KARAHANLI SAHASI EDEBİ ÜRÜNLERİ
Karahanlılar devletinin kuruluşu Türk tarihi ve edebiyatı için çok önemli olmuştur. Karahanlıların İslamiyet’i seçmesi ilk Türk İslam devleti olması sonrasında başka bir medeniyet dairesine girmişler, uzak doğu medeniyetini bırakıp yakın doğu veya İslam medeniyetine dâhil olmuşlardı.
Bu gelişme sonrasında Arap ve Acem edebiyatları çerçevesine dâhil olunmuş, divan edebiyatı da şekillenmeye başlamıştı. Bu gelimlerden sonraki Türk tarihi ve edebiyatı yeni bir safhaya girdi ve İslami edebiyat dönemi başlamış oldu.
KARAHANLI SAHASI DESTANLARI
Türklerin İslamiyet’i yaymak için Müslüman olmayan diğer Türk boyları ile girdikleri mücadelelerden sonra MANAS DESTAN ve SALTUK BUĞRA HAN destanları oluştu. Bu destanlar İslami alanda Türk edebiyatının hem ilk edebi mahsulleri hem de İslami Dönem edebiyatının ilk Türk destanları olmuş oluyordu. Sözlü edebiyatta oluşan bu ilk edebi eserleri daha sonra yazılı edebiyattaki ilk İslami eserler takip etti
MANAS DESTANI
Müslüman olmayan diğer Türk boyları ile yapılan çatışmaları dile getiren MANAS DESTAN’ı
Putperestlere karşı savaşan Müslüman Türk kahramanlarının savaşları etrafında şekillenmişti.
Er Manas, Ak Boz adındaki atı ve arkadaşları ile dünyayı dolaşıyor; savaşlarda İslamiyet’e direnen Kırgızlar, Çinliler, Sartlar ve Acemlerle savaşıyordu. Er Manas’a yenilmeyen millet yoktu. Manas'ın demir zırhına ok ve kılıç işlemiyordu Hatta putperestlerin reisi Er Yulay ve onun dillere destan arı atı Aç Budan da Manasa yenilmişti. Er Manasın karısı onun en sadık arkadaşı idi. Hatta Manas bir defa onun sözünü dinlemediği için ölmüş, ancak Manas ve kırk arkadaşı yeniden dirilmişti. Manas tekrar ve ebedi olarak öldükten sonra oğlu 'Semetay ve torunu 'Seytek' de Manas’ın izinden gitmişlerdi. ( BKZ MANAS DESTANI BÖLÜMLERİ ÖZETİ VE MANZUM KISIMLARI )
SALTUKNAME - SALTUK BUĞRA HAN (DESTANI
Karahanlı sahasında oluşan diğer destan ise Karahanlı devletini İslam devleti haline getiren Abdülkerim Saltuk Buğra Han’ın hayatı etrafında oluşan Saltuk Buğra Han destanıdır.
Bu destan Satuk Buğra Han’ın gerçek ve tarihi kimliği etrafında oluşmuştur. Destan Saltuk Buğra Han’ın ile çocuklarının menkıbelerinde bahseden mensur bir destandır. On bir veya 12. Yy da oluştuğu tahmin edilen bu destanın en eski ve ilk yazması kaybolmuştur. . Satuk Buğra Han tezkeresinin eski bir yazması şimdiye kadar bulunamamıştır. Ancak ilk İslam devletini kuran Saltuk Buğra Han’ın hayatı etrafında oluşan bu destanın karahanlılar devleti zamanında ortaya çıkmış olması on birinci veya on ikinci asırlarda oluşmuş olması gerekmekte olduğundan bu destan da Karahanlı sahası eserlerinden birisi olarak kabul edilir.
