6 ŞUBAT'A DAİR NOTLAR
6 Şubat 2023, saat 04.17'de büyük bir ruh göçü yaşandı gecenin bir vakti. On bir ilimizde feryatlar yükseldi karanlığın içinde. Büyük bir yıkımla birlikte nice canlar, her bir canın hatıraları, hayalleri de o yıkıntıların altında kaldı. Anneler, babalar, evlatlar, kardeşler, nice akraba ve nice dostlar... "Deprem değildi, bir kıyamet yaşadık." dediler. Evet, bir kıyamet... Ekranlardan taşan, yürekleri paramparça eden büyük bir felaket... Doğal olmanın ötesinde büyük ihmallerin, hırsların, bilimin aydınlığından uzaklaşmanın felaketi. Vicdan, bilim, ahlâk yoksunluğunun felaketi. Sadece" doğal afet" diyerek sorumluluktan kaçmayalım. Vicdan muhasebesini bir kenara atmayalım.
28 Şubat 2023
Onlar da başlarını yastığa koyup uykuya daldılar. yarını düşünerek. O günün yorgunluğunu sıcak yataklarına. girip geride bırakmak istediler. Anneler belki de yarın ne pişireceğini, çocuklar yarınki derslerini, kimi sevdiğini düşünerek uykuya daldı. Gecenin sessizliği sardı her yanı. Sokakları, caddeleri, gökyüzünü... Saatler ilerledi. Gece tam da uykunun en tatlı ve derin anında 6 Şubat saat 04.17'de onların deyimiyle "kıyamet" yaşandı. O sıcak yataklar, çekilmiş perdeler, sıcak yuvalar, oradaki kültürün izini taşıyan her ne varsa enkaz oldu. Sadece binalar değil, hayaller, umutlar, hatıralar da enkaz oldu. Birkaç saniyede, tatlı uykusundaki nice can, yılların kurulu düzeni, on bir şehrimiz enkaz oldu Bir ruh göçü yaşandı adeta saniyeler içinde. Toz, taş, demir örttü nice hayatları, yaşanmışlıkları. On bir şehrimizin ruhu yok oldu ama insan yaşadıkça kültür de tekrar yeşerebilir. Sokaklar, caddeler yeniden canlanabilir. Evlerin ışıkları yeniden geceyi aydınlatabilir. Yeter ki umutlar tükenmesin. O zor günlerde, enkazdan çıkarılan her can umut oldu. Kurtarılamayan her bir can da yasa boğdu. İçimiz kanıyor. Hiçbir sözcük yetmiyor o acıyı, o felaketi anlatmaya ama yaralarımızı hep birlikte saracağız. 3 Mart 2023
1965'te Van'ın Çatak ilçesinde doğmuşum. Üç yaşımdayken İstanbul'a yerleşmişiz. Okumayı, öğrenmeyi seven, sevgi ve merhametleriyle hayat yolunda bana güç kaynağı olan güzel yürekli anne ve babamı rahmetle anıyorum. 1991 yılında M.Ü. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Yazmaya olan ilgim ortaokul yıllarında başladı. Edebiyat öğretmenlerime bu yolda bana verdikleri destekten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Eleştiri türündeki yazılarımda da eleştiri türünün değerli isimlerinden rahmetli Asım Bezirci'nin desteğini dile getirmek isterim. Kendisini de rahmetle ve şükranla anıyorum.
Çeşitli dergilerde ve yerel gazetelerde şiirlerim ve eleştiri yazılarım yayımlandı. Şiirlerimi bir kitapta toplamak ve yayımlatmak için iki kez bunun hazırlığını yaptıysam da bazı özel nedenlerden dolayı bu planımı hayata geçiremedim. Ama yazma yolculuğum, sevdam devam etti hep. 2016'da Esa'yla tanışmam, edebiyat yolculuğumda benim için önemli bir dönüm noktası oldu. Sitenin kurucusu değerli meslektaşım Şahamettin Kuzucular'a sitedeki yazı sürecinde verdiği destekten dolayı bu vesileyle teşekkür ediyorum. Şu anda, çocukluğumun, eğitim öğretim hayatımın, aile hayatımın geçtiği ve Orhan Veli'nin, Yahya Kemal'n şiirler yazdığı İstanbul'da bir lisede edebiyat öğretmeni olarak görevime devam etmekteyim. Ülkem, ailem, mesleğim, kitaplar ve yazma tutkusu. Bunlar benim sevdam. Yaşama sevincini, her daim ümidini kaybetmemeyi, öğrencilerime güzel rehberlik edebilmeyi, sevdiklerime, hayata emek vermeyi seviyorum ve önemsiyorum.
Hayata gözlerimi açtığım Çatak'ta başlayan yaşamım İstanbul'da devam ediyor. Dilim döndüğünce anlattığım hayat yolculuğum, şu ana kadarki yaşam öyküm böyle işte!20.11.2020