1960'lı Yıllar
1960 kuşağı Türkiye'nin 1950 yılında başlayan çok partili hayata geçiş ile Türkiye'de Marsal yardımı ile başlayan köklü değişimlere tanık olan yeni neslin eserleriyle şekillenen yeni görüntüsünü aksettirmeye başlayan bir kuşaktır. Bilindiği gibi kuşak ayrımı meselesi yaş ayırdının yanısıra değişim, akım, beğeni ve toplumsal yapı da meydana gelen değişimleri belirleyen bir unsurdur. 194O yılında Garipçiler, ( Serbest Şiir, I. Yeni,) Garip Topluluğu şiiri ile şiirde başlayan Sanat ve tutum değişimi 1960 larda II.Yeni Şiiri ile daha farklı bir anlayışa yönelmişti. Marsal yardımıyla başlayan sosyal ve ekonomik yapıdaki değişimler Roman, Hikaye ve Tiyatro yazarlığının teknik, konu, ve irdeleme anlayışına yeni bir boyut getirmiş, devletçi yapıdan bireyci eksene doğru kayan ekonomik ve sosyal yapının gözlemlenebilen izlenimleri bu eserlere yansımaya başlamıştı. Geleneksel devlet ve sosyal yapı hızla değişmeye başlamış, yerli sanayinin ve kişisel sermaya birikimlerinin oluşmaya başlaması, sanayici, tüccar, disbiritör, acenta, atölye, banka sahibi işveren tiplerinin ortaya çıkması,ferdi girişimlerin ve yatırımların önünün açılması ile sosyal ve ekonomik yapının köy yaşamından hızla şehirli yaşama yönelmesine yol açmıştı.
Geleneksel yaşam ve ekonomik yapıyı hızla değiştiren bu durum berbarinde pek çok sancılar getiriyor, köyden kente, ülkeden yurtdışına göçleri körüklüyordu. Teknolojinin hızla ülkeye girmeye başlaması i,le bir yandan düşünme biçimleri değişiyıor diğer yandan , sosyal yapı çok farklılaşıyor, ataerkil aile yapısı hızla erirken çekirdek aileler ortaya çıkıyor, ataerkil yapının çözülmesi, hayvancılık ve tarıma dayalı üretimi ve kültürel modeli kökünden sarsıyordu. Toplumsal dayanışma, imece, yardımlaşma ve bölüşme üzerine kurulan kültürel yapı, bireylerin "gemisini kurtaran kaptan " mantığıyla hareket etmeye başlamaları üzerine çökmeye başlamıştı.
1960'tan başlayarak geçirilen siyasal, toplumsal ve ekonomik değişmeler ve bunların sonuçları, yazarların üzerinde durup ele aldığı konular olarak şekillenmeye başladı.-Önceki kuşaklarda görülen köy romancılığının izleri yavaş yavaş siliniyor, köy konulu roman ve Hikayelerin yerine, kahramanları şehirlerde yaşayan, yukarıda sözü edilen çelişkileri, bunalımları yaşayan şehirli tipler konu olmaya başlayacaktı, Köyden kente göç, sosyal değişimlerden bocalayan insanlar, işciler, yeni yetme zenginler, sonradan görme tipler, belirgin konular olmaya başlamıştı.
İkinci Dünya Savaşından sonra Batıda oluşan Nato ve OECD ile Sovyetler Birliği'nde ortaya çıkan bloklar arası çatışma ve Çin Devrimi sonucu oluşan soğuk savaş dönemi 1960'lı yıllarda hızlanmaya başlamış, Türkiye siyasetinde ve sosyal hayatta çeşitli ideoloji ve eğilimler ortaya çıkmıştır. 1960 askeri darbesi ile oluşan yeni ortamın izleri 1970 yılı ortalarında başlayan öğrenci ve sağ sol çatışmaları bu sancılı sürecin izlerini roman ve Hikayeye de ister istemez taşımış olacaktı.
1960lı yıllarla birlikte Köy Romancılığı edebiyatı yapılmaya devam ediliyorsa da devrin siyasi yapısının doğrudan etkisiyle değişim geçirmiştir. Bu devirle birlikte Köy Romancılığı "ya “devrim ve devrim stratejisine” dayalı bir görünüm sergilemiş ya da “ortak ruhumuzu anlamak” amacıyla köye yönelmiştir. 1970'li yıllardan sonra ise Köy Romancılığına ilgi azalmıştır. Köy romanı yazmayı sürdüren Romancılarımız ise ya o yıllara kadar olan köy romanı anlayışını benimsemişler ya da köy sorunlarını sert bir ifadeyle anlatmışlardır
1960-1970 yılları arasında dikkati çeken yazarlar olarak,
Hasan İzzettin Dinamo (1909-...... ),
Mehmet Seyda,(1919-1976),
Rıfat Ilgaz(1911-1982),
Yusuf Atılgan(1921-1989),
YAMAN KORAY (1934),
Nezihe Meriç (1925),
Emine Işınsu (1938),
Peride Celal (1915)'i sayabiliriz.
