İSLAMİ DÖNEM OZAN GELENEĞİ

 

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsça'yı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı'dır.

İslami yetin kabulüyle birlikte, İslamiyet öncesi ozan geleneğinin yeni yaşama ve inanç sistemine kendini uyarladığı görülür. İslami dönemde koşukların koşmaya dönüştüğü ve koşma türlerine ayrıldığı görülür. Yeni yaşama biçiminin köyler, kentler ve kasabalar kurulmasına vesile olması ozan geleneğinin göçer ananelerine uygun gezgin halk ozanı tipini doğurduğuna şahit oluruz. Yazılı edebiyatın Arap ve Fars edebiyatının yoluna girmesi ozan geleneği ile aydın edebiyatının yollarını ayırmasına vesile olmuştur, Halk ozanlarının yazılı edebiyatın aksine İslamiyet öncesi edebiyatı geleneğini sözlü edebiyatta günümüze kadar taşıdığı gibi İslami dönemden aldığı kuvvetle tür, konu, içerik ve diğer açılardan İslamiyet öncesi döneme ait tüm özellikleri yaşatmakla kalmamış, bilakis çok da zenginleştirmiştir.

Oğuz Türkleri Anadolu'ya dilleriyle, gelenekleriyle, geleneksel halk edebiyatlarıyla gelmişlerdir. Ozan dedikleri saz şairleri, Anadolu'nun gittikçe Türkleşen bölgelerinde, gezici şair olarak sazlarıyla şiirler söylüyorlardı. İslami döneme ait tüm türlerin yeni hayat biçimin de de yaşam alanı bulduğu sav, sağu, koşuk ve destanların bu dönemde hem yaşatılmaya devam edildiği hem de zenginleştirildiği görülür. Koşma türüne dönüşen koşuklardan varsağı, koçaklama, güzelleme, semai, türkü gibi yeni türler geliştirilmiştir. İslamiyet’le beraber ozan geleneğimiz dini, anonim ve din dışı halk edebiyatı ve şiir şeklinde kollara ayrılıkken her kolun içeriğinin ve tür zenginliğinin arttığı görülür. Anonim edebiyatta, türkü, mani, ağıt, dindışı aşık geleneğinde, koşma, güzelleme, varsağı, koçaklama, leb değmez, atışma gibi türler oluşmuştur. Dini tasavvufi halk şiirimiz ve edebiyatımızda hikmet, ilahi, deme, saz, nefes, satranç, devriyye, şathiyye gibi şiir türlerinin daha ilk İslami dönemlerden itibaren oluşmaya başladığına şahit oluyoruz. İslamiyet öncesi döneme ait her türün korunduğu gibi zenginleştirildiği bu dönemde geleneksel konularının, şekil özelliklerinin ölçü, kafiye sisteminin dörtlük biriminin aynen muhafaza edildiği hatta çağın gereklerine uygun olarak gelişim ve değişiminin sürdürüldüğü dikkati çeker.

İslamiyet öncesinde mısra başı kafiyenin ve aliterasyonlu söyleyişin kısmen önemimin azaldığı söylenebilir. Göçer hayatın izlerini taşıyan yayla, gurbet, sıla, doğa ya ait unsurların ozan geleneğimizde İslami dönemde de yaşama alanı bulmaya devam etmiştir. Kahramanlık ve tabiata konularına ilaveten İslamiyet’le ilgili terimlerin ve İslami yaşamla ilgili kelime ve kaidelerin girmesini çok tabi karşılamak gerekir. Dini tasavvufi aşık şiirimiz konu olarak tamamıyla kendine özgü bir yola girerken şekil, ölçü, dörtlük sistemi, ve dil anlayışı bakımından geleneklerinden kopmamıştır.

Destan geleneğimizin. İslami dönemde yeni kisvesine bürünerek İslami yeti yaymaya çalışan cengâverlerin, alp erenlerin hayatların destanlaştıran bir hale dönüşmüştür. Hatta İslamiyet öncesi destanlarımızın bile İslami kimliğe ve amaca yöneltildiği ve yeniden İslami döneme uygun bir amaçla yazıldığı görülür. Söz gelime Destanındİslami Oğuz destanı ile  a Oğuz kağan Müslüman olmayan babasını öldüren, İslami yeti yaymak için mücadelelere giren bir İslam Cengâveri kimliğine dönüştürülmüştür.

İslami dönemde Manas, Saltukname,, Battal name, Danişment name gibi İslami karakterli destanlar oluşmuş, İslami Oğuz destanı da oluşmuştur. Dede Korkut Hikâyelerini de destansı halk hikâyeleri kategorisinde değerlendirmek gerekir.

İslami dönemde oluşan ilk destan Manas Destanıdır. Bu destan beş yüz bin beyite ulaşan manzum ve çok hacimli bir destandır. Müslüman Manas’ın Müslüman olmayan diğer Türklere İslami yeti kabul ettirebilme mücadelelerini anlatır. Kırgız Karluk Türkleri sahasında oluşan bu destan İslami dönemde ortaya çıkan ilk destandır. II yy da oluştuğu düşünülmektedir.

Destan türünün savaş, facia, doğal afet konularını işleyen manzum konulu türleri de oluşmuş. yöresel felaketleri anlatan uzun manzumelere de destan denmiştir. Bunların İslamiyet öncesi dönemde ölenlerin ardına söylenen manzumelerin İslami dönemindeki devamı olduğuna kuşku yoktur.

