AFET İNAN'DAN TÜRK KADININ TARİHİMİZE KATTIĞI DEĞERE DAİR DEĞERLİ BİR ESER:"KURTULUŞ SAVAŞINDA TÜRK KADINI" "Kurtuluş Savaşında Türk Kadını" adlı eser, Türk kadınının azmini, milletinin maneviyatını yüksek tutma konusundaki coşku ve kararlılığını örneklerle ortaya koyan değerli bir eser. 1985 yılında aramızdan ayrılan Prof. Dr. Afet İnan 'ın kaleme aldığı bu eser hacim olarak ince ama içerik olarak yoğun bir duygusallık barındırıyor. Bazı kitaplar vardır, ince olduğu için bir solukta bitireceğiniz düşüncesiyle okumaya başlarsınız. Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanmış olan bu eseri de aynı duyguyla elinize alıyorsunuz. Evet, belki bir solukta okuyabilirsiniz de ama sanki kitabın ruhundan uzaklaşmış olursunuz o zaman. Eser üç bölüm halinde kaleme alınmış :a) Kuvayı Milliye Hareketinde ve Ordu Hizmetinde Türk Kadınıb) 1919-1920'de Türkiye 'de Yabancı İşgalinin Protesto Mitingleri:Fatih Mitingleri, Kadıköy Mitingi, Sultan Ahmet Mitingi... c)Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan CemiyetiKitaptan birkaç alıntıyla devam edeyim yazıma."Türkiye' de 1918-1923 yılları arasında kadının durumu değişik özellikler gösterir. Türkiye 'nın tarihi gelişmesi buna büyük ölçüde etkili olmuştur." (1.s.)"Türkiye' nin kurtuluş savaşı bir milletin ölüm kalım hâlinin tarihidir. Çünkü savaş sadece cephelerde değil aile ocaklarına kadar girmiştir. Bu istilâya karşı savaşan erkeğine yardımcı olan kadın cephaneyi arabasında, sırtında taşımış, askere giydirecek eşyaları hazırlamış, ordunun yiyeceğini yetiştirmiş, vatan savunmasında üzerine düşen ödevi yapmıştır..." (4.s.) İşte bu alıntı bile kitabın ruhunu çok güzel yansıtıyor. Bu satırları hızlıca okuyup geçemiyorsunuz elbette. Farklı hislerle okuyorsunuz her kelimesini. Coşku ve gururu aynı anda hissediyorsunuz. Türk kadınıyla gurur duyuyorsunuz. Kimi zaman ikinci plana atılan ve sadece evini, yuvasını idare eden, tek bir rolle gücü sınırlandırılan kadınların, Türk kadınının tarihe ismini altın harflerle yazdırdığını görüyorsunuz satırlar arasında. İnanıyorum ki başka toplumlarda, milletlerde de kadının üstün başarısını görmek mümkündür. Afet İnan bizleri; Ayşe Ana'yla, Halime Çavuş'la, usta kalem va başarılı hatip Halide Edip Hanım' la, Münevver Saime Hanım 'la, Şükufe Nihal' le, Sabahat Hanım 'la ve daha birçok değerli Türk kadınıyla tanıştırıyor. Nutuklarından alıntılar yapıyor. Her nutuk sizi o günlerin ruhuna alıp götürüyor. "Hanımlar, bugün elimizde top, tüfek denen alet yok, fakat ondan büyük, ondan kuvvetli bir silahımız var. Hak ve Allah var(Alkışlar). Tüfek ve top düşer, hak ve Allah bâkidir. Topun yüzüne tükürecek kadar evlatlar, analar, kalbimizde aşk ve iman, milliyet duygusu var..." (19 Mayıs 1919 Pazartesi, Fatih Mitingi. Halide Edip Hanım) (14.s.)" Kadınlar silâhsız ve zayıf, fakat kalbi gayet metindir. "(16.s.) Her miting konuşmasında o dönemin önde gelen kadınlarımızın hitabetteki ustalığına bir okur olarak tanıklık ediyorsunuz. Gurur ve coşkuyu aynı anda hissettiriyorlar. O dönemde