Osmanlıca şarâb : شراب
Şarâb Sözcüğün Arapça Kökeni
Şarâb sözcüğü, Arapça kökenlidir ve Arapçadaki “ şrb” köküne dayanmaktadır. Şarâb sözcüğü Arapçadaki “ şrb” kökünün ism-i failidir. Arapça “ şrb “ kökünden sarhoş eden veya etmeyen haram veya helal her türlü içki anlamlarında sözcükler üretilir. Bu nedenle şurb, şurub, içti anlamına gelen şaraba, eşribe, içme anlamına gelen meşreb- maşrab, içilen su kabı anlamına gelen maşraba, meşrubat, şerbet sözcükleri de “ şrb “ kökünden gelmişlerdir.
Şarâb Sözcüğün Sözlük Anlamları
Şarab sözcüğü sözlüklerde “ İçilecek şey, şarap (eşribe) bade, hamr, mey, sah-pâ , haram veya helal olan içilecek içkiler...” anlamlarıyla tarif edilir. Şarab , sözcüğün eski edebiyatta Arapça, Farsça Türkçe kökenli pek çok eş anlamlısı vardır. Eski edebiyatta ve eski dilde farklı veya aynı dillerden gelen çok sayıda, yakın, eş aynı anlamlı sözcükler, birleşik kelimler vb vardır.
Şarab ve Alkollü içki Anlamındaki Sözcükler Birleşik Kelimeler
Âbgine: şişe, cam, sürahi, pencere camı, billur cam, cam bardak
Âb-ı ahmer, âb-ı âteşîn, ateş-i ter (Kırmızı şarap),
Ab-ı engur ( Üzüm suyu) (AB -I ENGÜR NEDIR )
Ab-ı harabat (meyhane suyu)
Ab-ı kevser ( Cennet suyu) ( bkz KEVSER VE ŞARAP )
Arakı: Rakı
At kulağı kadeh : Uzun kadeh.
Bâd-ı şimalî (Farsça: Kuzey rüzgârı – şarab)
Bade / mey : İçki -Farsça ( bkz BADE İÇME RÜYADA AŞIK OLMA GELENEĞİ VE ÖZELLİKLERİ )
Bâdekeş ( Şarap içen- Farsça),
Bezm : Meclis, işret, içkili eğlenceler
Bint-ül kerem ( kerem- kızı: şârab, hamr anlamında )
Bint’ül İnep : Üzüm kızı mecazen rakı veya şarap BINTÜ'L INEP ( ÜZÜM KIZI ) MAZMUNU
Çakır: Eski Türkçede şarap anlamı da taşır.
Câm-ı Cem, Câm-ı cihannüma, Câm- âlemnüma,: Cem’in şarab kadehi veya aynası
Câm: İçki bardağı
Câm- âlemnüma,: Cem’in şarab kadehi veya aynası
Câm-ı âteş-reng: Ateş renkli kadeh
Câm-ı billûr: Billur kadeh
Câm-ı Cem: Şarabın mucidi kabul edilen Cemşid’i Hurşid’inkadehi
Câm-ı cihannüma: Cem’in cihanı gösteren aynası. Cem bu aynaya bakarak memleketinin her yerini izler; kim rüşvet yedi, kim ne iş yaptı onu bilirmiş.
Câm-ı gül-gûn : gül-fâm, gül-renkli kadeh
Câm-ı la‘lîn: La’l rengi kadeh veya la’l taşı ile bezeli kadeh
Câm-ı Lebriz : Ağzına kadar dolu kadeh
Câm-ı mînâ: şeffaf, şarap şişesi, mine renli veya mine kadeh
Câm-ı musaffâ: Sâfileşmiş. Temizlenmiş. Süslenmiş kadeh
Câm-ı rûşen: parlak kadeh
Câm-ı yâkutî. Yakut renkli, yakutla bezeli kadeh
Câm-ı zernigâr: Altın ile işlenmiş, yaldızlı kadeh
Câm-ı zerrîn: Altın renkli, altından yapılmış veya altın işlemeli kadeh
Dem-keş: ( Nefes çeken, Şarap içen. Farsça)
Dide-i horos : Horoz gözü ( şaraba verilen bir diğer isim )
Dostkâni : arkadaş veya sevgililerle içilen şarap, bir toplantıda bulunanlara şarap ikram etme ve büyük sagar, kadeh
Dostkâni Muhabbet: şarap içen mahbub meclisleri ( bkzDostkâni ve Dostkâni Muhabbet Şiirimizde Mahbub Meclisleri
Duhter-i Rez: Üzüm Kızı ve Şarap
Dürdkeş : ( Tortulu şarap içen- Farsça)
Dürd-i Mey : Şarap Tortusu
ENGÜRÜ: bir cins şarab, Ankara şarabı
ERGUVAN ŞARABI : Erguvandan yapılan veya erguvan renkli şarab
Evije : Halis şarap
Fazih: Hurma koruğundan yapılan şarap.
