Sefaretname Nedir Özellikleri Osmanlı Sefaretnameleri

 

 

 

Osmanlıca yazılışı: sefaretname : نامه سفارت

 

Sefâret ve Sefaretname Kökeni

 

Sefâret sözcüğünün kökeni Arapça ( sfr) köküne dayanmaktadır.  sufāra ͭ سفارة [#sfr msd.] elçilik, safīr سفير elçi, safar سفر yolculuk, sefer. [1] Dolayısı ile sefir, sefer, sefaret, safar sözcüklerinin de kökeni “sfr”  kökü olmaktadır.

 

Sefaretname ise  “sefâret” ile sözlük karşılığı “mektup” olan “nâme” kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.  Sözlük anlamı : "yabancı bir ülkeye sefirliğe giden kişilerin hatıralarını topladığı eser” şeklindedir.

 

Sefir Nedir

 

Devleti temsil edecek şekilde yabancı ülkelere gönderilen elçilere sefir denmişti.  Sefirin çoğulu ise süfera sözcüğüdür. Sefaret ise ( çoğulu  'sefârât aslı sifâret  )  sefirlik, elçilik manasındadır. Sefîr-i

Kebîr ise büyük sefir yani günümüzdeki anlamı ile büyükelçidir. “Sefârethâne” ise “elçinin

Bulunduğu bina; elçilik” demektir.

 

Eski devrilerde elçiler, devlet başkanlarının mesajlarını, savaş ilanlarını, barış tekliflerini,  hediyeleri vb diğer ülkelere iletirler her türlü siyasi, ticari haberleşme ve ilişkiler elçiler vasıtası ile sağlanırdı.[2] Osmanlı İmparatorluğu zamanında bu amaçlar ile İran, Rusya, Avusturya, Lehistan, Fransa, İngiltere, İtalya, Fas, Özbekistan, Hindistan, İspanya, Prusya ve İsveç gibi ülkelere toplam kırka yakın elçi göndermişti. Bu nedenle Osmanlı Edebiyatında kırka yakın sefaretname yazıldı.[3]  III. Selim devrinden sonra ilişkide bulunulan büyük devletlerde elçilikler açılmış [4]ve sefir göndermek âdeti sona etmiştir.

 

Sefaretname Nedir

 

Sefaretname ise elçi yani devleti temsilen yabancı ülkelere gönderilen sefirlerin rapor amaçlı yazdıkları gezi yazılarıdır.  Eski dilde seyahatnamelere “edebü’r-rihle, edebü’r-rahalât,” da denmiş elçilerin yaptığı yolculuklara “er-rihletü’s-sifâriyye” de denmiştir. Osmanlı devlet ricalinin dilinde bu eserlere  “sefâret takriri” de denmiştir. Sefaretnameler Osmanlı sefirlerinin mektup, risale, seyahatname, takrir ve havadis tarzlarında kaleme aldıkları raporlardır.

 

Devleti temsilen diğer ülkelere gönderilen elçilerin mahiyetinde çok sayıda diğer görevliler de bulunurdu. Elçiler gittikleri yabancı ülkelere devletin azametini gösterecek şekilde büyük bir heyet ve gittikleri devletin önemli kişilerine verilmek üzere değerli hediyelerle giderlerdi. Elçilerin görevleri arasında diğer ülkelere padişahın tahta çıkışını(cülûs) ya da şehzadelerin doğumunu(velâdet) bildirmek, savaş ve barışları ilan etmek, antlaşmalar yapmak, dostluk önerisi ve gösterisinde bulunmak da vardı.

