RÖNESANS'IN KELİME ANLAMI
Rönesansteriminin kökeni Fransızca'dır. Fransız tarihçi Jules Michelet tarafından kullanılmış, ve İsviçreli tarihçi Jacob Burckhardt tarafından geliştirilmiştir (1860'larda). Rönesans Yeniden doğuş iki anlamı içerir. İlki antik klasik metinlerin tekrar keşfi, öğrenimi, Bilim ve Sanattaki uygulamalarının tesbitidir. İkinci olarak bu entelektüel aktivitelerin sonuçlarının Avrupalılık kültürünü genelde güçlendirmesidir. Bu yüzden Rönesans'tan bahsederken iki farklı fakat anlamlı yoldan söz edilebilir: Klasik öğrenmenin ve bilimin antik metinlerin tekrardan keşfiyle yeniden doğması ve genel anlamda bir Avrupalılık kültürünün yeniden doğuşu. Rephael Sanzio ve R Mıchelangelo gibi birçok Ressam mevcuttur.

Michelagnolo. (Pietro Aretino)
Rönesans'ın Nedenleri
-
Arapçaya çevrilmiş eski Yunan ve Roma eserlerin tercüme edilmesi.
-
Kuzey Avrupa'dan gelen Novgorod kavimlerinin medeni Avrupa toplulukları üzerindeki yıkıcı etkisi.
-
Coğrafi keşifler sonucunda zenginleşen ve güzel Sanatlar gibi alanlara destek veren, Sanatıçıları destekleyip, koruyan bir sınıfın oluşması (coğrafi keşifleri yapan Burjuva sınıfı)
Rönesans şu temel anlayışlara dayanıyordu.
-
Yeryüzü ilgi çekici ve araştırılmaya değer bir yerdir,
-
İnsan güçlüdür ve bu gücüyle büyük başarılar elde edebilir,
-
İnsanın sürekli faal olması şerefli birşeydir ve
-
Gerçek güzeldir. Bu anlayışlara bağlı olarak da yaşadığımız dünya o kadar ilgi çekici bir yerdir ki, başka dünyaları düşünmenin hiçbir anlamı yoktur anlayışı hakimdir.
Rönesansın öncüleri, sanat faaliyetlerinin yanısıra edebiyat, tarih ve Arkeolojiye de önem verdiler. Resim ve tasvir anlayışı gelişti. Mimaride Gotik tarzı terk edilerek Barok ve Rokoko üslubu geliştirildi. Rönesans mimarlığının başlıca özellikleri ölçü, sadelik ve tabiiliktir.

Donatello/ Nach ------------------------ Donatello
Rönesans’ın sonuçları
-
Skolastik görüş ( Kilisenin dar görüşü ) yıkılmıştır.
-
Yerine pozitif ( Bilimsel ) düşünce hakim olmuştur.
-
Reform hareketlerini hazırlamıştır.
-
Bilim ve teknikteki gelişmeler hızlanmıştır.
-
Avrupa’da Sanattan zevk alan aydın ( Mesen ) sınıf ve halk sınıfı oluşmuştur.
-
Din adamlarının ve kilisenin halk üzerindeki otoritesi sarsılmıştır.
-
Avrupa’nın her yönden gelişmesine ve güçlenmesine öncülük etmiştir.
Öbür dünyanın mekansız, temsili biçimlenmesine, Rönesans’ta mekan anlatımında kullanılan perspektifin gereği yoktu. Çünkü yeniçağda bakış, insanın görüş açısıydı ve bu bir noktadan bakış, optik görüntüyü zorlayan perspektife gereksinim duyuyordu. Böylece doğa görüntüsü biçimlenecek nesne oluyordu. Rönesans bu nedenle yeni dünya görünüşüne paralel olarak bilimsel perspektifi ortaya koyacaktı.
Ortaçağın dikey GOTİK biçimi yerine yatay biçimi, sonsuzluk yerine ölçü, çok parçalılık yerine sakin, dünyevi yapı tarzı ortaya çıkıyordu. Yeniçağın amacı bu dünya sorunlarının çözülmesi idi. Doğa bilginleri, keşiflere çıkan cesur kaptanlar ve mucitler hep bu dünyanın kazanılması görüşünde idiler. İnsan anatomisinin keşfedilmeye başlanması, yeni bilim dallarının ortaya çıkışı hep bu döneme rastlamaktadır.
Rönesans'la birlikte Antik Çağın klasik ideallerine dönüldü. Bu da çok ani bir değişim değildi; klasik yapı ve bezeme,geleneği, daha önce romanesk ve GOTİK İtalyan, sanatında da etkili olmuştu. Ama Yunan ve Roma heykel üslubuna kesin olarak dönen ilk İtalyan heykelci, 13. yüzyıl ortasında Nicola Pisano oldu.
