Şah-ı mârân Şahmaran Yemliya
Osmanlıca yazılışı şahmaran: شاهمران
Şahmaran Kökeni Sözlük Anlamaları
Şahmaran Farsça şah ve yılanlar anlamına gelen maran sözcüğü ile kurulmuş Farsça bir bileşik isimdir. Bu nedenle “yılanların şahı “ anlamına gelmektedir.

Halk Sanatında Şahmaran Desenleri
Şahmaran, geleneksel halk sanatında, bakır, gümüş işlemelerinde ve duvar halılarında “yüzü genç ve güzel bir kız, bedeni ise çoğunlukla altı adet yılan biçimli ayağa sahip dev bir yılan şekliyle resmedilir… Şahmaran’ın süslü tacında ise ayın doğurganlık ve bereket sembolü olan hilal, bir ay simgesi vardır.”.[1] Yunan ve Roma esatirlerindeki Medusa ve pagan dinlerindeki Ay Tanrıçalarının karakteristik özelliklerinden izler taşıyan özelliklere sahip olan Şahmaran’ın halk sanatındaki resimleri asırlardan beri devam eden kadın, büyü, yılan ve define imajları etrafında şekillenmiştir.
Türk Halk hikâyeleri ve efsanelerindeki şahmaran motifi halk sanatında resmedilen şahmaran imajından pek de farklı değildir. Hatta desenlerdeki şahmaran ilhamı da edebi metinlerden kaynaklıdır.
Şahmaran Efsanelerinin Kökeni
Şahmaran konusunun kökeni, Binbirgece Masallarındaki “Hasib Kerlmeddin ve Şahmaran Hikâyesi” Bin Bir Gece Masalları' ndaki "Yılanlar Kraliçesi" Taberi Tarihi’nden yapılan bir alıntıya dayandıran farklı görüşler vardır. Gibb’e göre bu öykülerin kökeni Bin Bir Gece Masalları' ndaki "Yılanlar Kraliçesi” hikâyesidir.
Em ciddi iddia ise hikayeninin konusunun Fars edebiyatında Şah Güştasb, veziri Camasb’a kâinat ve yaratılışla ilgili sorduğu sorulara, Veziri Camasb’ın verdiği cevaplardan oluşan Pehlevîce yazılmış 500 beyitlik bir risaleye dayandığı iddiasıdır [2] Bu görüşe göre bu hikayeler Keyaniler devrinde yazılmış bu risale İran Mitolojisi ve Zerdüştlük düşüncelerine dayanan dini, ahlaki, tasavvurlardan kaynaklanır. Türk Divan edebiyatının klasik mesnevi konularından birisi olan Camasbnameler ve bu eserlerden ortaya çıkan şahmaran konusu da buradan gelir. Pehlevîce yazılmış 500 beyitlik bir risalede Keyûmert’ten Lohrasb’a kadar olan dönemin tarihi ve İran hükümdarlarının efsaneleri anlatılmıştır. [3]
Türk Halk hikâyelerinde ve efsanelerinden tanıdığımız Şahmaran motifi ve hikâyelerinin aslı İran edebiyatından bizim edebiyatımıza geçen Ahmedi Dai’nin yazdığı eser ile XV. yüzyıl şairi Mûsâ Abdi’nin yazmış olduğu Camasbname adlı eserleri ve 1780 tarihinde Mümtazetü’l-emasil, adlı eserlerdir. Yani Divan edebiyatının klasik mesnevi konularından birisi olan Camasbname adlı eserlerdeki şahmaran konusu, mesnevilerdeki halinden basitleştirilerek Halk edebiyatındaki şahmaran efsanelerine dönüşmüştür. [4]
Efsanelerdeki Şahmaran ve Yemliya
İzah edildiği gibi Şahmaran efsaneleri Danyal Peygamberin oğlu olan ve tün sırlara vakıf biri olarak tarif edilen Camasb ile ilgili hikâyelerden kaynaklanır. Camasbname mesnevilerinde anlatılan bu konunun ana kahramanlarından olan Şahmaran, halk hikâyelerinde Camasb hikâyesinden ayrı ve müstakil bir konu haline dönüşür. Bununla birlikte Camasbnamelerdeki gizemli yılan özelliğinden de hiçbir şey kaybetmemiştir.
Efsanelere Şahamaran’ın diğer adı göre Yemliya’dır. Şahmaran, insan başlı , başı taclı, boynuzlu bir yılandır ve gizli bir geçitten girilebilen bir mağara altındaki yeşillikler içinde bir ülkede yaşarmış. Yemliya veya Şahmaran hazineler , altınlar, defineler, elmaslar vb dolu bu mağara içinde zebercetten bir tahtın üzerinde oturur, insan gibi söz söyler, insan dilini de bilirmiş.
Anadolu’nun pek çok yerinde insan yüzlü yılan kuyruklu, yer altında yaşayan defineleri koruyan, büyük sırlara vakıf bir motif olarak karşımıza çıkan Şahmaran’ın diğer adı “ Yemliya “ Çukurova’da özel isim olarak kullanılan Yemliha şekline dönüşmüş olmalıdır. Nitekim Ceyhan’daki Yılan Kalesi’nin adı ve hakkında anlatılan efsane de Şahmaran ile ilgilidir. Belki de bu yüzden olsa gerek diğer yörelerde pek rastlanılmayan Yemliha özel ismi Çukurova, Hatay ve Osmaniye’de bir hayli yaygındır.