 

Sefirlerin tek görevi gönderilen iletiyi ve hediyeleri yerine ulaştırmaktan ibaret değildi. Sefirler görevleri esnasında mahiyetlerindeki görevlilerden de yararlanarak gittikleri yerlerde şahit oldukları olayları, geçtikleri bölgelerin coğrafi özelliklerini, kültürel ve sosyal yapıyı, idari ve mülki yönetimle ile ahalinin durumunu, insanları hakkında gözlemleri, yaptıkları diplomatik görüşmeleri, o ülkenin özelliklerin yazılı bir rapor halinde hazırlamaktı. Sefirler gittikleri ve geldikleri güzergâh üzerinde gördükleri devletler, şehirler hakkında çok detaylı bilgiler vermek ile mükellef olmalıydılar. Bu nedenle olsa gerek sefirler bu eserlerinde gittikleri yerlerin gündelik hayatları, yönetim şekilleri ve birimleri,  iktisadi, mali şartları, ekim, biçim, üretim faaliyetleri, dini, sosyal ve kültürel yapılarına dair çok detaylı bilgilere gitmişlerdir.

 

Sefaretnameler, genellikle nesir şeklinde yazılırdı. Buna mukabil bazıları manzum olarak da yazılmıştır.  Gezi, inceleme, tanık olma ve gözlem raporu niteliğindeki bu yazılar, Osmanlı Devleti ile temas içinde bulunulan devletlerarasındaki siyasî, kültürel ve ekonomik bağları, tarihi öneme haiz ilişkileri ortaya koymaları açısından çok önemli belgelerdi.  Sefaretnameler, Osmanlı diplomasi tarihi ve siyasi ilişkilerini anlamak açısından son derece önemli belgeler olmuşlardır.

 

Sefaretnameler çok özenle yazılır ilgili devletler hakkında çok detaylı bilgilere de yer verilirdi. Sefirlerin padişahlara veya sadrazamlara takdim ettikleri bu raporlar o devletler ile yapılan ilişkiler hakkında belge, hatta istihbarat niteliği de taşıyordu. Bu eserler Osmanlı toplumunun ve devlet adamalarının yabancı ülkeler hakkındaki bilgi kaynakları oluyordu.

 

Seyahatnameler çok büyük bir özenle yazılar, heyette yer alan hattatlar tarafından yazıya geçirilir, hatta nakkaşlar tarafından resimlerle de süslenirdi. Sefaretnameler gezi yazısı türünde eserler arasında görüldükleri gibi tarihi belge niteliği de taşıyan eserlerdir. Buna mukabil bu eserlerin yazılış amacı gidilen görülen yerler hakkında devlet erkânına bilgi vermektir.

 

Bu eserlerdeki bilgiler Osmanlı Devlet adamlarını yeniliğe teşvik etmiş,  bu detaylar duraklama ve dağılma dönemlerinde Osmanlının modernleşme ve batılılaşma gayretlerine de öncülük eden bilgiler olmuşlardır Osmanlı devlet adamları diğer ülkelerdeki askeri, sosyal,  siyasal,  yapıyı, o ülkelerdeki teşrifat ve protokol kurallarını ve hiyerarşik yapıyı seyahatnameler sayesinde öğrenmiş ve takip etmiştir.  Örneğin ıslahat ve batılılaşma hareketlerinin ortaya çıkmasında Yirmi sekiz Mehmet Çelebi’nin Paris Seyahatnamesi ve Ebubekir Ratib Eendi’nin Viyana Sefaret Takriri adlı eserinin  çok büyük önemi vardır.[5] Bu eserdeki bilgiler III. Selim’in çok dikkatini çekmiş, pek çok yenilik bu eser sayesinde ortaya çıkmaya başlamış, örneğin matbaanın kurulması ordunun ıslahı çabaları vb böylece başlamıştır.

 

Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Fransa Sefaretnamesinden bir örnek

 

“Paris şehrine mahsus bir eğlence varmış ki( opera derlermiş. Acayip sanatlar gösterirlermiş. Şehrin kibarları varırlar ve vasi dahi ekseriya varıp kral dahi bazı kere gelirmiş. …Herkesin rütbesine göre oturacak yeri var. Bizi kralın oturduğu yere getirdiler. Bu yer   kırmızı kadife ile döşenmiş. Vasi de gelmiş( yerinde oturmuştu. Yüz çeşitten fazla saz hazırdı. Akşama bir saat vardı. "her taraf, kapalı olduğundan birkaç yüz balmumu ve billur avizelerde de hesapsız mum yanmıştı. Opera pek gösterişli yapılmış olup cümle tırabzanları( sütunları( duvarları ve tavanları altınla seslenmişti.”[6]

