Mutavvel
Nedir Mutavvel Gazel ve Örneği
Osmanlıca yazılışı: Mutavvel : ﻣﻄﻮّﻝ
Mutavvel Arapça kökenli bir sıfattır. Arapçada uzun, uzatmak, uzatılmak ile ilgili
manların türetildiği ( tvl )
sülasi kökünden gelmektedir. Bu nedenle Uzun uzadıya anlatılmış, uzun,
mufassal anlamlarına gelen “tavіl “ kelimesi , mutavvel ile yanı
anlamda olmakla birlikte dişili anlamına gelen mutavvele (ﻣﻄﻮّﻟﻪ) sözcüğü,
mutavvelin çoğulu olan mutavvelât (ﻣﻄﻮّﻻﺕ) Arapçadaki “tvl “kökünden türemiş
sözcüklerdir.
Bu noktadan hareketle mutavvel, eril, mutavvele dişil bir mana taşır. ( müennes, müzekker )
Mutavvelât (ﻣﻄﻮّﻻﺕ) mutavvel
sözcüğünün Arapçadaki -āt çoğul eki ulanarak çoğul yapılmış
halidir. Mutavvelât (ﻣﻄﻮّﻻﺕ) ise “Uzun uzun açıklamalarla dolu yazılar”
anlamına gelmektedir.
Mesâil-i mutavvele: Bütün ayrıntılarıyle uzun uzadıya anlatılmış meseleler.
Kitâbı ilmine bir muhtasar mukaddemedir
Mutavvelât-ı mütûnu ledünn-i pür-esrâr (Ziyâ Paşa’dan).
Levh-i sînem
sevâd-ı mihnet ile
Bir mutavvel
kitâb-ı hicrindir Leskofçalı
Gālib[2]
Edebiyatta
Mutavvel ve Mutavvel Gazel
Bilindiği gibi gazeller ekseriya en az 5, en fazla da 15 beyitten
oluşan i aşk, eğlence, şarap, doğa konulu şiirler olmaktadır. [3] (
bkz Gazel-nedir-Gazel-siirituru-)
mutavvel uzatılmış olduğuna göre ,
mutavvel gazel ise uzatılarak 15 beyitten fazla beyite sahip olan , beyit
sayısı 15 beyitten fazla olan gazel demektir.
Gazel-i
mutavvel[4]
Ey pertev-i likan ile bî-nûr u fer çerâğ
Nisbet yüzüne şems-i felek muhtasar çerâğ
Dilden olunca sûre-i nûrı göremedi
Tâ mushaf-ı cemâlüne kıldı nazar çerâğ
Ey mushaf-ı cemâlüne nûr u ziyâ varak
Vey şâm-ı zülf ü hattuna şems ü kamer çerâğ
Barmağını götürdü imâm-ı Mecûsî-ken
İmâna geldi yüzüni gördü meğer çerâğ
Vuslat şebinde pertev-i hüsnünden ey perî
Gönlüm serâçesinde yanar ol kadar çerâğ
Kim benzer ana kim tuta Kadr u Berâtda
Sahn-ı harîm-i Ka'be yüzin serbeser çerâğ
Mihr-i ruhun gönülde ne vech ile gizlese
Olmaz nihân çü hurşîde ey sîm-ber çerâğ
Şeb zulmetinde görmeğe nûr-ı yakîn yüzin
Şem'-i cemâlüni bilür ehl-i nazar çerâğ
Gördüm yüzini kâmetün üstünde ey sanem
Sandum ki şâh-ı sidrede tutdı makar çerâğ
Cilven görüp dirilse aceb midür ehl-i dil
Pervane cem' olur olıcak cilveger çerâğ
Cân virse subh-ı vasla irüp şem'-i dil nola
Subh iricek cihandan ider çün güzer çerâğ
İrmez cemâl-i suret ile sana ey perî
Ger bula hüsn-i hûr ile şekl-i beşer çerâğ
Da'vâ-yı hüsnde ne kadar dili cerb ise
Senünle lâf-ı hüsn idemez ey puser çerâğ
Kandîl karşuna boğazından asıldugın
Gördi hasedden odlara yakdı ciğer çerâğ
Alnundan aldı dinse yanagun hatâ mı nûr
Zira kamer hemîşe güneşden yakar çerâğ
Zâhidcemâl-i tal'atunı görmek istemez
Çün bî-basardur isteye mi bî-basar çerâğ
Başında uğrı bigi müdâm od yanar şehâ
Nûr u ziyâ yüzünden uğurlar meğer çerâğ
İçi yağın eritdi düşüp nâr-ı şevkuna
Olsa hevân ile ne aceb nâm-ver çerâğ
Yaksan Nizamîyi ne aceb cevrün odma
Pervanesini oda yakar çünki her çerâğ Karamanlı
Nizami
[1] http://www.lugatim.com/s/mutavvel
[2] http://www.lugatim.com/s/mutavvel
Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.