Olumlu Olumsuz Soru Emir Dilek Ünlem Şart İstek Cümlesi

Anlamları Bakımından Cümle Türleri

İşin, oluşun, hareketin, durumun, kılışın yüklemde nasıl anlatıldığına göre cümleler çeşitlere ayrılır. Burada işin yapılıp yapılmadığı, durumun varlığı yokluğu, işin istenildiği ya da emredildiği, bildirildiği ya da sorulduğu önemlidir. Cümlede anlatılan işin, oluşun, hareketin olup olmadığını veya sözü edilenin var olup olmadığını bildiren cümlelere haber cümlesi; bir isteği, dileği, emri, tasarıyı, şartı bildiren cümlelere de dilek cümlesi denir. Bunlar da olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Olumlu Cümle

Fiil cümlesinde işin, oluşun yapıldığını veya olduğunu; isim cümlesinde ise sözü edilen kavramın bulunduğunu, var olduğunu, bahsedilen şekilde olduğunu bildiren cümlelerdir.

Sivas, bu mevsimde yaşanacak bir yerdir.

Ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görürsünüz. (Olumlu eylem cümlesi)

Özünü, öz yaşamdan alan şiirler çok güzeldir. (Olumlu ad cümlesi)

Ne kadar mal sattığınız toplam paradan bilinir. (Olumlu eylem cümlesi)

 

Olumlu Cümleler İkiye Ayrılır:

Biçimce ve anlamca olumlu cümleler: Bu tür cümlelerde olumsuzluk bildiren hiçbir dil birimi kullanılmaz, yüklemin yansıttığı anlamda olumlu olur.

 

Örnek:

Ne zamandır gelmenizi bekliyorduk.

Biçimce olumsuz, anlamca olumlu cümleler: Bu tür cümlelerde cümlenin kuruluşu olumsuz, anlamıysa olumludur.

Örnek :

Senin kuyunu kazan bu insanı nasıl bilmezsin? (bilirsin)

Bu kadar çok döversen hangi çocuk yaramaz olmaz? (yaramaz olur)

 

Olumsuz Cümle :

Bir eylemin gerçekleşmediğini, gerçekleşmeyeceğini ya da bir şeyin yokluğunu bildiren cümlelerdir.

Örnek :

Aradığınız kişi burada yok. (Olumsuz ad cümlesi)

Dünkü davranışlarınızı hiç tasvip etmedim. (Olumsuz eylem cümlesi)

Kimse olayın nedenini bilmiyor. (Olumsuz eylem cümlesi)

 

2. Olumsuz Cümle

Fiil cümlesinde işin, oluşun yapılmadığını, yapılmayacağını veya olmadığını; isim cümlesinde ise sözü edilen kavramın bulunmadığını, var olmadığını, bahsedilen şekilde olmadığını bildiren cümlelerdir.

Fiil cümleleri, olumsuzluk ekiyle ve "ne.....ne" bağlacıyla; isim cümleleri de "yok, değil" kelimeleriyle, "ne....ne" bağlacıyla ve "-sİz" olumsuzluk ekiyle kurulur.

Yarın daha erken gelmemelisin.

Buraları daha önce hiç görmemiştim.

Ateşle oyun olmaz.

Bursa bu mevsimde soğuk değildir.

Bu binanın yerinde şeftali bahçesi yoktu.

Sokakta ne araba ne de insan var.

Ankara, bugün hem elektriksiz, hem susuz.

 

Bazı cümleler yapı bakımından olumsuz olduğu hâlde anlamca olumlu olabilir.

 

Çocuklarının okumasını istemiyor değildi. İstiyordu.

Cezaya çarptırılanlar suçsuz değildiler. Suçluydular.

Yangından korkmayan yoktur.

Beni sevindiren onun iyi haberlerini almaktan başka bir şey değildi.

Biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümleler: Bu tür cümlelerde olumsuzluk anlamı taşıyan ek ya da sözcük kullanılmadığı halde cümleler olumsuzluk bildirir.

 

Örnek:

Kim demiş ben onu sevmişim diye? (sevmiyorum)

O kadar sinirli ki ona parayı kaybettiğini söyle söyleyebilirsen. (söyleyemezsin.)

Senin ne kadar zorluğa katlandığını bilmez miyim? Bilirim.

Anlattıklarına inanmaz olur muyum? İnanırım.

Sen çağırırsında o gelmez mi? Gelir.

