Bu kez, siz gençlere seslenmek istedim. Tuşlara sizin için yöneldim. Duygularınızı paylaşmak; yaşadığınız güzel çağı, neşenizi, zevkinizi ve size yakışmasa da hüznünüzü anlamak ve anladığım kadarıyla anlatmak istedim. Birkaç satır da olsa heyecanlarınızı, sıkıntılarınızı paylaşmaya çalışacağım.

    Merak ediyorum sizleri. Anlıyor mu büyükleriniz? Tanımaya çalışıyorlar mı sizleri? Yoksa "öylesine mi" her şey? Yüreğinizden neler geçiyor kim bilir bu taze çağınızda! Hayallerinizi kimler, neler süslüyor? Duygularınızı saklıyor da olabilirsiniz. Biz büyükler hep söyleriz ya! "Bir zamanlar biz de gençtik. Biz böyle miydik, şöyle miydik?" diye...İncinmesin taze çağınız bu sözlerden. Yanıltmasın sizleri. Her zaman anlamayız belki modayı... El çırpmayız, coşmayız belki her müzikte...Paylaşamayız, anlamayız belki de zevklerinizi, neşenizi...Sizler, kimi zaman ekran yıldızlarının kimi zaman akranlarınızın; kimi zaman da deli dolu çağınızın peşindesiniz. Kiminiz de bilimin ışığında ve okumanın aydınlığında ilerliyorsunuz. Damarlarındaki "asil kan"ın izinde azimle yürüyen, idealist bir gençlik de var. Kiminiz modaya, kiminiz hızlı bir tempoya, aykırı ve farklı olana kapılıp giderken; kiminiz de emin adımlarla ve bilinçle adımlarını atıyor. Günü yaşayan bir gençlik olduğu gibi geleceği iyi gören ve kendisini fikren geliştiren gençler de var tabii ki. Şunu bilin ki; içinizdeki incileri, yıldızları görüyoruz. Hayat mücadelesi veren, gençliğin geçici heveslerine kapılmayan bir gençliğin emin adımlarla geleceğe yürüdüğünü biliyoruz. Fatih Sultan Mehmet'in, İbn-i Sina'nın, Atatürk'ün ve bütün Türk büyüklerinin mirasını, ruhunu gencecik yüreğinde onurla taşıyan gençlerimizle de gurur duyuyoruz. Sözün kısası; hepinizi izliyor büyükleriniz. Size karşı yapılan yanlışların da farkındayız. Birçok sorunla başbaşa kaldığınız zamanlar da oluyor. İşsizlik, eğitim sistemindeki sorunlar, ekonomik sıkıntılar ve ailelerinizle yaşadığınız çıkmazlar... Mustafa Kemal Atatürk, sizlerdeki cevheri çok iyi biliyordu ki bu anlamlı günü sizlere armağan etti. Şu sözünde de ifade ettiği gibi:" Sizler, yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni izleyeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeğe karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir." ( 1937)

       Sevgili gençler! Zevkleriniz, fikirleriniz, yetişme tarzınız, hayalleriniz ve hedefleriniz farklı olsa da ihtiyacınız olan manevi zenginliğin ve azmin kaynağı ortak geçmişimizde saklı.Tarihimizdeki zaferler, kültürel zenginliğimiz, Mevlana'nın ve Yunus Emre'nin insan sevgisi; Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedefi; bilim insanlarımızın başarıları, sizler için ilham kaynağı olacaktır. Asil yürüyüşünüz için muhtaç olduğunuz kudret; Atatürk'ün sizlere seslendiği hitabesindeki son cümlede hayat bulmuştur: "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.!"

      Hedeflerinize ulaşmayı; ülkenizi ve insanlığı yükseltmeyi, asil kanınızdan güç alıp çalışarak başarabilirsiniz. Elbette kolay değil bu başarının kazanılması. Bazen umutsuzluk ve karamasarlık sarabilir ruhunuzu. Yanlış yerlere savrulabilirsiniz. Savrulmamak için içinizdeki umudu ve idealizmi ayakta tutun. Geleceğinizin elinizden alınmasına ve gençliğinizin zayıf tarafınız olmasına izin vermeyin. Gençliğiniz gücünüz, geçmişiniz ilham kaynağınız olsun. Sahip olduğunuz milli ve manevi değerleri evrensel değerlerle buluşturup, genç yüreğinizi bu değerlerle güçlendirin. Geleceğe umutla bakanlarla ideal birliği içinde olun. 

      Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözü yolunuzu aydınlatan meşaleniz olsun: " Ey Türk çocuğu, çok zekisin, malum! Fakat zekânı unut, daima çalışkan ol."( 1936)

      Siz Türk gençlerinin ve milletimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyorum! Bizleri bugünlere getiren Atatürk'e ve bütün Türk büyüklerine şükranlarımızı sunuyorum. Rahmet ve minnetle anıyorum.