Bitimsiz hengâmesi bu savruk aşkın bense mehtabın yaftalarında savsaklanan bir yıldız ötesi olamadım gözünde oysaki yıldızlar saçıyordu kalemim ve bakamadığın gözlerim.
Özüme sadık bir travmayım ben ve sözüne sadık aşkın yaftaları değil yüreğin aryaları sökün eden şiir olup da yağdığım başına ve yâd ettiğim güzelliklerden de artık medet ummadığım.
Bir ummanım ben bir de içimde delik hazne
Gönül yaşım ve gönül yasım
İçimin hengâmesi özdeşleştiğim kibirli yüreğin
Kindar olmayı bilemedim ben herkes gibi
Öykündüğümse hem kendim bir de öldüremediğim
Çocuk kimliğim.
Baştan savma sevemem sevmedim de
Sevecen yüreğin titridir içime doluşan yasın amblemi
Bir rakkas ise kalemin de bitimsiz yürek ritmi
Saydığım soldan başa
Savamadığım başımdan
Savsaklandığım kadar kaderi kederi kabullendiğim
Nemrut bir gölge olamam ben
Olmazın olmazı bir hüsranım dünümü mimlediğim
Günümü mimleyense hapsolduğum zemheri yüklü mahzeni
Taşa tuttuğum
Başıma atılan taşlardan bir saray kurduğum
Hicranım peşrevidir yüreğin
Aşkımsa solmayan çiçeği kabrimin
Gönlün şeridi ve şemaili
Hükmeden Rabbime nasıl da sevdalı bir kulum
Kulu olmakla gurur duyduğum
Övüncüm ve tesellim de Allah rızası için çok sevebildiğim
Ne tekilim ne de tekeliyim hüznün
Ne tamtakır ne de tüme varım duyguların
Muadili o iklimin de seferberliği
Yoksa nasıl yatıya ve de yatsıya kalırdı düşlerim?
Hicabım ben icap ettiği üzere
Ricamsa evrenden oysaki sevmeyi hep emir kipi belledim ben
İçimdeki t/aşkın idam fermanı
Yüreğin yongası sözcüklerin de ihtişamı
Üzerindeyim ben her şeyin her duygunun
Uzamında hasretin ve bu çetrefilli aşkın darmaduman ettiği
Bir yelim ya da tali yolu göğün
Mevsimlerden bahar bellediğim Mayısın üşüten rüzgârı
Efkârın da bam teli
Aşkı askıya alan o zemheri
Gülücüklerim idi hep bonkör
Hüznüme muhalif sırlarım eline verdiğim
Sarmalında bu sevdanın
Bilemediğim yok olacağına gittiğim yolun
Ben çoktan benden gittim en çok da senden
Sefil rüzgârın t/aşkın mizacı
Sözcüklerim rötarlı bu aşkınsa mimarı
Elbet Rabbin tezahürü her gördüğümde sevgiyi
Kuşandığım kısmetim kandığım kardığım hikmeti
Bahşeden evrene teveccüh ettiğim yasın muadili
Bir şiir olmaya namzedim bu gece
Bir şairin gazeli hükmeden Rabbine dönük yüzüm yalnızlığımı
Katık ettiğim her öğünün ana menüsü
Göğün kumpası oysaki
Severek göç etmiştim yürek iklimine
Asla da ait olmadığımı
Göremediğim için kaçıncı seferi
Seyyah sözcüklerden yol çizdiğim
Aşkın hicabında bir sönüp bir estiğim
Yaşamanın meali elbet insanlığın radarı takılı
Sevgide sevmeye meyyal bir rüzgâr ki
Aşkın kantarı
En ağır çeken kimse hüznü giyindiğim ansızın bir zemheri
Üşüten yüreğin mizacı hiç mi hiç bu kadar yormamıştı
Bu yorgun yüreği ve kabir azabı
Yaşadığım sensizliğin mezarı…