Hızır İskender ve Ab-ı hayat
Çeşme-i Hayvan حيوان چشمه
Osmanlıca yazılışı çeşme : چشمه
Osmanlıca yazılışı hayvan : حيوان
Çeşme چشمه sözcüğü Farsça ‘da “musluklu su haznesi, pınar, su kaynağı” anlamlarına gelir. Hayvan حيوان sözcüğü ise Arapçada “canlılık, dirilik, , dirilik canlı, insanı da içine alan bütün canlılar”[1], anlamındadır.
- Çeşme-i hayvân veya hızır : âbı-hayât denilen suyun, bengisu çeşmesi.
- Çeşme-i hıdr, hur veya Hıdır, Hızır: âb-ı hayât çeşmesi.
- Çeşme-i vasl: kavuşma çeşmesi
Çeşme-i Hayvan, diğer adları ile ab-ı hayat- ab-ı hayvan -bengisudur. Sözcüğün kelime anlamı ise: hayat çeşmesi demektir. Kimi Türk lehçelerinde Mengüsuv, bengüsub olarak da adlandırılan bu suyun Türk dilindeki karşılığı bengisudur.[2]
Çeşme-i Hayvan, içen kişiye ölümsüzlük kazandırdığına inanılan efsanevî sudur. Ab-ı Hayatı bulmak amacı ile dünyayı dolaşan ve fetheden İskender, Hızır ile birlikte Zulumat ülkesine kadar gelmiş, İlyas ve Hızır bir çeşme başında oturup balık yerlerken, suya dşen pişmiş bir balığın suda canlandığını görmüşler; Hızır ve İlyas bunu fark edince ab-ı hayatı bulmuş olduklarını anlamışlardır. Bunun üzerine Hızır atıyla birlikte bu suya girer ve sudan da içmiş, yanın da bulunan İlyas’a da bu sudan içirir.[3] içmesi için İskender ( Makedonyalı) ve İskender-i Zülkarneyn)’i de çağırmayı düşünmüş ama tam o anda su ortadan kaybolmuştur. Ab-ı hayatın İskender’e nasip olmayacağını anlayan Hızır bu suyu bulduğundan İskender’e hiç söz etmez. [4]Ama Hızır, İlyas ve Hızır’ın atı artık ölümsüz olmuştur. ( bkz Hızır A.S.( Şiirlerimizde Hızır Tasavvuru ) Hızır ve İlyas’ın buldukları, pişmiş balığı dahi canlandıran, insanlara ve hayvanlara ölümsüzlük kazandıran bu suyun adı bengisu, ab-ı hayat, çeşme-i hayvan adı ile anılan sudur. Hızır bulduktan sonra ve içtikten sonra bu su kaybolmuştur.
Çeşme-i Hayvan, divan şiirinde “Hızır, zulumât, çeşme-i hayvân, ab-ı hayat, sedd-i İskender” gibi unsurlarla bir arada işlenir. Çeşme-i Hayvan bazen da sevgilinin ağzına, dudaklarına ve saçına benzetilir. Bu benzerlik yapılırken ortaya atılan tasavvur sevgilinin ağzının, dudaklarının ve saçlarının zulumât ülkesine benzetilmesi ve âb-ı hayâtı bulmak için yol çıkan Hızır ve İskender’in yolculuğuna teşbih edilmesinden kaynaklanır. Sevgilinin saçları, ağzının içi karanlıklar ülkesine yani zulumat ülkesine benzetilir. Sevgilinin azındaki ıslaklık ise ab-ı hayvandır. Aşığın buralara erişebilmesi ab-ı hayatı bulmak demektir.
Dil-teşne İskender gibi düştü saçın zulmâtına
Ey Hızr-hat la‘linden ol ser-çeşme-i hayvânı sun Ahmet Paşa
Âb-ı hayât eger leb-i cânândaki ise
Hızr’uñ cihânda behresi ancak serâb imiş Vizeli Behişti Ramazan [5]
İsterüz Hızr hatuñ beklesün ey cân gelsün
Kılmasun kimse leb-i Çeşme-i Hayvân’ı şikest Behişti
Hat-ı la’li ki Hızruŋ çeşmesârı anda müdgamdur
Müşâbihdür du’â-yı nûra yâhud ismi-i a’zamdur. Bursalı Rahmi [6]
Degme bir ḥayvāna cānā leblerüñle sünbülüñ
Āb·ı Ḥayvān ile ʿömr·i cāvidān virmek neden Necati Bey
Âb-ı hayât-ı lâ’lüne ser-çeşme-i cân teşnedür
Sun cür’a-i câm-ı lebün kim âb-ı hayvan teşnedür Baki
Dudağının hayat veren suyuna can pınarı susamıştır. Dudağının kadehinden bir yudum sun ki ona abı-hayat bile susamıştır.
Likâñı Hızr bahtuñı Sikender (661/3)
Lebüñi çeşme-i hayvân yaratdı Ahmedi
Unıtdurur sehâvetüñüz Cevne adını (670/7)
Şöyle ki pâdişâhumuz adı Sikenderi Ahmedi
Sezâ ki ide leb-i cân-fezâsı rûh ile bahs
Ne rûh çeşme-i hayvân u ‘ömr-i Nûh ile bahs Semerkândî-i Âmidî Âgâh
KAYNAKÇA