meydanlardaki coşkuyu hayal ediyorsunuz. Manevi güce en çok ihtiyaç duyulan dönemlerden biri :Kurtuluş Savaşı... Bir başka miting konuşmasından alıntıyla devam edelim. "Asri Kadınlar Cemiyeti" namına Sabahat Hanım 'ın nutku, 20 Mayıs 1919 Salı. "... İşte hayatı ruhu Türk olan Izmir' i bugün Yunanlılar aldılar. Belki yarın da sinemizden bir şey, kalbimizden bir hayat koparır gibi birer birer Konya 'mızı, Bursa' mızı hatta, evet, bütün güzellikleriyle nazarları celp eden çok sevgili İstanbul 'umuzu da isteyecekler. O zaman bu hayatımıza zehirli tırnaklarını takıp her fırsatta bizi biraz daha ölüme yaklaştıran bu kahır kuvvetler karşısında yine böyle sükûn ve tevekkül ile mi yaşayacağız. Ben buna hayır diyorum..." Miting konuşmaları kitabın ruhunu oluşturuyor. Bu konuşmalarla milli, manevi yönünüz zenginleşirken kitabın son sayfalarında yer verilen fotoğraflarla da o dönemin kahraman Türk kadınlarıyla buluşuyor gözleriniz. Kısaca, ince ama içeriğiyle yoğun duygular hissedeceğiniz bu eseri, okumanız gereken kitaplar arasına alabilirsiniz. Bu değerli eseri kaleme alan Afet İnan 'a ve güzel vatanımıza gür sesi ve güçlü inancıyla, cephedeki varlığıyla bugünlere gelmemizde emeği geçen bütün Türk kadınlarına minnet ve şükranlarımı iletiyorum. Mekânınız cennet olsun.
Herkese iyi okumalar!
1965'te Van'ın Çatak ilçesinde doğmuşum. Üç yaşımdayken İstanbul'a yerleşmişiz. Okumayı, öğrenmeyi seven, sevgi ve merhametleriyle hayat yolunda bana güç kaynağı olan güzel yürekli anne ve babamı rahmetle anıyorum. 1991 yılında M.Ü. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Yazmaya olan ilgim ortaokul yıllarında başladı. Edebiyat öğretmenlerime bu yolda bana verdikleri destekten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Eleştiri türündeki yazılarımda da eleştiri türünün değerli isimlerinden rahmetli Asım Bezirci'nin desteğini dile getirmek isterim. Kendisini de rahmetle ve şükranla anıyorum.
Çeşitli dergilerde ve yerel gazetelerde şiirlerim ve eleştiri yazılarım yayımlandı. Şiirlerimi bir kitapta toplamak ve yayımlatmak için iki kez bunun hazırlığını yaptıysam da bazı özel nedenlerden dolayı bu planımı hayata geçiremedim. Ama yazma yolculuğum, sevdam devam etti hep. 2016'da Esa'yla tanışmam, edebiyat yolculuğumda benim için önemli bir dönüm noktası oldu. Sitenin kurucusu değerli meslektaşım Şahamettin Kuzucular'a sitedeki yazı sürecinde verdiği destekten dolayı bu vesileyle teşekkür ediyorum. Şu anda, çocukluğumun, eğitim öğretim hayatımın, aile hayatımın geçtiği ve Orhan Veli'nin, Yahya Kemal'n şiirler yazdığı İstanbul'da bir lisede edebiyat öğretmeni olarak görevime devam etmekteyim. Ülkem, ailem, mesleğim, kitaplar ve yazma tutkusu. Bunlar benim sevdam. Yaşama sevincini, her daim ümidini kaybetmemeyi, öğrencilerime güzel rehberlik edebilmeyi, sevdiklerime, hayata emek vermeyi seviyorum ve önemsiyorum.
Hayata gözlerimi açtığım Çatak'ta başlayan yaşamım İstanbul'da devam ediyor. Dilim döndüğünce anlattığım hayat yolculuğum, şu ana kadarki yaşam öyküm böyle işte!20.11.2020