Bilmece Nedir ve Örnekleri

 

 Bilmece, eğlenceli olarak sunulan ve çeşitli yollarla çözülebilen bir sorudur. Bilmecelerin çoğunun çözümü için matematik veya mantık gerekse de bilmeceleri çözen kişinin uzun uzun kafa yorması gerekir çoğu zaman. Resim bilmecelerinin tarihi 1000 yıl önce oldukça popüler olan Tangram ile başlar. Kesin olarak Japon din adamlarının tapınak duvarlarına yazdıkları matematiksel bilmeceler (bakınız sangaku) le ortaya çıkmıştır.

 

Bilmece; somut veya soyut bir varlığı doğadaki herhangi bir nesneyi adını anmadan onu hatırlatacak çağrıştıracak başka şeyleri kısa ve yoğun şekilde anlatarak bilinmesini dinleyene bırakan eğlenceli sözdür. Bir Milletin folklorunun en önemli öğelerinden biri bilmecelerdir. Bilmeceler bir halkın zekâsının da düzeyini gösterir. Çünkü bilmecelerin ifadesi tertip ve düzeni bir zekâ ürünüdür.

Türk bilmeceleri bu bakımdan yüksek bir zekâya dil ve anlatım gücüne delalet etmektedir.

Atasözleri ve deyimler gibi kalıplaşmış sözlerdir. İfade şekli değiştirilemez.


Burada geleneksel Türk bilmecelerinin hepsine yer vermek gibi bir hedef yoktur. Nitekim az da olsa bu yönde yapılmış olan bir çalışmalarımız. Bilmecelerden maksat eğlenmek hoş vakit geçirmektir. Bunun için düzenlenmiştir. Fakat dolaylı olarak dikkatli çabuk anlama ve kavrama yeteneğini geliştirmek: daha açık anlatımla zihin sporu yapmak amacı güder.


Çocukların dünyasında bilmecelerin unutulmaz yeri vardır. Sayısız eğlence araçlarına sahip günümüz çocukları için de geçerlidir. Her türlü bilmece çocukların ilgisini çekiyor. Bilmece sormayı bilmece cevaplandırmayı zevkli bir meşguliyet olarak görüyorlar.

 

Geleneklerimizde bilmece sormanın usulü yöntemi vardır. Gelişigüzel bilmece sorulmaz ve cevap istenmez. Bilmece için bir ortam olması gerekir. Cevap verecek olan zorlandığı takdirde ona bazı ipuçları vermelidir. Halk toplantılarında özellikle sohbetlerde karşılıklı bilmeceler söylenerek eğlenir.

 

Bilmeceler, sözcüklere doğaüstü, büyülü güçler yükleyen ilkel inançlardan doğmuş olabilir. Peri masallarının çoğunda büyülerin bozulabilmesi için zor bir bilmecenin çözümü­nü bulmak gerekir. Yunan efsanelerinden birinde Odipus, Sfenks denen kanatlı canava­rın, "Kendisi tek bir varlıkken, önce dört, sonra iki, sonra da üçayaklı olan nedir?" sorusunu yanıtlamak zorunda kalır. Odipus doğru yanıtı bilir ve Sfenks'in büyüsünü bozar.

Delfi Kâhinleri de, kehanetlerini bazen bilmece biçimine sokar ve sözcükleri öyle akıllıca kullanırlardı ki, olaylar nasıl gelişirse gelişsin öngörüleri gerçekleşmiş sanılırdı

Eğretileme (istiare) yani bir şeyi renkli benzetmelerden yararlanarak açıklama, bil­mecelerde çok kullanılır. Hatta bazı bilmeceler yalnızca karmaşık eğretilemelerden oluşmuş gibidir.


Örneğin,
"Ocak başında kuyu Kuyunun içinde suyu Suyun içinde yılan Yılanın ağzında mercan."
Bilmecesinde, gaz lambası anlatılırken çeşitli yaratıcı benzetmelerden yararlanılmıştır.
Eski Türklerde bilmece, uzun kış gecele­rinde ev halkının eğlenme ve zaman değerlen­dirme araçlarındandı. Bunlar, çocukların eği­timinde, düşünme biçimlerini geliştirmelerin­de çok yararlı olurdu. Genellikle iki ya da dört dizeli ve uyaklı olan Türk bilmeceleri, bazen daha uzun tutulurdu.

"Bir karı ile bir koca Mırmır eder her gece. Karı der ki: -Hey koca Acep İstanbul nice?

—İstanbul bucak bucak, Çevresi mermer ocak, İçinde bir sandıcak, İçi dolu boncucak."

(Nar)

Bir başka ama bu kez kısa bir örnek:

"Üstü çayır, biçilir Altı çeşme, içilir."

(Koyun) 

Yapılan benzetmeler olumsuzlanarak soru­lan bir tür bilmece:
"Karnı gurul gurul eder, kurbağa değil Ağzında zurnası var, zurnacı değil Başında tablası var, tablacı değil."

