Kelimenin kökeni Yunanca kallos 'güzel' ve graphos 'yazı' kelimeleridir. Süsleyerek yazı yazma sanatıdır. Çin başta olmak üzere Doğu Asya, Batı toplumlarına ait tarihleri çok eskiye dayanan birçok kaligrafi yazı örneği bulunur. İslam uygarlıklarında kaligrafi 'hat sanatı'- yabancı bir terim olan kaligrafi anlamını tam olarak karşılamıyor olsa da- adını alır.
Hüsn-ü Hat ve Kaligrafi:
Ülkemizde genellikle 'hat sanatı' ve 'kaligrafi' aynı çerçevede anılıyor olsa da aslında farklı konulardır. Temelde her ikisini de güzel yazı yazma sanatı olarak adlandırabiliriz. Fakat Hat Sanatı deyince akla ilk gelen şey; eski harflerle yazılan dini içerikli yazılardır. Osmanlı kültüründe dini motiflerin ön planda olması sebebiyle Allah ve Peygamber sevgisini göstermek amacıyla 'Hattatlar' bu sanatı kullanarak günümüze kadar ulaşan pek çok eser bırakmışlardır. Hat sanatı kaligrafiye göre çok daha fazla emek ve uğraş isteyen bir sanat dalıdır Usta-Çırak ilişkisi ile bir sonraki nesillere aktarılan hat sanatı bugün için çok fazla yaygın olmamakla beraber hale bu sanatı devam ettirmeye çalışan ustalar bulunmaktadır. Kaligrafi Latin harfleri kullanarak güzel yazı yazma sanatıdır. Hat Sanatı'na göre öğrenmesi daha kolay olmakla beraber iyi bir kaligrafi ustası olmak uzun zaman alabilir. Kaligrafi de amaç değişik motifler kullanarak yazıyı olduğundan farklı bir kimliğe büründürmektir. Genellikle dik ve yatay çizgilerden oluşan Latin harflerini simetrik bir şekilde kâğıda dökmek kaligrafinin en temel unsurlarından birisidir. Az bir zaman ve az bir kaynak ayırarak her kesimden insanın, biraz yetenekli ve sabırlı olmak koşuluyla rahatlıkla öğrenebileceği bir sanat dalıdır.
EĞİTİM
Her ne kadar "Hüsn-i Hat" Sanatı unutulmaya yüz tutsa da Latin Hat Sanatı ile bu sanata gereken ehemmiyetin verilmesi için bir fırsat olmuştur ve giderek yaygınlaşmaya başlamıştır.
Öğrenme isteği ve sürekli pratik ile çok kısa bir sürede öğrenebilen, yazdıkça gelişen yapıya sahip olması nedeni ile günümüzde kısa sürede insanların ilgisini çekmiştir.
Latin Hat Sanatında eğitim;
* kalem tutma tekniği,
* nokta çalışmaları,
* küçük ve büyük harf çalışmaları,
* süslemeler,
* kompozisyon ve stil oluşturma aşamaları ile yapılmaktadır.
Latin Hat Sanatını isteyen herkes rahat bir şekilde öğrenebilir ve bir sanatçı olabilir. Ancak, Azim İstek ve Kararlılık içinde uzman bir öğreticiye ve öğrenme sürecine ihtiyaç vardır. Bu Sanatı öğrenebilmek için birazda olsa kabiliyet sahibi olmak ve kabiliyetli olduğuna inanmak, öğrenme konusunda hırslı, kararlı olmak ve öğrenme sürecinde kaliteli ve bol malzeme kullanmak gerekir ki, yazının güzelliğinde ve estetiğinde malzeme kalitesinin ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır.
Latin Hat Sanatını kavramada en önemli olan şey çok yazmaktır. Elbetteki çok yazmaktan kasıt, teknik şartlara ve kurallara uygun olarak daha güzeli elde etmek için yapılan çalışmalar olmalıdır.
Eğitimde kullanılan malzemeleri günümüzde kırtasiye malzemeleri satan mağazalarda bulabilmekteyiz.Bilindiği gibi Hat Sanatının icra edilmesinde en önemli malzemelerden birisi kalemlerdir. Ancak orijinal kamış kalemlerle yapılan bu sanatı günümüz şartlarında nadir de olsa bulabilmekteyiz ve hatta kendimiz dahi yapabilmekteyiz. Bu sanata gönül veren sizlerin kırtasiye dükkanlarında kolaylıkla bulabilecekleri ''Marker Kalem'' leri tavsiye edebilirim. Bu kalemlerin marka ve numaraları çok önemlidir. Piyasada çok çeşit kaligrafi kalemleri olmakla beraber tavsiye edebileceğimiz "Edding" marka kalemlerden 33-330-500-143B-753-1255 numaralı kalemler hat sanatı için kullanacağımız en kaliteli kalemlerdir.
Alıntı:https://www.turkkaligrafi.net
Ehl-i Hiref ( 0smanlı hattatları )
Osmanlı sanat üsluplarının belirlenmesinde en etkili sivil toplum hareketi olan Ehl-i Hiref örgütü Topkapı Sarayı`nda, 15 yy sonlarında 2. Beyazıt döneminde oluşmuştur. Kuruluşundan sonra son dönemine kadar İmparatorluğun tüm sanat akımlarını yönlendiren örgüt, zamanın en yetenekli ustalarını bünyesine kabul ediyordu.
Dönemin en iyi katipleri, kumaşçıları, çinicileri, cam ustaları, marangozları, nakkaşları, kuyumcuları ,kakmacıları bu örgütün sanatcıları oldu.
1573 yılı kayıtlarına göre imparatorluk genelinde 983 sanatcının oluşturduğu örgüt, her zaman padişah ve sarayın koruması altında olmuştur.Bölük mensupları, üç ayda bir maaş alıyorlardı . Ulufeleri, Topkapı Sarayı`nın ikinci avlusunda bulunan, Divanhane Binası`nda dağıtılıyordu. Bölük mensuplarından sadece kuyumcular, hakkatlar ve altın iplikle içleme yapan zerduzanın sarayın birinci avlusunda atölyeleri olduğu kesinlik kazanmıştır.
İş verilecek ustaların bölükbaşlarının veya kethudalarının, taberdan-ı zülüfliyan aracılığıyla saraya çağrılması ve hazinedarbaşı tarafından ,çoğunun saray dışında atölyeleri bulunduğunu gösterir Ehl-i Hiref Bölükleri`ndeki ustalar, öncelikle sarayın ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüydüler . Padişahın yaptırdığı mimari eserlerin süslemesi, bu teşkilata mensup sanatçılar tarafından gerçekleştiriliyordu.(Mülayim,1993-9-1994,s.261)
Zamanın sanat akımlarını belirleyen Ehl-i Hiref, geniş sınırlarına rağmen Osmanlı`nın Sanatı`nı bütünlük içinde tutmuş ve gelişimini sağlamıştır. Padişahın yaptırdığı tüm mimari eserler bu teşkilata mensup sanatcılar tarafından bezeniyor, işleniyordu.
Ehl-i hiref e dahil olmak her sanatcının hayali ve seçilmek sanatçı için en önemli taktirdi.
buzlu.org
KAYNAKÇA
Not: Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, Resim,Tablo, kaligrafi, ebru, Fotoğraf, minyatür, hat, sedef, el işi, oya, bezeme, Telkari, kazaziye benzeri çalışma ve araştırmalarınızı, sitemize üye olarak , bize başvurarak ESA'da paylaşarak kültürümüze katkıda bulunabilir, kendinizi ve ürünlerinizi tanıtabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya [email protected]