GÜLE HASRETİM
Gözümden düştün yâr kalbim kan ağlar
Yaşımı silecek ele hasretim
Ruhum durgun deniz, yüreğim çağlar
Patlayıp fışkıran sele hasretim
Ateşin koynuna uçup girmişiz
Yanıp kül olmaya meyil vermişiz
Her yanık izinde aşkı görmüşüz
Üfledikçe yakan yele hasretim
Beyaza dönünce kırmızı çizgim
Karayla yazıldı toz pembe yazgım
Dilimden dökülür o kırık ezgim
Mızrabın gezdiği tele hasretim
Sükûtun, yaktıkça yaktı bağrımı
İçimde büyüttüm derin ağrımı
Belki de duymadın sessiz çağrımı
Gönlüme dolacak "Gel"e hasretim
Sensiz viran yurdum, metruk bağ gibi
Sitemin yakıyor yanardağ gibi
Artık, üste çıkma zeytinyağ gibi
Bir güzel, bir tatlı dile hasretim
Başıma geldi ya sevda karası
Dayarım burnumu sızlar yarası
Köprücük kemiğin çenen arası
O yerde yetişen güle hasretim...