Edebi Akım Sanat Akımı Edebi Topluluk Edebi Hareket Nedir ve Farkları
Ders kitaplarında edebiyat topluluğu, edebi akım ve edebi hareket kavramlarının bir birlerine karıştırıldığı bu karışıklık nedeni ile öğrencilerin de kafasının karıştırıldığı malumdur. Bu karışıklığın giderilebilmesi için özellikle, edebiyat topluluğu ile edebi akım tabirlerinin anlam ayırımlarının iyi belirlenmesi gerekir. Bu sayede edebi hareket ile sanat akımı arasındaki anlam ayırımları da anlaşılmış olacaktır.
Edebi topluluk bir kültür veya ulus içerisinde aynı dönemde yaşayan, şair ve yazarların ortak bir sanat anlayışı, idealleri, hedefleri, hatta kültürel ve siyasi amaçları etrafında edebi eserler vermek amacıyla bir araya gelmeleri ve bu amaçlarına uygun edebi eserler üretmeye başlamalarına denir.
Edebi Hareket Nedir
Edebi hareket bir kültür sahası dâhilindeki bir edebiyat topluluğunun ortaya koyduğu görüşlerinin yaygınlaşması, kendi üyeleri dışındaki şair ve yazarların da bu görüşleri benimseyip uygulamaya başlaması, etkilerinin uzun bir sürece doğru yayılması, taraftar ve destekçi bulmasıdır.
Başka bir yaklaşımla edebi hareket; edebi topluluk özelliğini aşan, etkileri ülke sınırları dâhilinde kalan, ancak uluslararası bir edebi akım haline de gelemeyen bir edebiyat kavramıdır.
Bir edebi hareketin oluşabilmesi için ilk önce bir edebi topluluğun bilinçli olarak kurulması veya Tıpkı Tanzimat ve Milli Edebiyatçılar gibi siyasi ve tarihi şartlar gereği kendiliğinden oluşması gerekir.
Edebi topluluklar, kendiliğinden ( Tanzimat, Milli Edebiyat Milli Mücadele dönemi toplulukları gibi ) veya topluluk kurmaya karar veren şair ve yazarların kararı ve toplantıları sonucu bilinçli bir eylem şeklinde ortaya çıkabilir. ( Servet-i Fünun , Fecri ati, Garipçiler, Maviciler vb ) Bu tip edebi topluluklar kuruluşlarını bir beyanname ( örneğin : FECR I ATI BEYANNAMESI VE TAM METNI) yazdıkları bir kitabın önsözünde (GARIP ÖNSÖZÜ ORHAN VELI KANIK) yayın organlarında haber olarak vb ilan etmişlerdir.
Edebi Hareket Nasıl Oluşur
Edebi hareket bir edebi topluluğun görüşlerine diğer şair ve yazarların katılması, benimsemesi, desteklemesi aynı doğrultuda eserler vermeye başlamaları ile oluşur. Böylece bu oluşum edebiyat topluluğu kapsamını aşarak edebi bir cereyan haline gelir. Bu görüşler edebiyat topluğu mensuplarının görüşleri olmaktan çıkarak pek çok diğer şair ve yazarın ortak görüşü haline gelir. Yaygınlaşan bu görüşlere topluluğa sonradan dâhil olan şairlerin yazarların da katkıları ortaya çıkmaya başlar. Hatta bu edebi cereyana bağlı olarak yeni edebiyat toplulukları kurulabildiği gibi bu edebi hareketin özüne bağlı yeni edebi cereyanlar da ortaya çıkabilir.
Bir edebiyat topluluğunun dil, şekil, konu anlayışı, edebi ve siyasi amaçları bu defa çok sayıda şair ve yazarın desteklediği, katıldığı uyguladığı, katkıda fikri ve biçimsel bir edebi ekol haline gelir. Örneğin Milli Edebiyat, 1911 yılında Ömer Seyfettin ’in Genç Kalemler Dergisindeki, Yeni Lisan “ başlıklı yazı serisi ile başlamıştı. Fakat Ziya Gökalp ( Felsefe- sosyoloji), Fuad Köprülü ( Edebiyat tarihi Süleyman Nazif ) ( şair ) Mehmet Emin Yurdakul ( şair) Ali Canip Yöntem ( gazeteci- yazar) gibi şair ve yazarların katılımı ile ortak siyasi ve edebi görüşlere sahip bir topluluk kadrosu oluşmuştu. Ancak zamanla bu topluluğun görüşleri, resim alanına da yayıldığı gibi kendi zamanlarını da aşarak milli mücadele ve cumhuriyet dönemine de uzandı. Hatta Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler , Memleketçilik Akımı , gibi edebi topluluklar ve edebi cereyanlar da ortaya çıkarmış oldu.
Ancak Türk Edebiyatında zamanını, ülke sınırları diğer sanat dallarını da etkisi altına alabilecek Edebi bir akım veya sanat akımı ortaya çıkamadı.