Şeyhü'l-harem Nedir

 

 

Şeyhü'l-harem 

 

Şeyh  شيخ  Arapça kökenlidir.  Harem حريم sözcüğü ise Akadça’dan Arapçaya ve sonra da Türkçeye geçmiş bir kelimedir.

 

Şeyh sözcüğü Arapça kökenlidir ve Arapçada “yaşlı kişi, pir, dede, koca”, kabile ya da aşiret başkanı anlamlarındadır. Tasavvufta ise şeyh;  taliplere doğru yolu gösteren ve onları irşat eden, bir tarikatta irşada izinli tekke ve dergâhta terbiye ile meşgul olan tarikat reisi, postnişin anlamlarındadır. ( bkz ŞEYH NEDIR ŞEYH MAKAMI   )

 

Harem حريم sözcüğü sözlüklerde “örtmek, gizlemek, başkalarından esirgemek; ayırmak, tecrit etmek, korunan, mukaddes ve muhterem olan  “[1]korunan, dokunulmaz, mukaddes, muhterem, “herkesin girmesine izin verilmeyen kutsal yer, hatta “ kadın eş, zevce “  anlamları ile tarif edilir.

 

Ev, konak ve saraylarda kadınların başka erkeklerle karşılaşmadan günlük hayatlarını sürdürdükleri oda veya bölümlere de harem denmiştir.  Padişahın ailesi ile şehzadelere ve Enderun’da yetişen devlet görevlilerine eş olacak kadınların ve cariyelerin içinde yaşadığı mekânlara da harem denir.

( bkz HAREM NEDIR HAREM DAIRESI HAREM HAYATI VE KADINLARI- HAREM AĞALARI )

 

Mekke ve Medine arasında “kan dökülmesi, av yapılması ( bkz AHU YU HAREM )  ve saygısız davranışların yasaklandığı ibadet amacıyla gidilen olan kutsal bölgeye” de harem denmiştir. Mekke, Medine, Kudüs ve Halîl şehirleriyle buralardaki kutsal mekânlara da harem denilir;  ( bkz HAREM VE HAREMEYN ( MEKKE MEDINE KUTSAL TOPRAKLARI ) 

 

 

Şeyhü'l-harem Nedir

 

Şeyhü'l-harem ise Müslümanlar için en kutsal mekânlar olan Mekke Medine şehirleri ile Mekke ve Medine şehirleri arasında kalan kutsal toprakları ( Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî)  ve Harem-i Şerifin muhafazası için ilmî kudrete ve şöhrete sahip, sayıldığı için görevlendirilen kişiye denmektedir.

 

Abbasi halifeleri Mekke ve Medine’deki kutsal yerlerin bakımı için görevliker atamaya başlamışlardı. Bu görevliler Kâbe ile çevresini, Medine,  Ravza-i Mutahhara ile Peygamberimizin türbesi ile civarının temizliği, onarımı ve bakımı, Mescid-i Nebevî’de ders vermekten sorumluydu. Bu nedenle şeyhü'l-harem Mescid-i Nebevî’de yapılacak hizmetler, Mekke ve Medine’yi muhafaza ile görevlendirilmiş kişiler ve makamlarını ifade eden bir tabir haline geldi. Bunlara şeyhü’l-harem-i nebevi de denirdi.

 

 

Şeyhü'l-haremler Mescid-i Harâm’daki en üst yetkili olmuşlardı. Osmanlılar, Haremeyn’e hâkim olunca Mekke emirlerine ve Cidde Beylerbeyine ek görev olarak şeyhü’l-haremlik görevi de tahsis edilmiş oldu. Osmanlılar, Şam ve Trablusşam beylerbeylerine de onursal anlamda şeyhü’l-harem demişlerdi.

 

Mescid-i Harâm’ın idaresi ve otoritesi Mısır’dan gönderilen askerî birlikler ve Mekke emîri de denilen Şeyhü'l-haremler vasıtası ile sağlanmıştı.  Şeyhülharemler kadılık seviyesine ulaşmış ulemâ arasından seçilirdi. Mekke ve Medine’nin de Şeyhü'l-haremleri olurdu.

 

 Şeyhü'l-haremler, hacılarla ve Mescid-i Nebevî’ye dair tüm işlerden sorumlu olurlar, Harem-i Şerif'i mamur ve müreffeh tutmak ile mükellef olurlardı. “Şeyhülharemler ilmî faaliyetleri yönlendirir, ihtiyaç sahiplerini tesbit eder ve bunlara tahsisat ayrılmasını teklif ederdi[2]

 

Şeyhü’l-harem rütbesini en son kullanan kişi 1919’da,  Şerif Hüseyin’e Mekke ve Medine’yi teslim etmeyen Fahreddin Paşa olmuştur.

 

Bu demde kim şânı u seher meyhâne bâğa reşk eder

Mest olsa dilber sevse ger ma'zûrdıır şeyhiî'l-harem Nefi

 

KAYNAKÇA 

 

[1] ABDÜLKERİM ÖZAYDIN, NEBİ BOZKURT, https://islamansiklopedisi.org.tr/harem--kadinlar

[2] MUSTAFA SABRİ KÜÇÜKAŞCI, https://islamansiklopedisi.org.tr/seyhulharem





EsaAdmin / Erkek / 8/24/2016