B Harfiyle Başlayan Sanat Terimleri

B

BAKIŞ AÇISI ( VIEWPOINT, VANTAGE POINT) : Sanatçının bir konuyu resmetmek için baktığı varsayılan nokta.

Baldaken: (Fr. baldaquin; Alm. Baldachin) Avrupa krallarının tahtları üzerindeki kıymetli kumaş ve tahta oymalı süslerle yapılmış olan görkemli tavanlı cibinliğe benzeyen tepelik.

Mimarlıkta bir altar ya da mezarın üzerini örten, kolonlarla taşınan, mekânı sınırlayan duvarlardan bağımsız, sundurma biçimli örtü. İspanyolcada bir altar ya da kapının üzerine gölgelik olarak asılan ve Bağdat'tan ithal edilen özenli brokar işlemeli örtülere verilen baldaquin adından türeyen baldaken sözcüğü, daha sonraları bir altar üzerinde yer alan, yapıdan bağımsız tavanları tanımlar olmuştur.

Barbakan: Kalelerin duvarlarında düşmana ok atmak için açılmış dar pencere deliklerine verilen isimdir

Barbata: Kalelerde duvarların üstünde, mazgallar ve mazgal siperlerinin bulunduğu, bir dişli gibi gözüken duvarlar.

Barbane: Eskiden postacıların ve kervanların konak yerlerinde, eşya muhafazasına yarayan ve mahzenleri bulunan binaya denirdi.

Barbizon Okulu : İngiliz sanatçı John Constable'dan esinlenerek kır resimleri yapmaya başlayan ve o güne kadar hakim olan insan figürü resmetme geleneğini kıran bir grup Fransız sanatçıyı tanımlamak için kullanılan terim. Théodore Rousseau, Georges Michel ve Jean-Francois gibi sanatçılar akademik gelenekten kopup, Fransa kırlarını realist bir şekilde betimlemeye başladılar. Bu sanatçılar, Batı manzara resminin temelini attılar. Birçok resmin konusu Fontainebleau Ormanı idi. Bir diğer popüler konu ise köylülerdi.

Corot, J. B. Camille (1796-1875)Daubigny, Charles-F. (1817-1887)Dupré, Julien (1851-1910)Fiers, Camile (1802-1868)Hunt, William M. (1824-1879)Martin, H.Dodge (1836-1897)Michel, George (1763-1848)Millet, J.-François (1814-1875)Rousseau, T. (1812-1867)Troyon, Constant (1810-1865)Veyrassat, Jules J. (1808-1893)

BAROK RESİM: Barok sözcüğü, Portekizce “Barucca” sözünden gelir. Portekizce’de garip biçimli, eğri-büğrü incilere verilen bu küçültücü ad, aradan yüzyıl geçtiği halde Rönesans ilkelerine bağlılıkta direnen tutucu kişilerce konulmuştu.

Barok döneminde resimler hem duvar, hem de tuval üzerine yapılmaktaydı. Bu akımın en büyük ustaları; Caravaggio, Rubens, Rembrandt ve Valezquez'dir.

Batik: Asya’dan Avrupa’ya geçmiş bir kumaş baskısı tekniğidir. Türkistan’da, Hindistan’da, java ve Malezya’da bu teknik yaygındır. İlk kez Avrupa’ya getiren Hollandalı Thornprikker olmuştur. Batik’in yapılışı şöyledir: bir bez üzerine istenilen motif çizilir. İlk boyanacak kısımlar boş bırakılarak boyanmayacak kısımlar baştan aşağı eritilmiş balmumu ile kapatılır. Sonra bez, kumaş boyası içine batırılır. Bez, boyayı aldıktan sonra çıkarılır ve kurutulur. Terpentin içine batırılarak bezin üzerindeki balmumu çıkarılır. İkinci kez, bezin nereleri boyanmak istenirse o kısımlar açık bırakılarak diğer kısımlar balmumu ile kapatılır ve boyaya batırılır. Sonra gene terpentin için de balmumlu kısımlar eritilir. Çeşitli renkleri üst üste getirerek daima yeni desenlerin çıkmasını mümkün kılan batik Doğunun bulduğu güzel tekniklerden biridir.

BİÇİM (SHAPE) : Bir nesnenin görme ya da dokunma duyuları ile algılanmasını sağlayan kendine özgü gerçekliği.

