bir nehir
Özlemin de hulasası
Derin bir kovuk saklandığım
Bir kor hece ki yana yana bittiğim
Her köşede saklı niyazı
Her satır başında çektiğim elbet
aşkın nazı
Ve serdiğim
Ve serildiğim şiirin kisvesi ki
Ömrün de beylik telaşı.
Ve gözlerin en irisi
Aktığım, andığım
Yetmedi ar bildiğim
Bir kuşluk vakti
Yetindiğim nazenin bir masal
Aşkla kürediğim
Aşkın da yedi düveli iken
Eksik etmediğim niyazımdan.
Saçındaki her teli aşk bildiğim
Gözündeki yaşı ırmak
Rüzgârı kıyamet bildiğim
Ufkun bitiminde
Şiar edindiğim geleceği
Dillere düşen ismimi değil
İçinde dönendiğim hücremi
Yâd ettiğim
Şiirin her hecesini
Sen diye bir solukta
İçime çektiğim…
Bilinmezi ar bildiğim
Her bilindik sesi
Son bildiğim
Bir niyazım ben bir niyaz ki
Makberim de miladım da sensin,
sevgili
Künyemde saklı matemi
Ayaklarının altına serdiğim her şiir
Solu yeter ki.
Varsın uzak olsan da
Yüreğe yakın bir tuzaktan
Başka çok şeysin
Varlığım hiçliğime şahit
Hiçliğimle vakıf olduğum bu aşk ki;
Nelere kadir Rabbin izniyle
Hep de seveceğim seni.