(Nargile)

Modern bilmeceler, genellikle, sözcük ve mantık oyunlarına dayanır. Aşağıdaki örnek­ler günümüzde çok yaygın olan bu tür bilme­celere ilişkindir.

"Kimler, dişlerini fırçalarken ıslık çala­bilir?"

—Takma dişi olanlar.

"Kızıldeniz'e beyaz bir mendil düşerse, ne olur?" —Islanır.


"Filler niçin gözlük takar?" —Tanınmamak için.

"Kâğıt, kaleme ne demiş?"

—Üzerimde fazla dolaşma, gıdıklanıyorum.

"Bizim olduğu halde en çok başkalarının kullandığı şey nedir?" —Adımız.


"Bir grup ördek ırmakta yüzmektedir. Bir ördek iki ördeğin önünde, bir ördek iki ördeğin ortasında, bir ördek de iki ördeğin arkasındadır. Acaba grupta kaç ördek vardır?" _
-Grupta üç ördek vardır. Biri en önde (ardında iki ördek), biri ortada (önünde ve arkasında birer ördek), sonuncusu da en arkada (önünde iki ördek) yüzerler.

Günümüzde, bu tür sözcük ve mantık oyunlarına dayananlardan başka, sayı ve şekil bilmeceleri de çok yaygındır

"Dört tane 5 ile 56 nasıl yazılır?"

55+-1—=56


Yukarıda örnekleri görülen bilmeceler çok çeşitlendirilebilir. Bilmece üzerine yazılmış birçok kitap vardır. Gazete ve dergi gibi ya­yınların birçoğu bilmeceler yayımlar ve bazı­ları ödüllü yarışmalar düzenler. ( Kaynak- Temel Britannica-Ana Brıtannıca)

 

 

BİLMECE ÖRNEKLERİ

*Küçücük bakkal, dünyayı yutar (ağız)
Yaştır kurutamazsın, tuzunu bulamazsın. Çiçeklerden toplanır, tadına doyamazsın. (bal)
Her şeyi görür, kendini göremez. (göz)
Kırmızı boncuk, asılı ipe. Ağızda şeker,kulakta küpe. (kiraz)
Ot yedim etlendim, su içtim sütlendim. Aç kapıyı Fatmacık, dört ayaklı ben geldim. (koyun)
Ben iki hasretlinin, arasında durdum, yüzlerini görmeden, onlarla konuştum. (telefon)
Gece içindeyiz, gündüz dışında. Pencereli, kapılı, bir şirin yuva. (ev)
Kat kat sefer taşıyım. Dört heceyle bilinir. Bende canlı bir şeyler var, fakat sanma yenilir. (apartman)
Yaz derim yazar, çiz derim çizer. Resim yapmayı, çok çok sever. (kalem)
Akşam baktım çok idi, sabah kalktım yok idi. (yıldız)
Suyu tuzlu içilmez, vapursuz hiç geçilmez. Rüzgârları çok eserse, dalgaları eksilmez. (deniz)
Rengi yoktur, sesi vardır, bulutun anası var, ne sararır, ne solar, türlü kaplara dolar. (yağmur)

Eli var ayağı var, uzunca bir kuyruğu var. İnsan desem insan değil, hayvan desem hayvan değil. Bir acayip huyu var. (maymun)

O her gün yeniden doğar, dünyaya haber yayar. (gazete)
Renkli camdan yüzü var, acı-tatlı sözü var. Dünyayı gösterse de yine bizde gözü var. (televizyon)
Altında dört teker, üstünde yük çeker. (araba)
Karnında yer, sırtından çıkarır. (rende)
Ağzını açar, alev saçar. Üstünde yemek, altında pasta pişer. (fırın)
İki camlı pencere, bakıp durur her yere. (gözlük)
Kırışık mırışık,bu giysiyi giymem.Kim düzeltir bilirim,söyleyemem. (ütü)
Ortaya bir gümüş top koydum, ay geldi alamadı, güneş geldi aldı. (buz)
Evi sırtında, ayağı karnında, izi yıldız, gözü boynuz. (salyangoz)
Kat kattı katmer değil,kırmızıdır elma değil,yenir ama meyve değil (soğan)
Çıt etti,çiçek açtı (kibrit)
İpi bağladım sopaya,uçtu gitti havaya (uçurtma)
Yaprağı var ağaç değil,dikilir urba değil,konuşur insan değil. (kitap)
İnim inim inler, bin kişi dinler (davul)
Gece dolu, gündüz boş (yatak)

Benim bir kızım var, kat kat çeyizi var (lahana)
Dağdan gelir sekerek, kara üzüm dökerek (keçi)
Boyu uzun fidan gibi, teni beyaz zambak gibi (mum)

Ben giderim, o gider, arkamdan tin tin eder. ..............................(Gölge)
Dal üstün de kilitli sandık     ........................................................Ceviz)

Alçacık dallı, yemesi ballı.    ......................................................(Kiraz)
Mavi atlas iğne batmaz...............................................................(Gökyüzü)

Bir küçük ay taşı                   
İçinde beyler aşı                                                                                         
Pişirirsen aş olur                   
Pişirmezsen kuş olur  …………………………………… (Yumurta)           