 

 

Osmanlı Sefaretnameleri

 

Osmanlıda İlk sefaretnameler 17. asırda yazılmaya başlanmış 19 asrın ortasında ise son bulmuştur. Yazılış tarihlerine göre sefaretnameler şunlardır.  Divan edebiyatındaki ilk Sefaretname örneği Kara Mehmet Çelebi'nin Viyana Sefaretnamesidir. En önemli görülenleri ise Yirmisekiz Mehmed Çelebi ‘nin Paris Sefâretnâmesi ve Ahmed Resmi Efendi'nin sefaretnamesi, Nişli Mehmed Ağa'nın Rusya sefaretnâmesi (1722-1723) olmaktadır.

 

Viyana Sefâretnâmesi (1665, elçi Kara Mustafa Paşa, yazan Evliya Çelebi, bs. Raşid Tarihi, c.I.; Silahtar Tarihi, c.I.; Seyahatnâme, c.VII.), Mükaleme Takriri (1688- 1892, elçi Zülfikar Paşa, bs. Silahtar Tarihi, c.II.), Viyana Sefâretnâmesi (1719, elçi İbrahim Paşa, bs. Almanca Viyana, 1907; TOEM, s. 40. Bu seferde şair Nahifî de bulunmuştur), Fransa Sefâretnâmesi (1720- 1721, elçi Yirmisekiz Mehmed Çelebi), İran Sefâretnâmesi (1721, elçi Ahmed Dürrî Efendi, bs. Paris, 1810, 1820), Rusya Sefâretnâmesi (1722-1723, elçi Nişli Mehmed Ağa, bs. Tarih Vesikaları Der. Sayı, 10-12), Istılah-ı Nemçe (1730, elçi Mustafa Efendi), Lehistan Sefâretnâmesi (1730, elçi Mehmed Ef.), Takrir (1732- 1733, elçi Mehmed Said Ef., bs. TOEM c.II.), Rusya Sefâretnâmesi (1740- 1742, elçi Mehmed Emmi Paşa), Hindistan Sefâretnâmesi (1744- 1749, elçi Salim Ef.), İran Sefâretnâmesi (1746, elçi Mustafa Nazif Ef., bs. İzzî Tarihi, c.I., Devhatü’l- Vüzerâ, c.I., Tarih-i Gülşen-i Maarif, c.II.), İran Sefâretnâmesi (1747, büyükelçi Hacı Ahmet Paşa), Nemçe Sefâretnâmesi (1748, elçi Hattî Mustafa Ef., bs. İzzî Tarihi, c.V., Tarih-i Gülşen-i Maarif, c.II.), Lehistan Sefâretnâmesi (1755, elçi Ali Ağa, bs. TOEM, sayı 13), Rusya Sefâretnâmesi (1755, elçi Derviş Mehmed Ef.,bs. Fransızca, Journal Asiatique, Vâsıf Tarihi, c.I., Tarih-i Gülşen-i Maarif, c.II.), Viyana Sefâretnâmesi (1757- 1758, elçi Ahmet Resmî Ef., bs. İstanbul, 1887, Almanca Berlin, 1763, 1809, Vasfî Tarihi, c.I.), Lehistan Sefâretnâmesi (1757- 1758, elçi Mehmet Ağa, bs. Vasfî Tarihi, c.I., Tarih-i Gülşen-i Maarif, c.II.), Rusya Sefâretnâmesi (1757- 1758, elçi Şehdî Osman Ef., bs. Tarih Vesikaları Der. sayı, 1- 5.), Prusya Sefâretnâmesi (1753- 1764, elçi Ahmet Resmî Ef., bs. İstanbul, 1886, 1903, Almanca, Berlin, 1809), Sefâretnâme-i Necatî (1771- 1775, elçi Silahdar İbrahim Paşa, yazan Necatî Ef.), Sefâretnâme-i Abdülkerim Paşa (1775- 1776, elçi Abdülkerim Paşa, bs. İstanbul, 1898), Kaside-i Tannane (İran Sefâret takriri, 1776, elçi Sümbülzade Vehbî, manzum, bs. Divan-ı Vehbî, Bulak, 1837), Fas Sefâret Takriri (1785- 1786, elçi Seyyid İsmail Ef.), Buhara Sefâretnâmesi (1787-1791, elçi Alemdar Mehmet Paşa, bs. Cevdet Tarihi, c.XV.), İspanya Sefâretnâmesi (1787- 1788, elçi Vâsıf Ef., bs. Cevdet Tarihi, c.IV.), Fas Sefâret Takriri (1787, elçi Ahmet Azmî Ef.), Prusya Sefâretnâmesi (1790- 1792, elçi Ahmet Azmî Ef., bs. İstanbul, 1886), Nemçe Sefâretnâmesi (1791- 1792, elçi Ebubekir Râtip Ef.), Rusya 13 Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, c. 7, s. 484, Dergah Yayınları, İstanbul, 1990. TAED 33, 2007, 61-68 A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 33 Erzurum 2007 -67- Sefâretnâmesi (1793- 1794, elçi Mustafa Râsih Paşa), Havâdisnâme-i İngiltere (1793- 1796, elçi Yusuf Agah Ef., bs. Cevdet Tarihi, c.VI., Muharrefat-ı Nâdire, s.384- 396), Journal du Voyage de Mahmud Raif Efendi en Englaterde ecrit par luy meme (1793- 1796), Fransa Sefâretnâmesi (1802, elçi Ahmedî Mehmed Said Galib Ef., bs. Edebiyat-ı Umumiye Mec., c.I.), Fransa Sefâretnâmesi (1808- 1811, elçi Seyyid Abdürrahim Muhib Ef.), Fransa Sefâretnâmesi (1806, elçi Seyyid Mehmet Emin Vahit Ef., bs. İstanbul, 1866, 1887, Fransızca Paris, 1843), İran Sefâretnâmesi (1807, elçi Seyyid Mehmet Refî Ef., bs. İstanbul ts.), Musavver İran Sefâretnâmesi (1811, elçi Yasincizade Seyyid Abdülvahhab Ef., yazan Bozoklu Osman Şakir Ef.), Takrirler (Londra Sefâretnâmesi, 1832, elçi Mehmet Namık Paşa), Avrupa Risalesi (1838, Paris Sefâret başkatibi Seyyid Mustafa Samî Ef., bs. İstanbul, 1840, 1852), İtalya Sefâretnâmesi (1838, elçi Mehmet Sadık Rıfat Paşa, bs. İstanbul, 1858), Risale (Sefâretnâme 1845, elçi Abdürrezzak Bahir Ef.)[7]