Mazisi yıkık milletin atisi olur mu? Olmaz

Bir cümle aynı anlamı verecek şekilde hem olumlu hem de olumsuz kullanılabilir:

Uygarlığın başlıca özelliği bilime dayanması ve bilimle beslenmek zorunda olmasıdır. > Uygarlığın bilime dayanmaması ve bilimle beslenmemesi düşünülemez.

Diğer cümle türleri de şunlardır ki bu cümleler ya olumlu ya da olumsuz olacaklardır.

3. Soru Cümlesi

İçinde soru anlamı bulunan; bir konuda bilgi edinmek, şüpheleri gidermek ve düşünceleri onaylatmak için kurulan cümlelere soru cümlesi denir.

Cümlenin öğelerini bulmaya yönelik tüm soru kelimeleriyle soru cümleleri yapılabilir.

Kardeşin eve geldi mi?

Daha çok hangi kitapları okuyorsunuz?

Olanları sana kim anlattı?

 

Elimdekinin ne olduğunu kim söyleyecek? Özne

Babası çocuğa ne getirmiş? Nesne

Yarın kimi göreceksiniz? Nesne

Ankara'ya ne zaman yerleştiniz? Zarf tüml.

Burayı nasıl buldunuz? Zarf tüml.

Daha sonra nereye gidecekler? Dolaylı tüml.

 

Cümlelerde soru anlamı soru sıfatları, soru zarfları, soru zamirleri, soru edatları, soru eki ve tonlama yoluyla sağlanır.

 

"mİ" soru ekiyle:

Soru eki sadece yüklemin değil, diğer öğelerin ve unsurların da sorusunu hazırlar.

Bunu tanıyor musun?

Evdekiler tatile mi gittiler

Bu gün eve gelemeyecek miymiş?

Soru eki değişik anlamlar katabilir:

Beni biraz dinler misiniz? İstek, rica

Biraz susmayacak mısınız? Uyarı

Beğendiğin şair bu muymuş? Beğenmeme

Ben mi böyle demişim? İnkâr, kabullenmeme

 

Soru eki her zaman cevap almaya yönelik değildir. Bazen cevap sorunun içinde de olabilir.

 

Senin ne kadar zorluğa katlandığını bilmez miyim? Bilirim.

Anlattıklarına inanmaz olur muyum? İnanırım.

Sen çağırırsında o gelmez mi? Gelir.

Mazisi yıkık milletin atisi olur mu? Olmaz

İnsanları inandırmak kolay mı? Kolay değil

Bu adama laf anlatmak koly mı ? kolay değil

Bir çocuğa bunca laf söylenir mi?/ söylenmez

Önüne baksan kör müsün? (Azarlama)

Bugün öğretmen gelir mi ki? (Olasılık)

Bu yüksek notu almak sana mı kaldı? (Küçümseme)

Nerde o günler? (Özlem)

O zavallı bunu yapabilir mi? (Onaylatma)

 

Soru sıfatlarıyla:

Nasıl kitaplardan hoşlanırsın?

Kaç gün sonra geleceksin?

Eve giderken hangi otobüse bineceğiz?

Kaçıncı sınıfta okuyor?

Ne gün geleceğini söyledi mi?

Kaçar kişilik gruplar hâlinde gideceğiz?

 

Soru zarflarıyla

Neden coşkun suların sesi gittikçe dindi?

Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

Bu sonbahar sabahının donuk ince rengini nasıl anlatabilirim?

Daha ne kadar bekleyeceğiz?

 

Soru zamirleriyle:

 

Yanında ne getirdin?

Bunları sana kim anlattı?

Hangisi sizinle geldi?

Soruların kaçı cevaplandı?

Buraya nereden geldiniz?

Nereden gelip nereye gidiyoruz?

Burada kimi bekliyorsun?

Bu masa neden yapılmış? (¦tahtadan)

Kimin yanında bozuk para var?

Bu da neyin nesi?

Bizim neyimiz eksik?

Nereden buldun bunu?

Kim attı bu resimleri?

Çocuklarını alıp buraya gelsen de neyle geçineceğiz biz ikimiz?

 

]Tonlama yoluyla

¦Bu mektup sana.

¦Bana mı? Kimden?

¦Evden olacak.

¦Evden? Ne münasebet! Evden mi?

 

4. Emir Cümlesi

 

Yüklemi emir kipiyle çekimlenmiş veya anlamca emir özelliği taşıyan cümlelerdir.

Fiilin yapılmasını emir biçiminde bildirir.

Oraya otur ve yerinden kalkma.