Biçimcilik/Formalizm: Bağlamsal ya da içeriksel nitelikleri değil de biçimi/formu vurgulayan bir estetik ve sanat eleştirisi kuramı. Sanat eserinin sosyal, tarihsel ve içeriksel bağlanıları yerine biçim üzerinde yoğunlaşır. Biçimciliğe göre sanatta en önemli olan şey, sanatın ilkelerini kullanarak sanatın elemanlarını en etkili biçimde düzenlemektir. Biçimci kuram 'yapısalcılık' olarak da bilinir. 1960'lı ve 1970'li yıllarda biçimcilik, en güçlü eleştiri yaklaşımı olarak kabul gördü ve sanatçılar da bu yaklaşıma dikkat ederek eser ürettiler, Biçimci sanat kuramına göre; bir sanat eseri, sanatçısından, alıcısından ve üretildiği tarihin toplumsal ve kültürel koşullarından bağımsız, kendi başına yeterli olan, kapalı, dilsel bir düzendir. Biçimci eleştiri, sosyo-politik çözümlemelerin aşırılığına tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır. Biçimciler, sanatın bilgi aktarmak gibi bir görevinin olmadığına, bu tür görevler sanatın değerinden kaybettirdiğine inanırlar. Sanat eserinin kendi içinde 'organik bir birliği’ olduğunu savunan biçimcilik, bir yapıtın değerlendirilmesinde renk, çizgi ve kompozisyon gibi biçimsel değerlerini birinci planda tutar. Daha çok görsel sanatlara yönelen biçimcilik soyut sanatın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Geometricilik, kübizm, konstrüktivizm gibi 20. yüzyılın sanat akımları, malzemeden, yani maddeden ve onun biçiminden ayrılmayan, soyut birtakım biçim ve niteliklerle uğraşan akımlardır. Bu sanat türlerinde akıl kadar sezgi de büyük rol oynar. Sanatçının, oran ve bağlantılarla ilgili olarak kendi iç uyum duyusunun ve sezgisinin, kütle, kontur, renk ve tonlar gibi somut, maddesel öğelerle anlatımı dışında hiçbir dış amaca yönelme yoktur. Saf, bir anlamda hiç işlevsel olmayan soyut resim ve heykel gibi saf ve salt biçimlerle uğraşır. Biçimci kuramın temsilcileri ise Clive Bell ve Roger Fry gibi kuramcılardır. Onlara göre sanatın özü, sanatın kendisi dışında bir şeyle olan ilişkisinde değil, bizzat kendi öğeleri arasında kurulan düzendedir, sanat eserinin yapısal özelliklerindedir. Onun için de çizgi, renk, düzlemler, her biri nesneymiş gibi işlev görerek mecazi bir 'işaret, kavramsal ve soyut sanata ulaşıp, sanatın kendinde kalınır. Ayrıca bkz. Rus biçimciliği.

BİÇİM BOZMA (Distortion) : Özellikle GÜZEL SANATLAR’ DA, fotoğrafta (FOTOĞRAFÇILIK) ve dansta verilerini doğadan alan ve belirli normların ya da normal (olağan) biçimlerin bulunduğu kabul edilen görüntülerde biçimi abartarak sunma, " normal" in göstergelerini tümüyle yok etmeden değiştirme. Biçim bozmada amaç, daha güçlü bir etki yaratmak ya da güçlü bir anlatım sağlamaktır. DIŞAVURUMCULUK ya da GOTİK sanat gibi duygu ve anlatımın vurgulandığı, izleyiciyle iletişimin etkili olmasının amaçlandığı sanat türlerinde biçim bozma yoğun olarak kullanılmıştır. Öte yandan özellikle 20. yy' ın serbest yaklaşımı içinde PICASSO ya da H. MOORE gibi birçok sanatçı biçim olanaklarını artırmak için, kaynakları doğa olsa bile biçim bozmayı bir araç olarak kullanmışlardır. GERÇEKÜSTÜCÜLÜK' teyse biçim bozma, duygu ve düşlerdeki gerçekleri anlatabilmenin aracı olmuştur. Öte yandan YENİ- DIŞAVURUMCULUK gibi, "normal" kavramlara bağlı olmayan ve doğanın tüm görüntü kullanımlarından bağımsız biçim yaratan sanat üsluplarında biçim bozmadan söz edilemez; çünkü bu üsluplarda normalin ne olduğu hakkında belli ilkeler yoktur. Fotoğrafta biçim bozma çekim sırasında aynalar ya da merceklerle ya da çekimden sonra baskı sırasında mekanik ve kimyevi yöntemlerle görüntüyü değiştirerek elde edilir

BİRLİK (UNITY) : Resimde tüm öğelerin koordinasyonu ile asıl temanın, amacın vurgulanacağı bir birlik yaratılması.