1960 dönemi Prof.Dr. Olcay ÖNERTOY'un kaleminden şu şekilde özetlenmiştir
" Hasan İzzettin Dinamo , sekiz ciltlik Kutsal İsyan'la tanınmıştır. Birinci Dünya Savaşa'ndan başlayarak Kurtuluş Savaşı'nı konu alan bu romanı, yedi ciltlik Kutsal Barış tamamlar. Bu romanda da düşmanın İzmir'de denize dökülmesinden başlayarak Atatürk'ün ölümüne değin geçen dönemi buluruz. Türk Kelebeği ile Savaş ve Açlar, savaş yıllarını daha değişik yönden ele alan iki romanıdır. Türk Kelebeği savaşı, esir düşenler yönünden ele alırken, Savaş ve Açlar, Birinci Dünya Savaşı ve öncesinde, zenginlerin daha zengin olup yoksulları sömürüşünü ele almıştır. Savaş ve Açlar'ı izleyerek yayınlanan Öksüz Musa, Açlık, Musa'nın Mapusanesi, Koyun Baba, Musa'nın Gece Kondusu, yazarın babasını ve ağabeyi'ni yitirdikten sonra yaşamının evrelerini veren romanlardır. Romanlarda yazarın yaşamıyla birlikte toplumun geçirdiği evreleri de buluruz.
Mehmet Seyda,nın bir üçlü oluşturan Bir Gün Büyüyeceksin, Yaş Ağaç ve Cinsel Oyun adlı romanları bir aile Romanı niteliği taşır. Bu romanlarda içinde Aile ve Yakın çevredeki çekişmelerin çocuğun yetişmesini etkileyişi ele alınmıştır. Yine aile romanı niteliği taşıyan bir romanı da Ne Ekersen'dir. Yanar Taş'la, İhtiyar Gençlik daha değişik konuda görünürler. Yanar Taş, askerliğini yaptığı Zonguldak ve dolaylarındaki izlenimlerine dayanırken, 1932-1933 yıllarını kapsayan İhtiyar Gençlik, ideolojik akımların etkisini konu alır.
Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlarını taşıyan iki romanıyla bu yılların yazarları arasında yer alan Yusuf Atılgan 'ın iki romanı da toplumsal eleştiriye dayanır. Aylak Adam'da Büyük kent aydınının tedirginliği, Anayurt Otelin'de de bir kasaba otelinde katiplik yapan ve yaşamındaki tekdüzelikten bunalan gencin yaşayışı yer alır.
YAMAN KORAY'ı, Halikarnas Balıkçısı- C.Şakir Kabaağaçlıı'nın başlattığı, konusunu denizden, deniz insanlarından alan roman yazma eğilimini sürdüren bir yazar olarak görüyoruz. Denizi, doğa güzellikleriyle sevdiren, denizle iç içe olan balıkçılar, deniz kıyısında yaşayan köylülerin yaşamlarını veren yazar, Deniz Ağacı, Gelin Taşı, Mola adlı romanlarında Erdek ve Kapıdağ yöresini vermiştir. Büyük Orfoz'da ise Marmaris'e geçmiş, bireye yönelmiştir. Sığırcıklar ve Badanalı Yüzler'de karaya dönenYAMAN KORAY', , Sığırcıklar'da yine Erdek'te ve Zeytin bahçelerinde çalışan işleri günlük yaşayışlarını, çalışma koşullarını verir. Badanalı Yüzler, haftanın belli olmayan dört gününde, değişik kişiler arasındaki olaylar, konuşmalarla düzenlenmiş bir romandır.
Bu yıllarda gülmece yazarı olarak tanınan Rıfat Ilgaz, ilk üç yapıtı Hababam Sınıfı, Bizim Koğuş (Pijamalılar), Meşrutiyet Kıraathanesi adlı romanlarına kendi yaşadığı çevreyi ve olayları konu olarak almıştır. Gülmece romanlarından sonra yazdığı Karadenizin Kıyıcığında, Halime Kaptan, Karartma Geceleri, Sarı Yazma ve Yıldız Karayel yine kendi yaşayışından izler taşıyan toplumcu-gerçekçi romanlarıdır. Toplumcu gerçekçi romanlarına Apartman Çocukları'nı ekleyebiliriz.
Kadın yazarlardan Emine Işınsu , Küçük Dünya adlı romanıyla adını duyurmuş, Azap Toprakları, Tutsak, Çiçekler Büyür adlı romanlarıyla dış Türklere yönelmiştir. Azap Toprakları'nda Batı Trakya'da yaşayan Türklerin, Tutsaklar'da Kerkük Türklerinin, Çiçekler Büyür'de de Deliorman-Rodop Türkleri'nin çektikleri sıkıntılar dile getirilir. Sancı ve Canbaz romanlarıyla Türkiye'ye dönen yazar, Sancı'da 1970 yıllarındaki öğrenci olaylarını, Cambaz'da toplumsal ve ekonomik değişimler geçiren Türkiye'nin sorunlarla dolu bir dönemini kendi siyasal görüşleri açısından değerlendirir.
Nezihe Meriç , Korsan Çıkmazı ile bu yılların yazarları arasında yer almıştır. Romanda, 1970'li yıllarda daha yoğunlaşan, kadının ekonomik ve cinsel yönden erkeklerin baskısından kurtulma sorununa değinmiştir. Uzun bir aradan sonra yazdığı ikinci romanı Alagün Çocukları adını taşır.
Romanlarında daha çok burjuvaziyi eleştiren Peride Celal, "yazı hayatında ikinci başlangıç" dediği roman yazarlığına Üç Kadının Romanı ile başlamıştır. Gecenin Ucundaki Işık, Güz Şarkısı adlı romanlarıyla 1960-70 yılları yazarları arasında tanınmış, Evli Bir Kadının Günlüğünden, Üç Yirmidört Saat, Kurtlar adlı romanlarıyla 1990'lı yıllara gelmiştir. Son romanı Bir Hanımefendi'nin Ölümü'dür (1995)." Prof.Dr. Olcay ÖNERTOY
Edebiyat, Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya s_kuzucular@hotmail.com