Hasırcılık
Bataklık alanlarda ve dere tabanlarında yetişen saz adı verilen bitkilerin sapları ve yaprakları kurutulup örülerek hasır örgü tekniği ile hasır ve hasır ürünleri diyebileceğimiz ürünlerin yapımında kullanılırdı. Saz bitkisinin yapraklarından ve liflerinden hasır örgü ürünleri, kamışlarından ise kamış kullanımına uygun pek çok araç ve gereç yapılıyordu.
Sazlar biçildikten sonra yaprakları, kamışları ve lifleri yarı ayrı destelenip kırılmamalarına özen gösterilir ve demetler halinde kurutulur, yaprakları, lifleri ve kamışları ayrı yarı değerlendirilerek çeşitli araç ve gereç yapımında kullanılırdı. Hasırlar, yapıldığı sazın incelik, kalınlık ve türüne göre Trablus hasırı, Mısır hasırı, Kaba hasır vb adlar alırdı.
Kurutulmuş veya kurumuş bitkilerin sap, kabuk veya yapraklarından yapıldığı gibi, saz gövdelerinden yahut rafyadan örülen türleri de vardır Daha çok hasır otu adı verilen ve bataklıklarda yetişen bir sazdan örülürdü. Hasır otu, hasır kilim örmek maksadıyla kullanıldığı gibi çeşitli şekillerde örülerek çok değişik yerlerde de kullanılabiliyordu. Genellikle alta serilmek üzere yapılan “kaba hasır” denilen bir hasır türü Anadolu’da çok yaygındı. Kalın sazlardan yapılan bu hasır, kır kahvelerinde, evlerde ve camilerde yer yaygısı olarak veya halı veya kilim ile taban arasına serilen ara kat malzemesi olarak kullanılırdı.
Yaprak ve liflerinden sepet örgücülüğü şeklinde ürünler yapılır, kamışlarından ise, çeşitli şekillerde yararlanılırdı. Sepetçilik geleneğinde diğer hammaddelerden de yararlanılmasına rağmen sazlardan da yapıldığı eskiden beri bilinen bir gerçektir. Üstelik kamıştan yapılan sepetler diğer malzemelerle yapılan sepetlerden çok daha dayanıklı oluyordu. " Kamıştan yapılan sepetlerin örülmesi oldukça zordur bu nedenle çok zahmetli bir üründür. Bunun yanı sıra kamışlar dilimlendiklerinde kenarları jilet gibi keskin olur. Öyle ki örgü yapan usta dikkatsiz olursa kendini ciddi biçimde yaralama riski ile karşı karşıyadır. Bu zorluklara rağmen kamış sepetlerin tercih edilme nedeni diğer sepet türlerine göre daha sağlam olmalarıdır." (1)
Sazların kara veya beyaz renkli, oluşlarına göre sertlik derecesi olur ve sazların renkleri ve sertlik derecelerine uygun çok sayıda ve çeşitli, araç gereç yapımcılığına tabi tutulurdu. Bu hasır örgüleri ören geleneksel tezgâhlar bulunurdu.