Bistre: Özellikle kayın ağacının yakılması ile elde edilen kurumla yapılan kahverengi pigmenttir. Bazen kahverengi kandil isi veya kurum kahverengisi olarak adlandırılır. Sepya gibi, saydam kalitededir. Bistre 14. yüzyıldan beri çizimlerde ve sulu boya çalışmalarında kullanılmaktadır. En fazla popülariteye onaltıncı, onyedinci ve onsekizinci yüzyıllarda kavuşmuştur. Nicholas Poussin (1594-1665), Rembrandt (1606) ve Thomas Gainsborough (1727-88) gibi sanatçılar tarafından, çekici tan efektlerine sahip olması nedeniyle kullanılmıştır. Doğal bistre, eğer ışığa maruz kalırsa, kendini salması mümkündür. Günümüzde bu isme sahip sentetik pigment mevcuttur.

BİTKİ SAPI İLE RESİM: Resim çizilir. Saplar yan yana yapıştırılır. Yön önemlidir. İstenirse renkli de yapılabilir. Anilin ( kumaş ) boya karıştırılmış suya saplar atılır. Çalışma için ise saplar kaynar suya atılıp yarılır, açılır, ütülenir.

Bohem: Yeteneklerini kullanacak imkânları bulamamış, düzensiz, savruk yaşayan ressam, aktör, müzisyen vb. entelektüelleri işaret etmek için kullanılan bir terim.

Bohem kavramının tarihteki yansıması romantik dönemin bohemi, natüralist dönemin bohemi ve empresyonist dönemin bohemi olmak üzere üç evrede gerçekleşti. 19. yüzyılda bohemlik burjuva yaşamına karşı yapılan bir gösteriydi ve Fransa'da sınırları belli olmayan bir olguydu. Empresyonist dönem, toplumdan çekilmiş olan ve birbirinin tam tersi olan iki tür sanatçı tipi ortaya çıkardı. Bunlardan biri bohemler, diğeri de Batı uygarlığından kaçıp uzak ülkelere sığınanlardı. Her iki sanatçı tipi de kendilerini çoğunluğun anlayamadığı şekilde ifade ettiler. Zorunlu oldukları için sefil bir hayat yaşamadılar. Çünkü bohemler, genellikle üst sınıfa mensup ailelerin çocuklarından, sanatçılardan ve öğrencilerden oluşmaktaydı. Burjuva olan ailelerinden farklı bir yaşam sürdürmek; özgür ve cömertçe yaşayan insanlar olmak için toplumdan ayrılmışlardı.

Boyaların kaynaşması: Sulu boya kullanırken iki farklı rengin bir araya gelip birbirlerinin içine geçmesidir. Bu terim bir sulu boya tekniği olarak kullanılır. Örneğin Joseph Turner bu tekniği sıkça kullanmış sanatçılardan biri

BOYUT (Dimension) : 1. Bir nesnenin uzunluk ölçüsüyle ifade edilebilen büyüklüğü. 2. Sanat yapıtında boyut kavramı, onun algılayıcıyla olan ilişkisini anlatmaktadır. Örneğin, resim sanatı iki boyutludur. Resmin betimlediği obje yüzeysel olmasa bile, sanat ürünü onu iki boyutlu bir yüzey üzerinde sunmakta ve izleyicide onu iki boyutlu algılamaktadır. Buna karşılık, heykel üç boyutlu bir sanat yapıtıdır. Mimari ürün ise dört boyutlu sayılmaktadır. Çünkü, mimari ürünü kullanan kişi onu yalnızca eni, boyu ve derinliği bulunan bir obje olarak değil, içinde eylemde bulunulan bir yapıt olarak algılamaktadır. Kişinin yapıt içindeki ya da dışındaki sürekli devingenliği onu tek bir noktadan algılanan diğer sanat ürünlerinden ayırmaktadır. Mimari mekan zaman içinde değişen konuma göre, farklı sanatsal yaşantılar edinilmesini sağlar. O halde, en, boy ve derinlik boyutlarına ek olarak mimari yapıtta bir de zaman boyutu söz konusudur.

Burnt Sienna (Kızıl Kahve): Çok özel, kızıl-kahverengi tonda bir toprak rengidir. Bu kalıcı pigment, raw sienna yapmak için kullanılan demir ve manganezyumun yakılması ile üretilir. Bu iki mineral, ince toz haline gelene kadar bir ocakta ısıtılır ve ortaya çıkan tozdan bu pigment elde edilir. Burnt Sienna’nın şeffaflığı ve donuk turuncu tonu, yarı örtücü Raw Sienna’nın sarı-kahverengi renginden kolayca ayırt edilir. Eğer beyaz ile karıştırılırsa, som balığı rengi veya şeftali renginde bir ton ortaya çıkar.


Büst: Başı ve göğsün üst kısmını içine alan insan heykeli.






EsaAdmin / Erkek / 8/24/2016