Destan Saltuk Buğra Han’ın doğumu öncesinden ve Hz Muhammed’in İslamiyet’i Türk ülkesine yayacak olan bu insan için dua etmesi ile başlar. Buğra Han' ın doğduğu gün Satuk Buğra Hanın doğduğu gün yer sarsılmış, mevsim kış olduğu halde bahçeler, çayırlar çiçeklerle örtülmüştür. Saltuk Buğra Han, on iki yaşına gelince kırk arkadaşı ile birlikte ava çıkar ve Hızır Aleyhisselam ile karşılaşıp İslamiyet’i seçer. Daha sonra annesi ve babasını bu dine davet eder. İslamiyet’i seçemeyen amcasını mağlup ederek tahta çıkar.
Hükümdar olduktan sonra Türk Ülkesinde İslamiyet’i yaymağa başladı. Bütün savaşları kazanıp kâfirleri de ağzından çıkan ateşle yakarak mağlup eder. Saltuk Buğra Han doksan yaşına geldiği zaman ülkedeki bütün Türkler Müslüman olmuştur. Devletinin sınırlarını Amuderya kıyılarından, güneyde Kış Kezek taraflarına ve kuzeyde Karakum' a kadar genişletip herkese İslamiyet’i kabul ettirir. [1]
Daha sonra kızı Alanur ile Hz Ali gibi bir yiğit olan oğlu Seyyid Ali Arslan Han doğar.
Karahanlı Sahası Halk Edebiyatı
Karamanlı sahasındaki halk edebiyatı nevileri önemli derecede çağımızdaki halk edebiyatının temelini oluşturur. Halk şiirinde hece ölçüsü belirgin halde şekillenmiş, bu dönemde kahramanlık konulu koşuklar, ağır ve mersiye konulu saguların yanında avcılık, doğa gözlemleri, tabiat sevgisi, aşk, hayat tecrübesi, öğüt konulu felsefi ve hikemi şiirler de yazılmaya başlanmıştı.
Bu konular Ahmet Yesevi ve Divan-ı Hikmet adlı eseri ile dini tasavvufi bir mahiyet de kazanmış oldu. Kutadgu Bilig ve Atabet’ül Hakayık adlı eserlerde ise hikemi, siyasi, öğüt konulu şiirlerin doğmasına vesile olmuştu.
Bu nedenle Karahanlılar döneminde Türk Halk edebiyatının anonim halk şiiri, dini tasavvufi şiiri dalı ve din dışı âşık edebiyatının temelleri atılmış oldu. Hiçbir araştırmacımızın dikkatini çekmemiş olsa bile halk şiirimizin dalları olan anonim halk şiiri, dini tasavvufi aşık edebiyatı ve din dışı aşık edebiyatı Karahanlılar zamanında ortaya çıkmıştır. Hatta dini tasavvufi âşık şiirinin ilk ozanı ise Ahmet Yesevi olmuştur. Yusuf Has Hacip ve Edip Ahmet Yuğnaki ise Türk halk edebiyatının yazılı eserlerini oluşturan ilk ozanları arasında saymak yanlış olmayacaktır. Eserlerinde hece veznini kullanan, dörtlükler halinde yazan, çağımızdaki koşmalar veya dini tasavvufi hikemi konularda yazılmış olan dini tasavvufi şiir nevilerinin benzerlerinde şiirler yazan Yusuf Has Hacip ve Edip Ahmet Yuğnaki hem dini tasavvufi hem de din dışı konularda şiirler yazan İslami devrin ilk ozanları olmaktadır.
Karahanlı devrinde yazılmış olan manzumeler, darbımeseller ve hikemi tarzda yazılmış şiirler dörtlük sistemi ile kafiyeli şiirlerdi. Bu kafiyeler genellikle hece sonlarındaki sessiz benzerliğine dayalı yarım kafiyelerdi.. Mesela: böl' ve 'sal' heceleri kafiyeli sayılırdı.
Kağşarlı Mahmut’un Divan – ı Lüğat Üt Türkî sayesinde 11. 12 yy ve öncesine ait sav, sagu koşuk örnekleri günümüze ulaşmış, Aşağıda Divan- Lüğat üt Türkî den alınmış Koşuk - Alp Er Tunga Destanı Sav Sagu örnekleri verilmiştir.
KOŞUK
Ulşıp eren börleyü,
Yırtar yaka urlayı,
Sıkrıp üni yorlayu
Sığtap közi örtilit.