Hasır örgü geleneğinde eskiden en yaygın olarak üretilen eşya yer hasırlarıydı. Eski evlerin tabanı toprak olduğu için en alta hasır serilir, onun üstüne kilimler veya halılar yayılırdı. Hasır kalın olduğu için toprak zeminle kilim arasında yalıtımı sağlar, aynı zamanda kilimlerin kirlenmesini de önlerdi. "Eskiden kız istemeye gelen dünürler, kapıdan girerken kazara ayağını yaygıya takar hasırın altına bakarmış evin kızı temizliğe özen gösteriyor mu diye." (2) Bu anlamda, hasırın çok toz taşıdığı da söylenir. Güzel havalarda, yaygılar kaldırılır, badana yaparken odaların tabanları da özlü çamur ile düzeltilirdi. (2)
Geleneksel yöntemlerle yapılan hasır örgü işlerinin başında hasır yer yaygıları gelmekteydi. Kilim ve yer örtüsü amaçlı yapılan ve bugün için sadece minyatürleri bulunan hasır yaygılar eskiden her evde bulunabilecek başlıca yaygı türlerindendi. Hasır, kurumuş bitki saplarından, saz gövdelerinden veya rafyadan örülmüş, genellikle taban döşemesi, bazen duvar ve tavan kaplaması olarak kullanılan bir cins ot kilime verilen bir addı. (3) Kaba hasır kalın sazlardan örülür, altlık sergisi olarak oda tabanlarında, kır yemeklerinde, kır kahvelerinde, gezi yerlerinde de kullanılırdı. Hasırın Kefen ve tabut yerine Anadolu'nun bir çık yerinde kullanıldığı da olurdu. Eskiden halıların altına, yere serilir, duvara asılır, camilerde yaygı olarak kullanılırdı. (3)
Hasırcılık el sanatları ile ve İnce hasırla, şapka, çanta, sofra örtüsü, eteklik gibi çeşitli eşyalar da yapılırdı. Bugün ise bu işler için doğal lifler ve ince hasırlar yerine daha çok bitki lifleri yerine sunî elyaf kullanılarak bu tip ürünler yapılmaktadır. Koltuk, iskemle ve taburelerin oturacak yerlerini hasır örgüden yapmak 17. yüzyılda başlamış, temiz ve zarif görünüşü dolayısıyla gitgide değer kazanmıştır. (4)
Geleneksel hasır örgücülüğü ile genellikle ticari bir amaç gütmeden ve sadece evin gündelik ve kullanım ihtiyaçlarını karşılamak maksadı ile çok çeşitli hasır örgüsü türü eşya ve araç gerecin üretildiği bilinmektedir. Geleneksel metotlarla üretilen bu eşyaların bazıları şunlardır. Hasır yer yaygısı, seccade, örtü, hasır şapka, güneşlik, sepet, irili ufaklı ve çok çeşitli şekillerde sepet türleri, çadırlık çadır sergisi, , rulo hasır, asma tavan hasırı, kamış şemsiye, çaydanlık altlığı, çamaşır sepeti, haral, küfe, şekerlik, çamaşırlık, lambalık, torba, şişe koruyucusu, çanta, sofra örtüsü, zembil, sele, sele çeşitleri, süpürge, gibi malzemelerin yanında sandalye ve taburelerin oturulacak yerleri vb.
Hasır yer örtüsü, yaygının yanında duvar süs olarak da kullanılmıştır. Özellikle kök boyalarla boyanan sazlar değişik motifler çıkaracak şekilde hasıra işlenmiştir. İnce sazdan dokunmuş hasırlar genellikle duvar süsü olarak kullanılmış, Trablus hasırı veya Mısır hasırı olarak isimlendirilmiştir. Kaba sazdan dokunan hasırlar ise, evlerde, camilerde ve köy odalarında yaygı olarak kullanılmıştır.(3) Kamış hasırcılık türüne ise boyra (kamış hasırı) adı veriler, bu tip örgücülüğe ise boyra örgücülüğü de denilirdi.
Köylerimizde yaygın bir el sanatı olarak bilinen hasırcılık, hasır ve sepet örgücülüğünün genellikle kişisel ve gündelik ev eşyalarını üretimi için yapıldığı ticari bir amaç güdemediği aşikârdır. Fakat il ve ilçe düzeyine ulaşılan yerlerde hasır örgücülüğün ticari amaçlarla da yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Osmanlı Döneminde XVII. yüzyılda hasır yapımı ve ticareti yaygınlık kazandığını İstanbul’da sadece hasır ticareti için kuyumcular çarşısı gibi Hasırcılar Çarşısı kurulmuş olduğunu bu çarşının günümüzde dahi yaşamaya çalıştığı herkesin bilgisi dâhilindedir. Gerçek olan şu var ki bu eski el sanatımız modernleşme sürecine adapte edilemeden varlığını sürdürmüştür.
