Cumhuriyet I Dönem Şiiri Genel Özellikleri ve Memleketçilik
Memleketçilik veya Memleket Edebiyatı
Edebiyatta Memleketçilik anlayışı Meşrutiyet ile dillenmeye başlayan ancak cumhuriyetin ilk yıllarında aktif bir şekilde ortaya çıkıp epey bir devam eden, şiirde romanda öykülerde fikir yazılarında hatta resim sanatında kendisini gösteren bir sanat hareketidir.
Memleket edebiyatı da denilen bu konu yaklaşımı I. Dünya Savaşı ve Mütareke dönemlerinde Hilmi Ziya Ülken tarafından ortaya atılmış Ziyaettin Fahri, Remzi Oğuz Arık ile devam etmiş sonraki yıllarda “ söylenmemiş bir masal gibi Anadolu” mantığı ile edebiyatçıların gözde bir konusu olmuş resim sanatına da yansımış bir sanat yaklaşımı olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin yıkılmasını ve cumhuriyet idaresini sağlayan gelişmelerden sonra 1923 yılından günümüze kadar devam eden sürece Cumhuriyet dönemi edebiyatı denmiştir.
Cumhuriyet Dönemi edebiyatı, siyasî, askerî ve edebi açılarından Tazimat Edebiyatından beri süre gelen Batılı edebiyatın tesiri altında bir yandan da halk şiirini modernize ederken diğer yandan da özgün bir Türk edebiyatı oluşturma gayretleri içinde olan bir edebiyattır.
Ülkenin Avrupa'nın gerisinde kalmış olması, Osmanlı devrinde başlayan aydınlanma ve batılılaşma çabalarına karşın Cumhuriyet dönemindeki kimi şair yazar ve topluluklar geleneksel edebiyatı sürdürmek veya geleneksel özelliklerimize çağdaş bir hüviyet kazandırmak arayışlarına da girmişlerdir.
Tanzimat döneminde de olduğu gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında da özellikle Fransız Edebiyatının izleri ve etkileri bariz bir şekilde gözükmektedir. Tanzimat’tan beri özellikle Fransa'ya gitmeye özenen gençlerin edebiyat alanında yapmaya çalıştıkları yenilikler siyasi alanda da kendini hissettirmiş; Cumhuriyet dönemi edebiyatı ilk yıllarını bu etki altında sürdürmüştür.
19.Yy ve 20. Yy başlarında Fransa’da ortaya çıkan birçok edebi akımlar ve hareketler bu nedenle Türk Edebiyatında da kendisini hemen hissettirmiş, hikâye, roman ve şiirlerimizde Fransa’dan ortaya çıkan bu edebi akımların izleri gözükmüştür.
1911 yılında ortaya çıkan Milli Edebiyat hareketi, Cumhuriyet dönemi edebiyatının 1940 yıllarına kadar ki sürecinde en etkili olan bir edebi hareket olarak kendini gösterir. Çünkü Millî edebiyat sanatçıları, Cumhuriyet'in ilk yıllarında da eserler vermeye devam etmişler svaş yıllarının hamasi etkileri de dil, sanat, konu seçimi açılarından Milli Edebiyatın görüşlerini besleyen ve devam ettiren amiller olmuşlardır.
Bu nedenle Yedi meşaleciler ve Beş Hececiler gibi ortaya çıkan yeni topluluklar da Milli Edebiyatın görüşlerinin edebi türevleri şeklindeki hareketler olmaktadır. Bu yüzden Cumhuriyetin ilk yıllarında Roman Hikâye ve nesir türlerinde en etkili ve popüler yazarlar Milli Edebiyatçılardan Halide Edip, Halide Nusret, Ömer Seyfettin, Yakup Kadri, Reşat Nuri, Refik Halit gibi sanatçılardır.