 

KAYNAKÇA 

 

[1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/sefaret

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/Icerik.aspx?a=/e/ARAMA/DIVAN-NESRI-MESNEVI-TARIH/SEFARETNAMELER/ESA/20a5d314-696f-4da1-80c3-eb793367253f

[3] Dr. Esin ŞAHİN, EDEBÎ BİR TÜR OLARAK KLÂSİK EDEBİYATIMIZDA SEFÂRETNÂMELER, A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 33 Erzurum 2007

[4] UNAT, Faik Reşit, Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri, Tarih Kurumu Yayınları, s. 20- 21,

Ankara, 1968.

[5] İLYAS SÖZEN, SEFARETNAMELER, AKSARAY ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜTARİH ANA BİLİM DALI,

[6] Beynur Akyavaş Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Fransa Sefaretnamesi, , Ankara, 1993,.3

 

[7] PALA, İskender; Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü; Akçağ Yayınevi, Ankara, 1989, c. I-II, s. 429- 430.



KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1 Sefaretnameler
2 Gezi Seyahatname Tüm Özellikleri ve Tarihçesi
3 Hatıra Yazsı Türü Özellikleri Günce Biyografi ve Gezi Yazıları ile Mukayesesi
4 Divan edebiyatı Nesir Türleri ( Genel açıklamalar)
5 DİVAN EDEBİYATINDA MÜNŞEAT MÜNŞEATLAR





Şahamettin KuzucularAdmin / Erkek / 1/20/2016