Rönesans heykelciliğinin genel özellikleri:
Rönesans heykeltraşı, gerçeğe benzeyeni bulmaya yönelmiş, insan vücuduna ve onun anlatım gücüne ilgi duymuştur . Heykel , öteki Sanat kollarından, özellikle de mimarîye bağlı olmaktan büyük ölçüde kurtarılmıştır. Mimarî eserler içinde düşünülen Heykeller, binaların alınlıklarım, kemer aralarım, kiliselerin sunak kısımlarım süslerken; daha çok büst ve atlı kişi şeklinde yapılan bağımsız Heykeller, çeşitli sivil binaları ve kent alanlarım süslemişlerdir. Canlılık kazandırılan figürlerde, anatomik yapıya önem verildiği gibi, duyguların yansıtılmasına da çalışılmıştır. Perspektif sayesinde, özellikle grup hâlindeki heykel figürleri arasında daha aslına uygun çalışmalar yapılmıştır. Dönem heykeltraşları konu olarak; en fazla Meryem, Çocuk İsa, melek, Mitolojik varlıklar ve atlı kişiler seçmişlerdir.
Bu dönemde ünlü heykeltıraşlar yetişmiştir. Bunnlardan en önelileri Ghibert, Donetello, Michelangelo dur.
Floransa'da Rönesans üslubu, önce heykel sanatında gelişti. Rönesans heykel ustalarının en önemlilerinden biri, hem durağan, hem hareket halindeki insan figürünü büyük bir ustalıkla işleyen ve kabartmaya büyük bir derinlik duygusu kazandıran Donatello'ydu.
16. yüzyıl Heykel Sanatının en büyük adı, yüksek Rönesans döneminin habercisi sayılan "Pietâ" ve gene aynı dönem üslubunun en başarılı örneği olan "Davud" adlı yapıtlarıyla ünlü Mıchelangeloydu. Onun ustalığı, Bartolommeo Ammannati, Baccio Bandınelli, Vincenzo Danti ye ( Bkz: Rönesans Resim Sanatı Ressamları ve Tabloları ) sonradan Venedik'e giden Jacopo Sansovino gibi Floransalı Maniyerist sanatçıları gölgede bıraktı. Ama yüzyılın ortalarına doğru Benvenuto Cellini ve yüzyıl sonunda Flaman heykelci Giambo-logna gibi, Floransa sanatında Michelangelo'nun güçlü etkisini özümleyebilen sanatçılar yetişti. Venedik'te ise, Sansovino'nun Danese Cattaneo ve Alessandro Vittoria gibi öğrencileri, Floransa'dakîni andıran yeni bir Maniyerist üslup geliştirdiler.
Donatello, Virgin & Christ
“ Mimar ve heykelci Bruneleschi (1377-1446) ilk kez bilimsel bakış noktasına göre perspektif bilimini ortaya koyuyordu.
Resimde kaçış noktasını bulan ilk ressam Ambrogio Lorenzetti Tebliğ adlı resminde (1344) zemini kaçış noktasına göre belirliyordu. Hollandalı bir Ressam olan Van Eyck hem perspektif kullanımında hem de renklerin kullanımında önemli eserler veriyordu. Rönesans’ın bir başka yeniliği ise tuvalin yani bez üzerine yapılan resmin bulunması idi. Ve ilk olarak Rönesans’ta sanatçı eserlerini kilisenin dışında zengin müşterilerine sunuyordu.
15. Yüzyıl Rönesans heykelinin en önemli yaratıcısı Donatello dur. (1386-1466) Donetallo heykelde bir hat ve çizgi zarafetini değil iyi algılanan karakterleri yakalamaya çalıştı. Donatello ilk dönem heykellerinin niteliklerini geç antikitenin sarkofajlarından almıştır. Eserlerinin birçoğu tanınmış kişilerin veya muzaffer kumandanların heykelleri idi.
Sanat tarihçileri :
1350-1500 arasını Proto Rönesans,
1500-1550 arasını Olgun Rönesans
1550-1600 yılları arasına Geç Rönesans veya Maniyerist dönem derler.
16. yüzyılın ilk yarısında Rönesans olgunluk dönemine ulaşmıştır. Bu dönemin büyük sanatçıları Leonardo, Raphael, Michalengelo ve Tiziano dur.
Floransa’lı bir noterin gayri meşru çocuğu olarak dünyaya gelen Leonardo Da Vinci (1452-1519) baba evinde büyüdükten sonra 1466 yılında Andrea Del Verochio adlı bir ressam ve heykelcinin atölyesine çırak olarak girer. Kendini kale mühendisi, çeşitli savaş aletlerinin, bombalarının, kurşun geçirmez gemilerin, tankların mucidi ve tasarımcısı olarak takdim eder. Hatta geliştirmiş olduğu bir müzik aleti ile o ana kadar hiç duyulmamış kompozisyonlar çalar. Yeni ortamında ilk olarak Sforza’nın babası için bir atlı heykel taslağı hazırlar. Anatomi, hidrolik, kanatla uçuş ve helikopter projeleri ile uğraşır. 1513-1516 tarihlerinde Roma Vatikan’da çalıştıktan sonra 1517 de Fransa’ya gider ve 1519 da orada ölür.
Michelangelo'nun Sixtine kilisesi tavanlarına işlediği muazzam fresk figürleri bile heykelleşmiş insanların figürleridir. Figürlerdeki anatomik detaylar ve dinamizm ile tam bir heykelci niteliği gösterir.
Kaynakça:
Dünya Sanat Tarihi, Adnan Turani, Remzi Kitabevi.
Sanatın Öyküsü, E.H Gombrich, Remzi Kitabevi.
Art in Renaissance Italy, J.T.Paoletti& G.M.Radke Laurence King Publiishing “