Hangi rengin duasında saklıdır aşk ve hangi çökertmede saklıdır hicran?
Mevsimin mentolünden gözlerim yandı ve şafak vaktine kurdum ben bu sevdayı.
Mavidendi patikleri yüreğimin
Nasıl da manidar bir iklimdin sen oysa
Metazori değildi sevgim
Lades demeyi bilmeyen bir şaklaban dalgınlığında
Hep dalga geçtim kendimle
Bilemediğim de en hırçın dalga olduğumu
Naylondandı eşrafım ve ben kat izimle severken
Tanık olduğum kadar yerli yersiz siteme
Hem yerim yurdum da vardı
Yâd edilesi dünümün miadı dolmamıştı da
Zemherilerde üşüyen sözcüklerimi
Şiire serdim
Şiir bildiğim ömrü ise yatak döşek yatıp da yaktım
Ah, nazenin yürek coğrafyam
Temkinli yaşadığım kadar tereddütsüz severim ben
Bir çağ yangını kimine göre…
Çengeline takılıyım mevsimin ve kilim desenli
Yanık ucuyum ben yazdıklarımın
Yarenlik eden aşk ve kalem
Yârimse özlem
Koştuğum ılık nefesinde bu aşkın
Kaynarken yüreğimdeki kazan
Konfetiler serperim ben şiirlerimle her münazara ettiğimde
Şiirsel bir doku serpilir saf yüreğimde
Göğün kamberiyim
Yerinse solgun çiçeği
Beynamaz gölgelerden çektiğimi
Söylesem mi yoksa sizlere?
İyi de inanmazsınız yaşatılan kabir azabını
O yüzden ölümden korkmuyorum ben
Mademki kavuşacağım özüme ve Rabbime
Kayıtsız şartsız teslimim maneviyata
Közümde saklı olsa da hüznüm
Bedeller ödedim ben sevdikçe
Ve sevindikçe şen bir çocuk gibi
Dikilesi ağzını kapatamadım insanların
Uçuşan zanlardan neler düştü payıma
Payidar bildiğim kadar insan sevgimi
Ve işte koştukça koşuyorum bilinmedik bir istikamette
Hicranımla yanık kelamım
Mevsimde saklıdır hem benim itibarım
Hem rüzgârım hem güneş
Hem aşkım hem aşina gülüp geçenlere
Hem katıksız mutluyum
Hem de katıksız nur saçar ruhum
Gerçi zaman zaman tutulur nutkum
Ama…
Devamı yok ki bu şiirin
Ömürde saklı gizin de izini sürdüm süreli
Coşkuma eşlik eden Rabbim ve kalemim
Mütalaası sözcüklerin
Zıpkın yemiş gibiyim hem yazmadığımda
Kabullendiğim yazgım ve de yasım…
Muadili olduğum bir yasa işte içimden geçen
Bense şiir diye ömre alt yazı geçerken…