Atatürk, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmış ve 29 Ekim 1923’te de Cumhuriyetin Temelini atmış, 3 Mart 1924’te hilâfet kurumu kaldırmış, Tedrisat Kanununu çıkartarak medreseler, 25 Kasım 1925’ten itibaren de tekke, zaviye ve türbeleri kapatarak Tanzimat’tan beri süregelen çağdaşlaşma çabalarına siyasi olarak da işlerlik kazandırmıştı. Devamında yapılan diğer inkılaplar yönünü Batı uygarlığına çevirmiş çağdaş bir devlet modeli ortaya koyuyor, batılılaşmanın siyasi ayağı da şekillenmiş oluyordu. Yeni devlet modeli aynı zamanda ümmetçi ve çok milletli bir siyasî yapıdan üniter bir devlet yapılanmasını oryaya koymuş oluyor bu tutum da Milli Edebiyat Hareketinin gündem de kalmasını sağlayan resmi ve siyasi bir gelişme olarak karşımıza çıkıyordu.
Milli ve Üniter yapıdaki bu devletin siyasi yönünü kültürel anlamda güçlendirecek kurumların da kurulması gecikmemiş, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurum kurulmuş, Türkçenin sadeleştirilmesi hamleleri de başlamıştı.
Savaş yıllarında ortaya çıkan yeni durum, Türk halkına dönüş, Türk kültürünü tanımak eğilimlerini kuvvetlendirmiş, başkentin Ankara’ya taşınması ile Ankara’ya gelen aydınlar Türk Halkını ve köylüsünü yakından tanıma fırsatını bulmuşlardı. Bu gelişmeler, milliyetçilik Türkçülük düşüncelerine ilaveten Anadolu kültürünü, halkını ve köylüsünü her yönden tanıma gayretlerine de hız vermişti. Bu nedenle şairler yazarlar ve tarihçiler arasında hummalı bir şekilde Memleketçilik akımı ortaya çıkmıştı. Bir yandan savaş yıllarının sonrasını, yetim çocukları, dul gelinleri, parçalanan aileleri dile getiren eserler hız kazanırken diğer yandan halka dönüş, halk edebiyatını tanıma, halk şiirine yönelme, halk kültürünü tanıma vb anlayışları moda olmaya başlamıştı.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bu kültürel ortamda 1940 yılına kadar şu topluluklar ve edebi hareketeler ortaya çıktı.
MEMLEKETÇİLİK AKIMI:
Milli mücadele yıllarında Anadolu’ya geçen aydınlar, Anadolu gerçeği, halkı ve kültürü ve Türk köylüsü ile ilk kez karşılaşmışlar ve ilk kez yakından tanımaya başlamışlardı. Yıllardır göz ardı edilen Türk Halkı ve köylüsü İstanbul’u dahi kurtarmayı başarmıştı. Savaş’tan mahvolmuş bir halde çıkan zaten öteden beri yoksul ve düşkün kalmış olan köyler, erkek nüfusunun neredeyse tamamını kaybetmiş, sakatlar, yaşlılar, dullar ve yetimlerden ibaret kalmıştı. Anadolu halkı, yoksulluk, hastalık, savaşın getirdiği diğer felaketlerle boğuşurken aydınlarda gördükleri bu manzaraları dile getirmişlerdi.
Anadolu ve halkına ilgiyi çekmek isteyen aydınlar, bu amaçlarla Anadolu kültür, sanat ve folklorunu incelemek, Anadolu’yu her yönden tanımak hevesine kapılmışlardı. Memleketçilik olarak nitelenen bu genel eğilimin içinden çıkan Beş Hececiler ve Yedi Meşaleciler bu amaçlara değişik açılardan ulaşmak isteyen şiir toplulukları olarak ortaya çıkmıştı.
Pek çok roman, hikâye, anı ve gezi yazarları da nesirlerinde bu konulara yer vermişler, eserlerinde savaş yılları sonrasındaki Anadolu’yu, Türk köylüsünü ve halkını anlatmışlardır.