Biz biz idik     
Otuz iki kız idik
Ezildik büzüldük
İki duvara dizildik ...........................................................................(Diş)

Altı mermer
Üstü mermer
İçinde bülbül öter.........................................................................(Ağız)

Çarşıdan aldım bir tane

eve geldim bin tane...........................................................................(Nar)

Hanım içinde saçı dışında   Makas kesmez, terzi dikmez................(Mısır) 

Yeşil ağaçta kırmızı mercan..............................................................(Elma)         

Dağda tak tak, suda şıp şıp
Arşın ayaklı, burma bıyıklı..................................... (Balta, balık, leylek, tavşan)

İki ayaklı deve, bunu bilmeyen ebe................................ (Leylek)           
Daldan dala kırmızı pala...............................................  (Sincap)
Ben beslerim o süsler ....................................................  (Çiçek)

Sıra sıra odalar                                 
birbirini kovalar ................................................................( Tren)


Ebem yapar dedem yapar
Biçkisi yok, rendesi yok.İplikten ev yapar.......................(Örümcek)
Beli boğazı darca, bazen çıkar ağaca........................... ( Karınca)

Bol yemek verir, kendi yemez yedirir.................................. (Arı)
İnce ince dil beni, haydi kimim bil beni      .........................(Ekmek)
Kırmızıdır açılır, kokuları saçılır.......................................... ( Gül)

Ne ağzı var, ne dili                           
Konuşur insan gibi   ........................................................(Mektup)                       
Ayakları su içer Üstünden gelen geçer............................ (Köprü)
İki teker, üç teker
İki ayakla nasıl gider? ......................................................( Bisiklet)
Ateşe girer yanmaz

Suya girer uslanmaz...........................................................(Güneş)
Kutuplara giden zenci ne olur?......................................... Donar
Yeter Çektiğim!................................................................Fotoğraf makinası
Gece gündüz yufka açar!..................................................... Deniz
Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem. .......Yol
Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz.............................. Akarsu
Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum ......................Telefon
Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli. ..........................................Karpuz
Denizler gerçekte mavi boya olsaydı ne olurdu?............... Mavi boya sudan ucuz olurdu
Eğri oturalım, doğru konuşalım. .......................................................Deve
Yerin altında kırmızı minare ..............................................................Havuç
Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok....................... Karınca
İstanbul da süt pişti kokusu buraya düştü.................................... Mektup
Açarsam dünya olur yakarsam kül olur......................................... Harita
Dört ayaklı ayı üstünde kabadayı ...................................................Sandalye
Ufacık sandık içine un bastık............................................................ İğne


Adamın biri baltası ile ormana gidiyormuş.

Derin bir çukura düşmüş. Orada üç gün,

üç gece kalmış, Orada ne yemiş?....................................................... Bal yemiş (Bal-tası)

Temel her şimşek çaktığında saçını, başını düzeltiyormuş. Niçin? Fotoğrafının çekildiğini sanıyormuş.

Bir gün filin birine araba çarpmış. Fili hastaneye kaldırmışlar. Arkadaşı sinek de yanında gitmiş. Niçin?..................................................................... Kan vermek için

Çarığı çattım bacaya attım. .............................................................Terazi
Yedi delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak...................................... Baş
Uzaktan baktım bir kara taş yanına gittim dört ayak bir baş............... Kaplumbağa
Yeşil mantolu, Kırmızı elbiseli, Siyah düğmeli............................. Karpuz
Et dedim met dedim git şuraya yat dedim ......................................Süpürge
Altı göl üstü gül. ........................................................................Gaz lambası
Yer altında yağlı kayış. ..................................................................Yılan
Zilim var, kapım yok. ....................................................................Telefon
Başımda saç yok, içimde tat çok...................................................... Kabak
Dişim var ağzım yok.......................................................................... Tarak
İçimde akrep var, zarar vermeden turlar............................................ Saat
Etlice, metlice ortası tatlıca?............................................................ Karpuz
Hangi on tatlıdır?.............................................................................. Bal-on
Geldi mi gelir, gitti mi gelmez? .......................................................Gençlik
Büyük baca küçük bacaya ne demiş?

Büyüklerin yanında sigara içmeye utanmıyor musun?

 

Hangi macun yenir?...........................................................................Lahmacun
Allah yapar yapısını. Biçak açar kapısını........................................... Karpuz

Alçacık boylu. Kadife donlu. .............................................................Patlıcan

 



KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1 Anonim Halk Edebiyatı Ürünlerinin Ortak Özellikleri
2 Anonim Halk Edebiyatı Türleri ve Halk Tiyatroları
3 Tekerleme Nedir Örnekleri Türleri ve Yapıları
4 Bilmece
5 BİLMECELER
6 Bilmece Nedir ve Örnekleri
7 Bilmece Nedir Türleri Yapıları Örnekleri
8 Anonim Edebiyatımızın Renkleri
9 ANONİM DEYİŞLER VE DÖRTLÜKLER
10 CİNAS TECNİS VE TÜRLERİ