Semender Efsanesi Azerşeb Âşık ve Ateş Meskeni Tasavvuru

18.09.2022

 

 

 

Osmanlıca yazılışı: semender:  سامندر

 

Farsça da:  samandar

Eski Yunanca: salamandra. [1]

İngilizce:  salamander,

Fransızca: salamandre.

Almanca: “salamander”

Rusça : salamandra”

İtalyanca : salamandra

 

Semender sözcüğü Farsça kökenlidir ve birisi efsanevi olmak üzere diğeri ise gerçek bir sürüngen ve kertenkele cinsi olan iki türlü semender vardır.  

 

Doğadaki Semender

 

Doğada bir sürüngen türü olarak semender  “ semendergillerden, birçok türü bulunan, nemli ve karanlık yerlerde barınan, yavaş hareket eden, boyu 25 cm.yi bulabilen, uzun gövdeli, dört bacaklı, kuyruklu, kertenkeleyi andıran bir hayvandır

 

Efsanevi Semender ve Tasavvurları

 

Ateşte yanmayan “ateşten beslendiği söylenen” divan şairlerinin tariflerine göre kertenkeleye veya denizatına benzetilen, “hatta hayatını ateşte idame ettiren “ efsanevi bir sürüngendir. Semender sözcüğü ile eş anlamlı olarak kullanılan azerşeb adlı bir hayvan daha vardır. Azerşeb adlı hayvanın tüm özellikleri semendere benzemektedir. Ancak Farsça kökenli bir sözcük olan azerşeb, şimşek ve berk anlamına da gelmektedir.

 

  Ateş içinde yürüyen, ateş içinde olmaktan zarar görmeyen hatta ateşin içine girince ateşi söndüren bir sürüngen olarak tasavvur edilen efsanevi bir hayvandır. Bazıları semender ile küllerinden doğan Anka’yı semender ile karıştırabilmekte veya semenderi de Anka gibi bir kuş olarak tasavvur etmişlerdir. (  Bkz ANKA ( ZÜMRÜD-Ü ANKA- SIMURG) MAZMUNU VE ÖZELLIKLERI- BEYITLERLE- )  Kimi kaynaklarda efsanevi semender “ateşte yaşadığı, ateşten çıkınca öldüğü söylenen kertenkele, serçe ve tavuk şeklinde olduğu rivayet edilen bir hayvandır.” [2]

 

Ülfetim âteşle sanki ben semender murguyam

Âh edersem incinir zannım perî-pervâneler     Emrî

Bu beyitte Emri kendisini ateşin yakıcılığına alışkın bir semender kuşu (âşık) olarak tarif eder.

 

O Mecnûnem ki sûzumdan felekde murg olur biryân

Başım üzre semender murgu gelsin âşiyân etsin       Hayâli

 

Kâmûs-ı Osmânî semenderi “ suda yaşayan vücudunun iki tarafında su ifraz eden keseleri sayesinde yürüyeceği istikameti sulayarak geçtiğinden ateşte yanmayan bir hayvan”  olarak tarif eder. (Mehmed Salâhî, IV: s. 32). Lehçe-i Osmânî  ise “ suda yaşayan, soğuk tabiatlı bir canlı …Kudemâdan birinin “ateşe girse söndürür” ifadesini halkın “ateşte yaşar” şeklinde anladığı  bir hayvan “ olarak tarif eder.  (Ahmed Vefik Paşa, 1876: s. 643) Lugat-i Remzî ise “ ateşte yaşayan,  derisinden kirlendikçe ateşe atılıp temizlenebilen mendil, gömlek gibi eşyalar yapılan[3] bir hayvan olarak tarif etmiştir. Lüğat-i Naci’ ise “ Ateşte meskûn olur, Ateşten çıkınca ölür imiş[4]şeklinde tarif eder.

İskender Pala ise,: “Bu hayvanın ateşe girdiği zaman bir çeşit yağlı madde ifrâz ederek kendini koruduğu rivâyet edilir… Başka bir rivayete göre semender yalnızca ateşte yaşar ve ateşten çıkınca ölürmüş. Bunun bir kuş olduğunu söyleyenler de vardır. Hindistan'daki Mecusilerin devamlı yaktıkları ateşte ısının artmasıyla semender denilen kanatlı bir böcek hâsıl olurmuş …”[5] Şeklinde izah etmiştir.

 

Divan şairleri, semenderi, od yani ateş evine, ateşegede, Mecusi ateşgedesi ateşi içinde yaşayan kuş, böcek, kertenkele, tüyleri yanmadığı gibi tüylerinden yapılmış kumaşları kirlendikçe ateş ile yıkanıp temizlenen bir kuş, pervane, bülbül, sürüngen veya hayvan gibi bir yaratık olarak düşünmüşlerdir.