Bu yıllarda Anadolu Folklorunu, halaylarını manilerini, türkülerini, destanlarını efsanelerini, vb derleme çalışmalarına da hız verilmiş, . Halk evleri kurulmuş, her yönden halk kültürünü tanımak furyası da başlamıştı. Folklor derlemeleri, milli edebiyatın düşünce sisteminin de memleketçilik akımına dönüşmesi de hep bu anlayışın sonucudur.
Mehemet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp gibi aydınların Türkçü, Turancı, milliyetçi tutumu, Anadolu kültürüne ve Anadolu halkına olan yönelimi pek çok şair ve yazar tarafından benimsenir. Ankara’nın başkent olmasıyla Anadolu’ya akın eden aydınların pek çoğu bu harekete katılmış Memleketçilik akımı ilk önce Milli edebiyata mensup şairler ve yazarlar tarafından başlatılmıştır.
Faruk Nafiz Çamlıbel. Ahmet Kutsi Tecer, Halide Nusret Zorlutuna, Zeki Ömer Defne, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ceyhun Atıf Kansu, Behçet Kemal Çağlar, Arif Nihat Asya, Yusuf Ziya Ortaç, Halit Fahri Ozansoy, Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri milli bir yaklaşımla ve Milli Edebiyat Hareketi anlayışı içerisinde bir memleketçilik anlayışı içinde olmuşlardır.
Memleketçilik anlayışı Anadoluculuk, Mavi Anadoluculuk gibi adlarla ile değişik şekillerde ifade edilse bile 1960 yıllara kadar moda olan bir konudur. Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat, A. Kadir gibi şair ve yazarlar farklı bir söylem ile bu anlayışı sürdürmüş, TOPLUMSAL GERÇEKÇİLER ‘de kendi anlayışlarına göre sosyalist bir yaklaşımla memleketçilik konularına girmekten hoşlanmışlardır.
Bu anlayış içindeki memleketçilik ezilen köylü, köylü devlet adamı çatışması, köylü ağa çatışmaları, işçi , köylü ve yoksul kesimlerin ezilmişleri vb bağlamında ele alınmıştır.
Bu nedenle toplumcu gerçekçiler olarak nitelendirilen Nazım Hikmet, Ercüment Behzad Lav, Hasan İzzettin Dinamo Beşir Fuat, , Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Attila İlhan, Rıfat Ilgaz, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Nihat Behram, Metin Eloğlu, Ülkü Tamer, Can Yücel', Abdülkadir Bulut , Mehmet Başaran , Vedat Türkali Enver Gökçe ) gibi yazar ve şairler de bu anlayış içince olmuşlardır.
Memleketçilik kavramı Milliyetçi ve Sosyalist yazar ve şairlerin tekelinde olmamıştır. Milliyetçi, Türkçü Turancı şairler ve yazar ile Sosyalist Marksist şair ve yazarlar memleketçilik düşüncesini kendi anlayışlarına göre yorumlayıp uygulamışlardır. Örneğin Milli Edebiyat hareketine dâhil olarak kabul edilen BEŞ HECECİLER topluluğu da memleketçilik konularına işleyen bir şiir topluluğudur.
Memleketçilik akımı Resim Sanatına da yansımış bu dönemde yetişen pek çok ressam düzenlenen gezilere katılarak yurdun çeşitli şehirlerinin tablolarını yapmışlardı.
Memleketçilik Anlayışının Ana Özellikleri
Anadolu halkını, coğrafyasını, kültürünü, folklorunu, sanatını vb ele almak temel ilkedir. İstiklal harbinde harap olan halkın ve ülkenin kalkınması amaçtır. Şiirde halk şairleri ve halk şiiri yolundan gitmek amaç haline gelmiş, halk şiirinin biçimsel özelliklerine, hece, durak ölçü ve dörtlük sistemine geçilmiştir. Ancak aruzlu şiire devam edenler de kendilerini memleketçi olarak görmeye devam ederler.
Amaç halkı ve Anadolu’yu kalkındırmaktır. Bu nedenle halkın dili, deyişi hatta konuşma stili edebi eserlerin dili haline gelmiştir.
Edebiyat, Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya [email protected]