Bu raporu akşama kadar yetiştir.

On dakika sonra hazır ol!

Gürültü etme!

 

*Emir kipiyle çekimlenmediği hâlde anlamca emir ifade eden cümleler de vardır.

 

Sandalyeyi çek, sessizce oturup bekle.

Öğretmeniniz izinli, gürültü etmeden ders çalışın.

Herkes ödevlerini önümüzdeki hafta getirecek, not alacak.

Şuraya da bir halı ser, ortalığı topla.

Sen de çalış ve para kazan artık.

 

Bazen dilek, istek anlamları ve başka anlamlar da taşır.

 

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak temin etme

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! istek

Kahraman ırkıma bir gül... istek

Her şey gönlünüzce olsun dilek, dua.

Allah'ım bizi affet! yakarma

 

 

5.Dilek (istek) Cümlesi :

 

Bir dileği, bir isteği, bir arzuyu, bir temenniyi bildiren cümlelere, anlamları yönünden dilek veya istek cümlesi denir.

 

Örnek:

 

Yarın bizde toplanıp bir güzel yemek yiyelim.

Çocuk tek kazansın da neresi olursa olsun.

Umarım işleriniz yolunda gidiyordur.

Ah şu bahar bir gelse, çocuklar neşe içinde koşup oynasa.

İnşallah bütün düşlerin bir gün gerçek olur.

Allah sana uyuz versin de tırnak vermesin.

Gözün kör olsun.

Sen, ben olmasaydın keşke

 

6. Ünlem Cümlesi

 

Sevgi, korku, şaşma, hayret, seslenme, coşkunluk, heyecan ve sitem ifade eden cümlelere ünlem cümlesi denir.

Ünlem cümleleri, ünlemlerle, bazı sıfatlarla, emir kipiyle, "ki" bağlacıyla, haykırmalarla ve ses tonuyla kurulur.

 

Yapma!

Öyle yorgunum ki!..

İşte şimdi yandık!..

Ne güzel tesadüf!

Hişt! Buraya gel!

Şşt! Sus bakayım!

Ee, yeter artık!

Ah, ne yaptım!

Hah, şimdi oldu!

Eyvah! Geç kaldım!

İmdat! Boğuluyorum!

Çok ilginç!

Ne kadar güzel!

Çabuk eve git!

Ne olur yardım et!

Çık dışarı!

 

Ünlem ifade eden sözler her zaman cümle hâlinde değildir:

 

Ey Türk Gençliği!

Hemşehrilerim!

Tanrım!

Mehmet!

Ay, elim!

Hay Allah!

Vah zavallı!

Vay sersem!

Aman dikkat!

Komşular!

Babacığım!

Simitçi!

 

7. Şart Cümlesi

İçinde şart ve koşul anlamı bulunan cümlelere şart cümlesi denir. Şart cümlelerinin yüklemleri şart kipine göre çekimlenmiştir ve yardımcı cümle oluşturmuştur. Yani bir cümleyi şart çekimiyle bir yardımcı cümle yapabiliriz.

Eve geldiyse bizi beklesin.

Ankara'ya gidersen Kızılay'dan bana kaset al.

Beni arayan Dursun ise gelmediğimi söyleyin.

 

"ise", bazen istek anlamı katar; bu durumda yardımcı cümle ve şart cümlesi olmaz:

 

Kar yağsa da kartopu oynasak.

Önümüzdeki iki ayı bir geçirebilsek.

Onu bir bulsam..

 

*Cümlelerde şart anlamı bazı kelime ve eklerle de yapılabilir:

Kursa devam etti mi kazanır.

Büyüklerin yanında oturacaksın, ama konuşmadan.

Seni gördükçe onu hatırlıyorum.

Yarın geri vermek üzere alabilirsin.

 

8. İstek Cümlesi

 

Gerçekleşmesi mümkün olan veya olmayan dileği, arzuyu, isteği bildiren cümlelere istek cümlesi denir.

İstek cümlesi istek ve dilek-şart kipleriyle yapılır; bu kiplerle birlikte "bari, tek, n'olaydı, keşke" kelimeleri de kullanılabilir.

 

Çıkıp biraz dolaşalım.

Dirilip kalksa da yapılanları bir görse.

Bari doğru cevap verseydi.

Her yere gitmeye razıyım, tek onu bulayım.

N'olaydı bugünleri görmeyeydim.

 

 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected] 

 

 

 





EsaAdmin / Erkek / 8/24/2016