Düş Hırsızı...

Düş Hırsızı

Saçlarını ıslatan bir yağmur değildi yağan

Gözlerimde akan yaşlar'dı yağmur olan

Düşlerime bıraktığın öpücüklerin yansıması

Şimdi sen bana ben sana yabancı iken

Güneşe açılan gönül kapılarımız kapalı

Şimdi sukutun nabzını dinliyorum

Birazdan duracakmış gibi atarken

Ufukta gölgen yürüyorum gölgene doğru

Sen firar eden bir düş hırsızı gibi kaçarken

Afallayarak yerinde duran ben 

içime sinmedi düş hırsızı olman

Ben mahzun titrek sokak lambası altında

 titreyerek duran

Dinmedi sana olan özlemimin sesi

Bu özlemimin sesi kat kat semaya çıkarken

 sen duymadın

Hala bir düş hırsızı gibi düşlerimi çalarak kaçıyorsun

Bozguna uğrayan ben bozguna uğratan sen

Ruhumun titrek sesleriyle titrerken sokak lambası gibi

Her solukta açan çiçeğin yaprakları gibi yeşerecek düşlerim

İçimde umudun coşkusu layık olduğum aşkla yaşamak payı

Sende ise hep umutsuzluk çaldığıyla mutlu olmayan

Her soluk aldığında solan çiçekler gibi solan

Çevir yüzünü gökyüzüne bak yıldızlara

Gökyüzünde neden yıldızlar var diye

Büyüyerek üstüne gelen bir çığdan kaçar gibi kaçma

Kaçarsın haklısın çaldığınla başını öne eğmeye talipsin sen

Dizlerinde ki kanlar düşlerimin ki değil

 Düşlerimin can çekişi değil senin can çekişirken

Akıttığın kendi kanların dır

Duyguların hislerin kör noktada sana kör bakarken

Gel yaklaş bana aşkla açılsın gözün

Seyret gönül gözünle âlemi

Gecenin karanlığında firar eden sen 

düşler hırsızlığından vazgeç

Titreyen ellerinle gönlünü uzat aşka

Ruhuna dokunsun

Kefenine sakladığın bunca çaldığın düşleri bırak 

ve asıl olduğun gibi ol

Yüreğinde bin bir çığlık kulaklarımı tırmalarken

Bir mevsim ol doğ gönlümde

Hayatın ırmağında beraberce yüzelim

Geride kalanları unutarak

Dokunan elemi kederi beraberse silelim 

ya da çekelim sabırla sonuna kadar

Mehmet Aluç