Gedû: Büyük su kabağından kadeh ( bkz KABAK KADEH NEDIR KABAK HEDEF KABAK ASMAK VE GEDU )
Gökkandil olmak : Fazla sarhoş olmak
Gubeyra: Habeş’te darıdan yapılan bir cins şarap.
Habâb: Şarabın üzerinde oluşan hava kabarcığı.
Habbe, mercimekten küçük kabarcık
Hamyâze: İçkiden sonraki gevşeme hali
HARABAT : Harap ise yıkılmış, uçmuş, virane mecazi manada Meyhane müdavimi, harabati, gönül ehli
Harâbâti : Mestâne- Sarhoş
Hamr : Şarab, sarhoşluk veren şey. ( bkz HAMR VE HAMRA NEDIR)
Hammar: Şarap yapan, satan, Meyhaneci kasiyeri, şarab için rehin eşya alan ( bkz HAMMÂR NEDIR MEYHANECI MÜRŞITI )
Handeris : Eski şarap.
Haniye: Şarap.
Hum : Şarap küpü. İçine şarap doldurulan küp Farsça( HUM VE HUM HANE ( ŞIIR DÜNYAMIZDA KÜP )
Humhâne : Meyhane. Şarap küplerinin konulduğu yer. (Farsça)
Humar: İçki sonrası çekilen baş ağrısı ( bkz HUMAR ( İÇKI SONRASI BAŞ AĞRISI)
Hun-i cân : Şarap.
İgtibak: Akşam vaktinde şarap içmek.
İsfend : Şarap.
KÂSE : su, şarap sıvı konulan cam, çini, toprak vb den yapılan, derince ve kulpsuz kap.
KÂSE-I FAĞFUR: Çin kasesi, Çin malı çiniden yapılmış kâse kadeh, Çin hükümdarı,
Kafkaf : Şarap, hamr.
Kandid: Şeker kamışı şarabı
Kayl: Öğle vakti şarap içmek.
Kevser Şarabı : Cennet şarabı, Cennette akan şurub nehri
Kındîd : Şarap, hamr.
Kınnîne : Büyük şişe.Şarap kabı.
Kulkul : Şarab şişesinin kadehe dökülürken çıkardığı ses. ( bkz KULKULNEDIR ESKI ŞIIRIMIZDE GULGUL)
Kûze: Gûze: Şarap veya su testisi
Kümeyt : Koyu doru at. Kırmızı şarap ( b kz KÜMEYT NEDIR DORU AT VE ŞARAP)
Kummehan: Şarap köpüğü.
Kut-ı Mesih: Hurma. Şarap.
Lây : Şarap tortusu ( bkz KÜLHANI-I LAYHAR KIMDIR KISSA VE ŞIIRLERDE LAYHAR VE SENAI)
Maziye: Şarap, hamr.
Meşmule: Şarap.
Meşrubat: İçilen şeyler. Herhangi bir içilecek şey. Şarap. ("Hamr" denen içkiye de şarap denir.)
Mey: Şarap, içki. (Farsça)
Mey-aşam: İçki içen. Şarap içen. (Farsça)
MEY-I ENGÜRÜ: Engürü şarabı
Mey-füruş: Şarap satan, meyhâneci, şarapçı. (Farsça)
Mey-gun: Şarap renginde olan, kırmızıya yakın olan. (Farsça)
Mey-keş: İçki içen, şarap içen. (Farsça)
Mey-perest: ) Devamlı şarap içen. (Farsça)
Meygûn : Şarap rengi. (Farsça)
Meyhâne : Şarap içilen yer, içkievi. (Farsça) MEYHANE NEDIR OSMANLIDA MEYHANE ADABI VE EĞLENCELERI)
Mishat: Şarap koyacak kap.
MUĞ MUĞAN PİR-İ MUĞAN: Mecusi ve Zerdüşt Keşişi Pir-i mey, Pir-i mey furuş, hammar; Pir-i Mugan; ihtiyar Mecusi keşişi, meyhaneci anlamlarına gelir.
Mukalkal: Şarap, hamr.
Müdam: Şarap, mey, hamr.
Müdamî: Devamlı olarak şarap içen.
Müdmin : Ayyaş
Müdâm : Cevheri şarab – Devamlı * yani ayyaş * anlamı ile tevriyeli kullanılır.
Mül: Şarap. (Farsça)
MÜSELLES: (Üç kere kaynatılan ve damıtılan, haram olmadığı düşünülen şarab ( bkz: MÜSELLES NEDIR HARAM OLMAYAN ŞARAP )
Müskir: Sarhoş edici, şarap ve içki.
Mustar: Şarap.
Naki': (Çoğulu: Enkia) Kuru üzümü su içinde ıslatarak yapılan şarap.
Nebiz: Hurma şarabı
Nakıs: Ekşi şarap.