Hasır örgü, hasır örgü tezgâhında boydan boya gerilmiş iplerin arasından ince sazlardan yapılmış lifleri ya bir alttan, bir üstten veya iki alttan bir üstten geçirilerek örülürdü. Küçük eşyalar, koltuk, sandalye için kullanılacak hasırlar elde örülür, büyük ebatlı eşyalar ise tezgâhlarda dokunurdu.
Fakat günümüzde bu el sanatımızın yeni kullanım alanları bularak geleneksel üretim tekniklerinden ve desen özelliklerinden ilham alarak modern araç gereç ve yöntemlerle yeniden canlanmaya başlamaktadır. Günümüzde hasırcılık ve hasır işleme, başlı başına bir endüstri ve sanayi iş kolu haline gelmeye de başlamıştır. Kökü çok eskilere dayanan sepet örme, sepetçilik sanatı; günümüzde ambalajlama tekniğinin gelişmesiyle biraz gerilemiştir. Çünkü eskiden malların piyasaya sürülmesi, tarım, bahçe, bağ ve balıkçılık ürünlerinin taşınması, pazara götürülmesi ve pazarlanmaları hep sepetle olurdu. Modern ambalaj sanayi ise bugün sepetçiliği kaldırmıştır. Buna karşılık, ince sepetçilik, özellikle lüks sepetçilik gelişti. Mobilyacılıkta sandalye ve koltuk yapımında da kendini gösterdi. (1)
Geleneksel el sanatlarımızdan birisi olan hasırcılık gelişen teknolojik şartlara artık uyum sağlamıştır. Hasır örgücülüğü günümüzde endüstriyel bir iş kolu haline gelmiş, hasır örme atölyeleri, kamış biçme, kesme, istifleme, paketleme, işleme ve üretme faaliyetlerini endüstriyel hale getiren firmalar oluşmuştur. Sazları üretilecek ürüne göre işleyerek hasırdan ürün imal edecek olanlara servis yapan bu atölyeler aynı zamanda Turistik tesisler, yazlıklar, yazlık siteler veya hasırdan imal edilmiş çok çeşitli dekoratif ürünler imal eden küçük işletmelere hammadde sağlamaktadır. Sazlıklardan elle, veya makinelerle toplanan kamışlar , sazlar ve bu iş için kullanılacak diğer otlar , yapraklar vb işlenmekte kurutulmakta, üretilecek hasır modelleri için uygun olarak paketlenmekte ve satışa sunulmaktadır. (3) Sanayi üretimi şeklinde yapılan bu ürünlerin ilk akla gelenleri şunlardır

Kulübe-Kamelya
Bahçe-Kamelya Örtüsü
Tavan Örtüleri
Hasır Şemsiyeler
Hasır İnce Saz Kaplamalar
Hasır Ot Papur Kaplamalar
Hasır şapka, güneşlik, sepet,
Kamış Örgü (çit),Balkonlu Çadır, Rulo Hasır, Asma Tavan Hasırı ,İç Mekan Hasırı
Tunel Çadır İç Görünümü, Lambiri Duvar Döşeme, Kamış Şemsiye, kamelya Şemsiye
Hasır Duvar ( Geniş bilgi için bkz. https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/sanat/215-hasir_ve_kamis_%C3%B6rguculugunden_endustiriye.html )
KAYNAKÇA
- https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/sanat/82-geleneksel_sepetcilikten_sepet_susleme_sanatina.html
- https://ekolojikureticiler.org/index.php/profdrharun-baytekin/92-hasrclk
- https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/sanat/215-hasir_ve_kamis_%C3%B6rguculugunden_endustiriye.html
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Hası
Not: Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, Resim,Tablo, kaligrafi, ebru, Fotoğraf, minyatür, hat, sedef, el işi, oya, bezeme, Telkari, kazaziye benzeri çalışma ve araştırmalarınızı, sitemize üye olarak , bize başvurarak ESA'da paylaşarak kültürümüze katkıda bulunabilir, kendinizi ve ürünlerinizi tanıtabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya [email protected]