 

  1. T. Onay, Tuhfe-i Vehbi’yi kaynak göstererek semenderi” Koyun kadar, beyaz, zümrüd, sürh, yeşil, benefşi renkli tüyleri olan, tüyleri eğirilerek destmal, ( mendil kumaş, elbise) yapılan bir hayvan”[6] olarak tarif eder. İlginç olan şey ise semender tüylerinden yapılan giysiler kirlenince ateşe atılarak ateşte yıkanarak temizlenmiş olmasıdır.

 

Lem¤a-i âhımla yaşım içre ârâm etdiler

Murg-ı âbî bahrı terk etdi semender âteşi  Hayâlî

 

( Ateşte yaşayan semender ateşi terk edip Hayâlî’nin âhının ateşinde, suda yaşayan ördek de denizden vazgeçip gözyaşımda yaşamaya başladı.

 

Semender Teşbihleri

 

Semender tüm bu özellikleri ile aşk ateşi içinde yanan bir aşığa, aşığın gönlüne;  sevgilinin saçlarına zülüflerine, benlerine, yanaklarına vb benzetilmiştir.

 

Semender divan şairlerinin tasavvurlarında âşık ile benzerlikleri olan bir kavramdır. Bu nedenle semender divan şirinde daha ziyade aşığa benzetilen bir teşbih unsurudur. Âşık da tıpkı semender gibi daima ateş içinde yaşar. Aşığın yandığı ateş ilahi veya dünyevi aşk ateşidir.  Aşk, aşk derdi veya aşk ateşi aşığın meskenidir.  Âşık bu ateş içinde yansa bile bu yangından şikâyetçi değildir. Âşık, ateşte yaşayan semendere, alığın çektiği acı ise semenderin yaşadığı bir mesken olarak tasavvur edilen ateş evine teşbih edilir.

 

Her çend semender gibi rızkum benüm oddur

Bağrum erinür âteş-i hicrânunı görgec   Tebrizli Kavsî,[7]

 

Bu teşbihlere göre âşıklar da semenderler gibi ateş içinde yaşar, muhabbet ehlinin de yeri meskeni, semenderler gibi ateş ocaklarıdır. Her âşık zaten bir semenderdir ve bu nedenle ateşin yakıcılığı âşıklara tesir etmez.  Âşıkların gönlü ise zaten Mecusi ateşgedesi gibi hiç durmadan yanar. Bu nedenle aşığıon gönlü semender meskeni yani ateş evidir.

 

Gâlib yanıp yakılmadadır Hinduvânı dâğ

Âteşgeh-i derûn semender yuvasıdır Şeyh Gâlib

 

Şair, gönül yarasını Hindistan’daki Mecusi ateşine benzetip gibi gönül evini ateşten bir eve benzettiği semender yuvasına benzetir.

 

 

Her rûh-ı dildâr ile ateş kesilmişem

Gûyâ ki ateş içre yaşar bir semenderim   Kadı Burhaneddin

 

Yirin od itmedük kim vardur erbâb-ı mahabbetde

Semenderler gibi uşşâk da sükkân-ı âteşdür     Şeyhülislâm Yahyâ

 

İzârı üzre dildâruñ görenler zülfin eydürler

Semender-ṭab‘dur bu kim idinmiş âşiyân âteş  Şeyhülislâm Yahyâ

 

Gül âteş gülbün âteş gülşen âteş cûy-bâr âteş

Semender-tıynetân-ı aşka beştir lâle-zâr âteş  Şeyh Galib

 

Yerin od etmedik kim vardır erbab-ı muhabbette

Semenderler gibi uşşâk da sükkân-ı âteştir    Şeyhülislâm Yahyâ

 

Isınurdum yirüme nâr-ı firâka nisbet

Ben olaydum eger âteşde semender yirine   Bâkî

 

KAYNAKÇA 

 

[1] https://turkcenedemek.com/kelime/semender/

[2] Doç Dr. Mehmet ÖZDEMİR,” Klasik Türk Şiirinde Semender”, Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, Cilt/: 5, Sayı: 4, Aralık/ 2021,

[3] https://remzi.cagdassozluk.com/buyuk-osmanlica-sozluk-madde-17397.html

[4] https://naci.cagdassozluk.com/osmanlica-turkce-sozluk-madde-8453.html

[5] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri,  s.412

[6] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar,MEB, 1996, s. 433

[7] Doç Dr. Mehmet ÖZDEMİR,” Klasik Türk Şiirinde Semender”, Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, Cilt/: 5, Sayı: 4, Aralık/ 2021,

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar