Bu sanki dün araya koyduğumuz mesafelerin şiddetini arz eden aradaki ayrılıklarımızın yansıması! Dün bana ne demelerimizin feryadı figanı sanki! Benim bu dünya benim derken tek başına mücadele edemediğimiz, el birliğiyle olamadığımızın şiddetli bit tokatı sanki! Bizi mutsuz yapsa da mutlu olmanın ne olduğunu hatırlatan sanki! Dün farklı düşünmesek te sadece kendimizi düşünsek te, bugün kendimizi korusak ta, diğer insanlar kurtulmadan buna çarenin gelemeyeceğini anlayarak, dünde anlayamadığımızın, zehirli bir oku sinemize saplanan sanki! Biz kendimizden insanlardan ne kadar kaçar olmuşuz ki bunu şimdi anlıyoruz hatta anlatıyor, yanımızda olmasını istemediğimiz arkadaş!
Şu anda mutluluk saklanmış olsa da, dünde aşikarken bizler gönlümüzde saklardık, şimdi kayboldu gitti, ara ki bulasın ortaya çıkarasın, ne kadar kolay iken biz haberimiz olmadan saklarken, şimdi ne kadar zormuş mutluluğu bulmak ve yaşamak! Dün bize kim saklayın dedi ki bu kadar düşmanca gönlümüzdeki mutluluğu sakladık, şimdi kaybolunca mutsuz kaldık? Ya da birileri saklayın dedi, saklayınca bu üzüntüyü bilemedik ya da önemsemedik, birilerinin eliyle mutsuzluğu seçtik, şimdi de arar olduk! Farkındaysanız ne kadar şaşkınlık gerektirecek ünlem işareti kullandım! Oysa dün mutluluğu saklamaz paylaşsaydık, şimdi ne mutsuz olurduk ne de mutsuzluğu seçin diyenlerin haddini bildirmiş olsaydık, şimdi odalarımızda hapsi yaşamazdık!
Gerçi en güzel değerini bilmek, elimizden gidince biliyoruz, umarız hala içimizde bu duruma sevinenlerin göbek atması devam etse de bundan sonra mutluluğu bulduğumuz anda içimizde hapis etmez paylaşarak sevinir, yardıma koşarak dertleri azaltarak inşallah mutlu oluruz, bu yönde Korona arkadaş bize bunları bildiriyorsa hoş geldin, lütfen anladık çabuk gidermişin diyebilir miyiz acaba?
Mehmet Aluç
Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.