Anadolu’da anlatılan Şahrmaran efsaneleri ve versiyonlarının ana hatları büyük ölçüde Divan edebiyatındaki klasik Camasbnamelerin basit özetlerine benzemektedir.
Anadolu’daki i Şahamaran Efsanelerinin Ana hatları ve Özeti
Danyal Peygamberin oğlu Camasb ( veya Cansap ,Cemşasb) , dağdan odun getirip satarak geçim sağlamaktadır. Yine bu amaçla) dağda gezerlerken şiddetli bir yağmura tutulup arkadaşları ile bir mağaraya sığınır. ( bazı versiyonlarda bir bey çaresiz bir derde tutulur ve "yılanların padişahı" Şahmaran’ın gözlerini getirmek için Şahmaran’ın yeri aranır)
Camasb, bu mağarada can sıkıntısına kapılıp elindeki değnek ile yeri kazmaya başlar. Sonunda elindeki değnek ile set bir yüzeye dokunur. Buldukları sert yüzeyli nesne yuvarlak bir mermerdir.
Merak ederek bu mermeri kaldırırlar. Bu mermerin altında karşılarına bal dolu bir kuyu çıkar. Bunun üzerine bu kuyudaki balları çıkarıp satmaya karar verirler. Nihayetinde kuyunun dibi gelene kadar balarlı çıkarırlar. Ancak kıyu çok derindedir. Ve en son balları alabilmesi için Camasb’ı ipe bağlayıp kuyunun dibine indirirler.
Son balları da alan arkadaşları Camasb ( veya Cansap ,Cemşasb) kuyunun içinde bırakıp giderler. Camasb, bu kıyunun dibinde uğradığı ihanetin kederi ve üzüntüsü içindeyken kuyunun bir yerindeki bir delikten bir ışık sızdığını görür. Bıçağı ile kazıyıp bu deliği genişletir. Sonunda ışığın geldiği yere girmeyi başarır.
Burası yemyeşil cennet gibi güllük gülistanlık bir yerdir. [1]Bir müddet bu saklı cennette gezindikten sonra bir sarayla karşılaşır. Burası yılanlar ülkesidir.
Ancak yılanların şahı Şahmaran kendisine iyi muamele eder ve ikramda bulunur. Câmasb başından geçenleri anlatır, Şahmaran da ona Bulkıya hikâyesini nakleder.
Camasb Yemliya’nın ülkesinde yedi yıl boyunca kalır. Aslında bir çeşit tutsaktır. Çünkü Yemliya sırrının ortaya çıkmasını istememektedir. Câmasb, yıllarca Şahmaran’ın yanında kalarak pek çok sırrı öğrenmiştir. Sık sık kendisini yurduna göndermesini de ondan rica etmiştir. En sonunda Şahmaran, gördüklerinden hiç kimseye bahsetmemesi şartıyla onu bal kuyusundan dışarı çıkarır. Camasb yurduna döner ve sırrı kimseye anlatmaz.
Ancak ülkenin hükümdarı veya beyi hastalanır. Tek çare Şahmaran’ın etidir ( farklı versiyonlarda gözleridir. Vezir ise büyü ile Cemşasb'ın Şahmeran’ın yerini bildiğini öğrenir
Bunun üzerine Câmasb’dan Şahmaran’ın yerini söylemesini isterler. Camasb da öldürüleceği korkusu ile sırrını açıklar. Böylece Şâh-ı Mârân' yer bulunmuş olur. Yemliha olanı biteni ve suçun Cemşasb'da olmadığını anlamış ve "Beni öldürüp etimi kaynatacaklar, ilk çıkan suyu vezire içir, İkincisini kendin iç. Etimi de padişaha yedir." Diye tembih eder. Şahmaran tılsımla yakalanıp öldürülür. Cemşasb da denileni yapmış, ilk suyu içen vezir ölür Padişah iyileşmiş Camasb ise onun veziri olmuştur.
Üstelik Câmasb Şahmaran’dan öğrendiği ve babasının kendisine bıraktığı kitaptan edindiği bilgilerle bütün dünyanın sırlarına sahip olmuştur.
Gûyiya zevk ii safâ dahmesine kıldı tılısım
Şâh-ı mârân mı aceb ol hacer-i nûrânî Nedîm
Döndii ahlâk-ı zemîme mâre
Şâh-ı mârânı anın emmâre Atâyî
KAYNAKÇA
[1] Birsel ÇAĞLAR ABİHA, Geleneksel Halk Sanatında Şahmaran Motifleri ve Bu Motiflerin Dili, https://www.acarindex.com/folklor-edebiyat/geleneksel-halk-sanatinda-sahmaran-motifleri-ve-bu-motiflerin-dili-75771
[2] Mustafa Erkan, "Camasbname", DiA, c.7, 5.43.
[3] Mustafa Erkan, "Camasbname", DiA, c.7, 5.43.
[4] ŞAHAMETTIN KUZUCULAR, CAMASBANAMELER VE ABDI'NIN CAMASBANMESI ILE ŞAHMARAN, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=49367
KAYNAKÇA / İLGİLİ LİNKLER
1
Camasbanameler Ve Abdi'nin Camasbanmesi Ile Şahmaran2
Ahmed-i Dai Hayatı Eserleri3
Mâr Nedir ve Mâr ile Sevgili Hazine Tılsım ilişkileri4
ŞAHMERAN5
Şahmar zülfü perişanlar dolanır6
Define- Genç- Gömü ( Şiirimizde Define ve Genç)7
CEYHAN YILANKALE VE ŞAHMARAN EFSANESİ