10-Dönüş

12.12.2017

DÖNÜS

güneş gölge yaptı ayak izlerime,
yürüdüm gelinin eteğinden geriye
böylesine yüksekten ilk defa gördüğüm bir manzara
belki de bir daha olmayacak asla
ufkumu çepeçevre kuşatmış Gaziri ,
Hoyran Gölü ; bvellettirilen ilk denizdi.
Gencelli, Taşev, Kaşıkaralar, 
Karakuş Dağları ve Babageçti 
Hoyran Ovası, Kumdanlı ve Gelincik Tepesi ,
Akyolağzı, Akgedik, Arpalık, Harmanyerleri

köyde en büyük yapı cami
ve o bölgede en büyük cami 
bizim köyün camisi,
“Gül”dü bütün çiçeklerin adı, 
ve bütün yemeklerin ortak adı aş’tı
soğan aşı, kumpir aşı, mercimeğ aşı, bulgur aşı...
bulgur aşı tüm sofraların en müdavimi

bu böyledir biz bildik bileli, kendimizi
bize böyle söylendi, 
böyle belletildi...
gözün içine batarcasına 
yekpare kaya, kel 
Kır;
ve Kırınbaşındaki noktamsı karaltı ;
“eski yangın gözetleme kulesi”nin harabesi

Davıllı, Yazılı(kaya), Gızılgedik, Söğütlü, Hasançeşmesi
Sakartaş, Çataltepe, Çataltepe Güneyi,
tek-tük armut ağaçlı Gölyeri, 
Mullapaktepesi, 
Gökyüzü mavi, Yeryüzü çalı,
Taşınbaşı, 
Kayaseki

Tollardanyüz , Güney Çalılığı , 
Garşıbağ, (Y)ıldızgüneyi 
Arpalık, Omarağa Tarlası, 
harman sonu topsahası oğlanlara 
harmanyerleri
Akyolağzı, Gocakoyak , Gocaduzla , 
ne gollerdi, zaferlere yetmedi,
olur olmaz ne kavgalar edildi
galiba “öyle olmaz, böyle olur” denildi
ve sonunda
“hak orta ”ya telefon direği dikildi..

Kayacaağıl , Bayırtarla, Saklıtarla, Köytarlası
Dereyurt, Tepeyurt, Tepeyurdunaltı, Sulakyurt, 
Aşkaryurdu, Tülüyurdu, Tıraşoğluyurdu
Karatepe, Ortatepe, Alışlıdüz , Aşıltaş Koru 
Tepesidelik, İninönü, İninaltı, Korununeteği 
tarla anlarındaki sıra noktalar çalı yeşili.

herkesin bildiği ağaçlardı Nizeli Armut ,
Yedigardaş , Karadal, Dardağan , Adillerin Karadut,
Köselerin Ceviz, 
baharda ilk çiçek açan Müslük Bademi
Akyolu dönünce
ova yolu İkigardaş ağaç arasından geçerdi.

köyü yukarıdan kuşatmış Kırınbaşı, Yeldeğirmeni, 
Beltarlası, Sızak , Kumluk, Şamkerten , Löpeli, 
Tuzla, O(Yu)karı Çeşme, Gölet, Göçmen evi
Köytarlasını Tepetürko(ğu)lları eker-biçerdi

Keçi Yatağı, Sudeposu
Çamaşırhanede teneke çatıdan yağmurun sesi gelir
Kale, Asar , Asar Gediği, 
ve eski Pazaryolu
artık ne araba ne kağnı gidip-gelebilir
zorun zoru bu virane bayırı, ne bir eşek 
ne de bir eşekli

serpiştirilmiş oraya buraya
belli belirsiz köy evlerinden duman tütmekte
bordo renkli cami sırıta kalmış ortada
bir de; Hacı Ahmet’in Savlı Cavit Ustaya 
yaptırdığı tek minare
köyün hak ortasında bir “elif” gibi

DİPNOT
Gaziri;Eğridir gölü ile Hoyran ovası arasında kalan kısım
Hoyran Gölü: Eğridir Gölü’nün Yalvaç-Senirkent tarafındaki bölümü
Babageçti: Afyon ile Isparta toprakları arasındaki Karakuş Dağlarının en yüksek tepesi, 
eski adı Hoyran olup, 1963 yılında belediye olduktan sonra Kumdanlı adını almıştır.
Gelincik Tepesi: İç Batı Torosların uzantısı olup, Sultandağı ile Yalvaç arasındaki tepe
karaltı: kara bir noktacık, belli-belirsiz görünen şey
tol: ilkel çardak, yere sabitlenmiş dört ağacın üstü kapatılarak yapılan gölgelik.
güney: çalı koruluğu anlamında kullanılmaktadır, 
koru: küçük orman
koyak: kanyon, vadi, kapız, dağlar arasındaki düzlük arazi, 
Gocaduzla / Kocatuzla : tapuda “Kocadüz” olarak geçmiştir
hak orta : Isparta halısında en ortadaki tin olup, özellikle dönmeli modelde simetrinin merkezi
ağıl: avlu, yayvan damı, 
alıç: genel olarak alıç muşmulaya benzer, daha küçük, dikenli bodur bir çöğür cinsi ağaçcık ve meyvesi ise de 
bu yöre de alıç: az yapraklı, uzun, çengelli iğneli, çöğüre göre daha uzun boylu, ince dallı, pul benzeri meyvesini dökmeyen, kuru meyvesinin sert kabul içindeki mercimeğimsi tohumları mide ağrılarının tedavisinde kullanıldığı söylenen ağaç. Nasirettin hocanın “köftehor” fıkrasında bahsedilen alıç da bu ağaç olmalı
Alışlıdüz: alıç ağaçlı düzlük anlamında, halen orada öyle bir ağaç yoktu bildiğim.
Aşıltaş:aşılmış, baskın çıkılmış, geçilmiş taş
koru: küçük orman, ağaç kesilmesi yasaklanmış mer’a
nize/niza: karşılıklı sözlü atışma, kavga, anlaşmazlık
bir öbekte yedi armut ağacı (bir tanesi yaşıyordu)
dardağan / dağan : karadal ağacına benzer küçük meyveli, çekirdeği sert bir ağaç, çıtlık, menengiç
dağdağan=ince kabuğu yenilip, çekirdeği kamışla üflenen yiyecek.
sızak: suyun pınar gibi değil, oradan-buradan sızarak akması, 
sızak/Sazak: küçük pınar
şam : çam (kestedilen, ama şamkerten ile ne kastedildiğini kestiremedim)
Asar:köyün üst yanınki kayalık, asar:hisar demek ise de köyde bilinen anlamda ne hisar, ne de kale mevcutdur ikisi de kayadır
 Ahmet Şen
Isparta Merkez Sav köyünden minare ustası

resim : İbrahim Erman SARIGÖL 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Şemsettin Manav

Şemsettin Manav

7 years ago

Ellerinize sağlık, güzel bir eserdi saygılar.

Cansu

Cansu

7 years ago

Beğeniyle okudum çok sağ olun.