Nuşdaru: Panzehir. Tiryak. Şarap. (Farsça)
Pakend : şarap, bâde. (Farsça)
Peymane: Büyük kadeh. (Farsça)Şarap bardağı. (Farsça)
Pir-i mey : Şarab piri- ihtiyar Mecusi keşişi,
Pir-i mey furuş: Şarab saçan ihtiyar Mecusi keşişi,
Pir-i Mugan : İhtiyar meyhaneci, Mecusi keşişi,
Piyâle: Kadeh. Şarap bardağı. (Farsça)
Rah: (Çoğulu: Rayâh) Şarap, içki, hamr.
Rıtl- ratl : Bir litre şarap
Ratl-ı girân : Bir litreye yakın dev kadeh
Rahîk : Saf şarap
Reyah: (Tekili: Râh) şaraplar.
Sa'f: Bir şarap cinsi.
Sabûh : Sabah içilen şarap. (Arapça) ( bkz SABUHI NEDIR SABAHLEYIN İÇILEN MAHMURLUK ŞARABI)
Sabuhi: Sabahleyin şarab içmek , sabah şarabı
Sahbâ / صهبا: Şarap. (Arapça)
Sebû: Büyük testi veya büyük kadeh ( bkz SEBU NEDIR BÜYÜK TESTI SEBÛ KADEH
Saki: Şarab dağıtan
Selsâl : İçimi kolay olan şarab
Seru: Boynuz. Boynuzdan yapılmış şarap kadehi. (Farsça)
Sırf: Su katılmamış şarap
Sifâl: kafatasından kadeh, ( bkz SIFÂL NEDIR ÇANAK VEYA KAFATASINDAN KADEH )
Sürh, Surh- Sürahi : ( bkz SÜRH NEDIR KÖKENI KULLANIM YERLERI )
Siyahmest: Aşırı sarhoş olmak ( Muhammet Nur Doğan “ Divan Şiirinde şarap Metaforları “https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/158237)
Süci ( SÜCİG) : Eski Türkçede şarap
ŞAHDARU: Şarabın ilk adı, can veren ilaç -şah ilacı - anlamında mecazen şarab Farsça kökenli sözcük -
Şarâbî / شراب: Şarapçı. Şarap rengi. (Arapça)
Şarâb-âver: Şarap getiren
Şarâb-ı bî-gaş: hîlesiz ve katkısız şarap.
Şarâb-ı dilgüşâ: Gönül açan, süsleyen şenlendiren şarap
Şarab-ı lale rengi : Lale renki şarap , hatta lale biçimli şarap kadehi
Şarâb-ı nâb : katkısız şarap.
Şarâb-ı nûhî : bin senelik eski şarap.
Şarâb-ı rumnâni : nar rengindeki şarap.
Seb': İçmek için şarap satın almak.
Sebic: Yatık veya sekik adı verilen, ağzı dar şarap testisi.Hurmadan elde edilen içki, bir nevi şarap.
Sekkare: Şarap yapan.
Şemul: Sâfi halis şarap.
Şerâbhâr / شرابخوار : Şarap içen. (Arapça - Farsça)
Şerib: Yabancı kimse ile oturup şarap içen.
Seru: Boynuz. şarap kadehi. (Farsça)
Sürh-âb: Kırmızı su. Mecazi olarak Kan veya şarap. (Farsça)
Şürb-i Yehud: Dinen yasal olduğu halde gizli gizli şarab içen Yahudi (Muhammet Nur Doğan “ Divan Şiirinde şarap Metaforları “https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/158237)
Tadahduh: Şarap dökülmek.
Tahamür: şarap yapmak.
Tıla': Üzüm suyundan kaynatmak sebebiyle üçte birinden azı giden şarap. merhem, yağ, ilâç.
Tişrab: Şarap içmek.
Ukâr : Kımızı şarab
Ulk: Şarap.
Ümm-ül habâis: (Kötülüklerin anası) şarap, içki.
Ünnab şarabı: Kırmızı renkli güzel kokulu şarab
Unuşe: Refah, huzur, rahatlık mecazi olarak şarab , içki
Yakut-u müzab: Kıvama gelmiş olgun yakut mecazen : Göz yaşı. Kan.Kırmızı şarap.
Zerab: Beyaz şarap. (Farsça)
Zerdab: Beyaz şarap. (Farsça)
ŞARAP İLE İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZI TIKLAYINIZ.
KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1
Hamr ve Hamra Nedir2
Bade Nedir Divan ve Halk Şiirinde Bade İçmek3
Divan Şiirinde Bezm Adabı ve Eğlence Anlayışı4
Meyhane Nedir Osmanlıda Meyhane Adabı ve Eğlenceleri 5
Hammâr Nedir Meyhaneci Mürşit Ayyaş ve Derviş ilişkisi6
Pir-i mey Nedir Şiirlerde Pir-i Mey Pir-i Mugan7
Harabat ve Harabat Ehli Nedir.8
Dostkâni ve Dostkâni Muhabbet Şiirimizde Mahbub Meclisleri9
BEZM Nedir Beyit Örnekleriyle10
Câm Nedir( kadeh içki peymane sağar ayak dolu) )