Ulışmak (uluşmak). Ulşıp 8uluşıp). Eren (er) Böri (kurt) Börlemek (kurtlaşmak, kurt gibi olmak) Börleyi (kurtlaşarak) Urlamak (bağırmak, feryad etmek) Sıkırmak (ıslık çalmak, düdük gibi ötüp) Ün (ses) Yor (şarkıcı, muganni) Yorlamak (şarkı söylemek) Sıığtap (ağlayıp) Köz (göz) Örtülmek (örtülmek, kararmak [göz için]).
KOŞUK
Könglüm için örtedi,
Yitmiş yuşığ kartadı,
Keçmiş ödig irtedi,
Tün, kün keçip irtelir
Köngül (gönül) Ört (ateş) Örtemek (yakmak, tutuşturmak) Yitmek (kaybolmak) Yitmiş (kaybolmuş) Yuş (yara) Yuşığ 8yarayı) kartamak (yarmak, sertlikle açmak) Keçmiş (geçmiş) Öd (zaman) Ödig (zamanı) İrtemek (aramak) Tün 8tün,gece) Kün (gün, gündüz) Keçmek (geçmek) İrtelmek (aranmak, aranılmak
Alp Er Tunga SAGUSUNDAN
Beğler atın argurup
Kadgu anı turgurup
Mengzi,yüzi sargarıp
Kürküm angar türtülür
Argurmak (yormak) Kadgu (kaygı) Turgurmak (kaldırmak, durdurmak Mengzi (benzi) Sargarmak (sararmak) Kürküm (safran) Angar (onlara) Tütülmek (sürülmek))
KOŞUK
Öpken kelip uğradım
Arslanlayu kükredim
Alplar başın toğradım
Emdi meni kim tutar
Öpke(öfke) Arslanlayu (aslanlaşarak, arslan gibi) Alp (kahraman) Emdi (imdi, şimdi)
KOŞUK
Tolkış içre uruştım
Uluğ birle karıştım
Töküz altın yarıştım
Aydım: Emdi al Utar!
Tokış (dokuş, savaş) Birle (ile) Tüküz at (alnı akıtmalı, makbul yarış atı) Aydın söyledim, dedim) Utar (bir erkek adı)
Kanı akıp boşandı,
Derisi tamamıyla deşildi;
Ölü(ler) ile beraber oldu.
Doğmuş günü işte batıyor.
KOŞUK
Könglüm angar kaynayu
İçtin angar oynayu
Keldi manga boynayu
Oynap meni argarur.
Bardı közüm yarukı
Aldı özüm kanıkı
Kanda erinç kanıkı
İmdi udun udgarur.
Kördi meni emleyü
Baktı manga imleyü
Kaldım köngül tumlıyu
Kadgu meni turgurur.
BUGÜNKÜ TÜRKÇE İLE;
Gönlüm ona kaynıyor
İçeride onunla oynaşırken
Bana kurularak geldi
Oynayıp beni yoruyor.
Vardı (gitti) gözümün çerağı (ışığı)
Aldı özümün canını
Nerede o dileğine eren?
Şimdi beni uykudan uyandırır.
Beni sağaltarak gördü,
Bana işaret ederek baktı.
Kaldım gönlüm donarak,
Kaygı beni durdurur (sıkar).
SAGU (AĞIT)
Erdi aşın taturgan
Yavlak yagıg katargan
Boynın tutup kadırgan
Bastı ölüm aktaru
Erdi aşın taturgan
Yavlak yagıg kaçurgan
Ograk süsin kaytargan
Bastı ölüm aktaru
Yağı otın öçürgen
Toydın anı göçürgen
Islar üzüp keçürgen
Tegdi okı öldürdü.
BUGÜNKÜ TÜRKÇE İLE
Aşını tattıran idi
Yavuz düşmanı kaçıran idi
Boynunu tutup eğdirici idi
Ölüm onu bastı (aktardı).