İlk örneklerini yazılı metinler halinde Uygurlarda gördüğümüz, ( Çeştani Bey, Mukaddes Tavşan, Üç Prens, Üç pars, Prens Papamkara ve Kalyanamkara gibi) Hikâyecilik geleneğimizin İslami dönemde bilinen ilk mahsulü destansı nitelikler de taşıyan Dede Korkut Hikâyeleridir. Bu hikâyeler 133 yy da Kuzey Anadolu’da yaşayan Oğuz Türklerinin Hıristiyan Gürcüler ve diğer unsurlarla yaptıkları kahramanlık öyküleriyle, İslami Oğuzların hayatlarından ve törelerinden kesitler sunan, kahramanlıklarını dile getiren öykülerdir. Bu hikâyeler İslami yeti henüz özümsemeyi öğrenemeyen, Türklerin hayat ve törelerinden kesitler taşır.

Dede Korkut Hikayelerinden sonra Arap halk hikayeleri olan, Leyla ile Mecnun, Hüsrevi Şirin gibi hikayelerin tesiriyle, önceleri yarı aşk yarı kahramanlık Hikayelerimiz oluşmuş ( Eşref Bey, Şah İsmail,) 16 yy dan itibaren Köroğlu hikayemizden sonra asıl aşk hikayelerimiz vücuda gelmiştir.

Sağu türünün konusunu ve içeriğini kaybetmediği İslami dönemde AĞIT haline aldığı anonim ve âşık edebiyatında günümüze kadar yaşadığı görülür.

İslamiyet’in kabulü ile günümüze kadar ulaşan halk edebiyatımızın ve şiirimizin genel iskeleti şu şekildedir.

 

14. yüzyıl

Bu yüzyılın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut 'tur.Bu kitapta hikâyeler Oğuz Türkleri arasında yaşanmış ve yayılmıştır. Kitapta Oğuz Türkleri'nin Gürcüleri, Rumlar, Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları barışlar anlatılır. Hikâyelerde nazım, nesir iç içedir. Dili destansı bir dildir. Bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden destandan halk hikâyeciliğine geçiş ürünü olarak görülür.

Bu asırdaki en ünlü şair, Yunus tarzı söyleyişleriyle ün kazanan tekke şairi Kaygusuz Abdal'dır.

 

15. yüzyıl.

Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli'dir. Ankara'da doğan Hacı Bayram Veli, çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır. Aruzla da yazmakla birlikte daha çok hece ölçüsünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde, zaviyelerde dillerden dillere dolaşmıştır.

16. yüzyıl

Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil, din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir. Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan, nerede bir güzel görülürse ona âşık olan ve şiirler söyleyen şairler, ordularda, kışlalarda, hudut boylarında boy gösteren aşıklar eski halk geleneğini sürdürmüşler ve "Aşık Edebiyatı" denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı, yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu'dur. Ayrıca Kul Mehmet, Hayali, Bahşi adlı âşıklar da dönemin önemli şairleridir. Tekke Edebiyatının bu dönemdeki temsilcisi Pir Sultan Abdal'dır. Pir Sultan Abdal tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.

 

17.yüzyıl

Bu dönem Türk edebiyatının altın çağıdır. Hem Aşık edebiyatı hem Tekke edebiyatı hem de Anonim Halk edebiyatı ürünlerden bir çoğu ele geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri 'dir. Her iki şair de derin ilim sahibidirler.

Bu asırda Aşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş, Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri, kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır. Bunların arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi'nin de dikkatini çeken Kâtibi, denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür. Aşık Ömer, Kuloğlu, Ercişli Emrah

Ancak günümüzde bile çok sevilen, şiirlerin çoğu halk türküsü haline gelen aşık Karacaoğlan'dır. Şiirlerinin tümünü hece ölçüsüyle söyleyen, halk anlayışını, yaşayışını şiirlerine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan tabiat ve sevgili teması ile yazdığı koşmalarıyla tanınır.

18 YY.

Gevheri, Dertli, Kul Himmet Üstadım.,Kemter Baba, Mecnuni

19. yüzyılda halk edebiyatı

Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Âşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni'dir. Hem Divan hem de âşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirler, Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir âşık söyleyişi vardır. Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah'tır. Divan tarzı şiirleri pek başarılı değildir. Asıl lirik şiirleri, koşma tarzında söyledikleridir. Dertli, Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, Bayburtlu Zihni, Seyrani, Ruhsati, Âşık Şenlik

20.yüzyıl:

Âşık Veysel, Âşık Ali İzzet, Âşık Murat Çobanoğlu, Âşık Reyhanî, Âşık Şeref Taşlıova.

 

 Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa  Katib , Erzurumlu Emrah  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür Tokatlı Nuri 

 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız Sitemize üye olarak ve  bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected] 

 



KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1 OZAN KAM BAHŞI ŞAMAN ALAKALARI
2 İSLAMİ TÜRK EDEBİYATI’
3 Aşık Edebiyatı Genel özellikler
4 Nazım Şekli Nazım Biçimi Nedir Türk Şiirindeki Nazım Türleri
5 BADE İÇME RÜYADA AŞIK OLMA GELENEĞİ VE ÖZELLİKLERİ
6 Aşık-ozan - Nedir.
7 Türk Halk Hikayelerinin Biçim ve İçerik Özellikleri
8 Tekke ve Zümre Edebiyatı Nazım ve Nesir Türleri Şairleri Genel Özellikler
9 GEZGİN ÂŞIKLIK GELENEĞİ
10 Aşık Ferrahi Hayatı Edebi Kişiliği
11 Pir Aşkına (Hudey Hudey)
12 Konyalı Aşık Şem'i Hayatı ve Şairliği