Aşını tattıran idi
Yavuz düşmanı kaçıran idi
Ograk askerini geri döndüren idi (püskürten idi)
Bastı ölüm, aktardı.
Düşman ateşini söndüren,
Onları ortadan kaçıran,
İşleri üzüp başaran idi.
(Ölümün) oku değdi, öldürdü.
UYGURLARLA SAVAŞ
Kemi içre olturup
İla suvın keçtimiz
Uygur tapa başlanıp
Mınglak ilin açtımız.
Tünle bile bastımız
Tegme yangak puştumuz
Kesmelerin kestimiz
Mınglak erin bıçtımız!
Kudrug katıg dügdümiz
Tengrig öküş ögdümiz
Kemşip atıg tegdimiz
Aldap yana kaçtımız.
Beçkem urup atlaka
Uygurdaki Tatlaka
Ogrı yavuz ıtlaka
Kuşlar kibi uçtumız.
Ağdı kızıl bayrak
Toğdı kara toprak
Yetşü kelip ograk
Tokşıp anın keçtimiz
BUGÜNKÜ TÜRKÇE İLE;
Gemi içre oturup
İla suyun geçtik biz
Uygurlara yönelip
Mınglak ilini açtık biz.
(Onları) geceleyin bastık
Her yana pusu kurduk
Perçeklerini kestik
Mınglak erlerini biçtik
(Atların) kuyruğunu sıkıca düğiümledik (bağladık)
Tanrı'yı çok öğdük (hamdettik).
Gem çekerek atı özengiiedik
Aldatarak yine kaçtık
Belge vurup atlara
Uygurdaki Tatlara
Uğru, kötü itlere
Kuşlar gibi uçtuk biz.
Ağdı (yükseldi) kızıl bayrak
Doğdu (havalandı) kara toprak
Yetişip geldi ograk
Savaşıp geciktik biz
BİLGİ
İdimni ögermen
Biligni yügermeri
Köngülnü tögermen
Erdem üze türlünür.
Ulugnı tilermen
Tavarın yülermen
Tilekni bülaVmen
Yılkım angar üplenür.
Biligni irdedim
Bögünü undurdum
Özümni adırdım
Yaigıl atım yâzlınur
BUGÜNKÜ TÜRKÇE İLE;
Tanrımı överim
Bilgiyi yığarım
Gönlümü bağlarım
(Gönlüm) erdem üzere dürülür.
Ululuk dilerim
Davarla (malla) güvenirim
Dileği bulurum
Yılkım ondan (onun için) yağmalanır.
Bilgiyi aradım
Akıllıyı seçtim
Kendimi ayırdım
Ak yeleli atım çözülür.
SAVLAR – ATASÖZLERİ
Divan- ı Lüğat üt Türkî’den günümüze Karahanlı sahasına ait çok sayıda Sav ( darbı mesel- Atasözü ) ulaşmıştır.
Aç ne yemes
Tok ne temes
Avçı nice al bilse aduğ ança yol bilir
Avcı nice bile bilse ayı o kadar yol bilir
Od Tese ağız köymes
Od (ateş) dese ağız yanmaz
Kutsız kuduğka kirse kum yağar
Kutsuz (talihsiz) kuyuya girse kum yağar
Tağ tağka kavışmas , kişi kişige kavışur
Dağ dağa kavuşmaz, Kişi kişiye kavuşur
Öd keçer kişi tuymas yalınuk oğlı mengü kalmas
Zaman geçer kişi duymaz, çıplak (insan) oğlu ebedi kalmaz
Yer basrıkı tağ, budun baskırı beğ
Yer baskısı dağ, millet baskısı beğ(dir)
Tatsız Türk bolmas, başsız börk bolmas
Acemsiz Türk olmaz, başsız börk (başlık, kalpak) olmaz.
KAYNAKÇA
[1] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Icerik.aspx?a=/e/ARAMA/HALK-H%C4%B0KAYE-VE-DESTAN/SALTUKNAME-VE-SALTUK-BU%C4%9ERA-HAN-(-DESTANI-VE-HAYATI-)/%C5%9EAHAMETT%C4%B0N