ABDÜLKADİR USLU’NUN “Aydınlık Sineması” HİKÂYE KİTABI ÜZERİNE
Abdülkadir Uslu, “Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği” ve “Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon” bölümlerini bitirmiş. Hem mühendis, hem de yönetici, Yazar, karikatürist, ressam, şair ve siyasetçi. Bütün dallarda başarısını ispatlamış çok yönlü bir insan. Siyasete ara vermiş; daha çok sanat ve edebiyat çalışmalarına ağırlık veriyor. Dergilerde, gazetelerde şiirleri ve hikayeleri yayınlanıyor, karikatür çiziyor, karikatür dersleri veriyor, hikâye ve şiir yazıyor. Yurdumuzun çeşitli yerlerine şiir şölenlerine katılıyor, imza günlerine gidiyor. Kendisini Osmaniye’de yapılan bir şiir şöleninde tanıma bahtiyarlığına kavuştum. “Aydınlık Sineması, Hüsnüyusuf, Kar Vakti” hikâye kitaplarıyla “Aşkı Buldum” adlı bir şiir kitabı var.
Abdülkadir Uslu. “Çok yönlü bir insan” demiştim yukarıda. Edebi çalışmalarının yanında Denizli’de ülke geneline yayın yapan Tv kanallarında program da yapıyor. Anlayacağınız Abdülkadir Uslu kendi insanına bildiği doğruları, doğru bildiği ve inandığı güzellikleri anlatıyor, yazıyor, çiziyor, resim ve fotoğraflarla ifade ediyor.
Daha önce okuduğum Aşkı Buldu” şiir kitabından sonra “Aydınlık Sineması” adını verdiği hikaye kitabını da okudum bir solukta. Şimdi ise “Hüsnüyusuf” adlı hikâye kitabını okuyorum.
Okuduğum “Aydınlık Sineması” adlı hikâye kitabı “Boy Yayınları” tarafında basımı yapılmış ve üçüncü baskıyı yapmış.
“Aydınlık Sineması” kitabında on bir hikâye mevcut.
Abdülkadir Uslu’nun hikâyeleri daha çok kendi yaşadığı bölgede geçen olayları anlatıyor ve hikâyelerde “Aşkı Buldum” şiir kitabında olduğu gibi mahalli ağzı ustalıkla kullanıyor. Yani anlayacağınız hem şiirde hem de hikâyede mahalli ağzı kullanmada gayet başarılı usta bir kalem. Mahalli ağzı kullanırken sayfa sonlarına da okuyucunun anlamada zorluk çekeceğini düşündüğü kelimelerin manasını vermiş. Bu da okuyucunun kelime hazinesinin genişlemesine vesile olacağını düşünüyorum. “Çilki, makket, tirklemek, gömbe, ırgalamak, kakılmak, gavata, takılak, çıkrık döşeği, caris, hinayat” vs kelimeleri ile “pollim yapmak”, “camız gibi”, “gelin dolaştırmak”, “yedi gömbe etmek” , “mürüvetlerini görmek”, “iki beşlik bozmak”, “çiğni kuzu etmek” vb.” deyimleri ustalıkla ve kahramanların azgından vermiş.
“Aydınlık Sineması” hikâye kitabındaki ilk hikâye “Gazi Dayı” diye bilinen bir Çanakkale Gazisi’nin heyecanını akıcı bir üslupla dile getirmiş. Hikâyeyi okurken gözleriniz nemlenecek, belki de Gazi Dayı ile birlikte heyecanı sizde yaşayacaksınız.
“Cambaz” hikâyesi ise eskiden köylerde gelip gösteri yaparak geçimini sağlayan, halkın daha çok “İp Cambazı” olarak tarif ettiği mesleği icra eden insanların heyecanlı gösterisini dile getirmiş.
“Emanet Ceket” hikâyesi üzerinde özellikle durmak gerekir. Yoksullukla mücadele eden Türk insanı şehre, düğüne, nişana giderken giyeceği “ceket” “pantolon”, “ gömlek”, ve “ayakkabı” gibi giyecekleri nasıl birbirlerinden ödünç aldıklarını gözler önüne seriyor. Ben buna şahidim ve başımdan geçen bir hadisedir bu. “Emanet Ceket” de imtihana gidecek bir delikanlının imtihan günü giyeceği ceketi başkasından almasını hikâyesi. Okuyup vefalı bir insan olarak köyüne doktor olarak dönmesini gözyaşı içinde okuyacaksınız.
Kitaba adını veren “Aydınlık Sineması” hikâyesi ise bizim yaşlarda olan her insanın başından geçmiş bir olayı anlatıyor. Sinemaya gelecek olan filmin nasıl heyecanla beklendiğini, film gelince heyecan içinde nasıl izlendiğini konu ediniyor.
“Keşkek” ve “Çam Sultan” hikâyeleri dikkat çeken hikâyeler. Özellikle “Keşkek”, bir geleneğin yaşatılması hikâyesi ve “Çam Sultan” ise ibretlik bir aşkı konu edinmesi dikkat çekici.
“Saksak” hikâyesi bir kuşun insanlar tarafından uğursuz addedilmesini anlatıyor. “Saksak” aslında bizim bildiğimiz Saksağan” kuşu. Adana ve çevresinde de bu kuşun uğursuz olduğu, özellikle geceleri yakın bir yere konduğunda hemen kovalandığını biliyorum.
“Uzun Olur Gemilerin Direği” hikâyesini okurken de hemen dudaklarınızdan hikâyeye konu olan türküyü mırıldanmaya başlayacağınızdan eminim.
Yazıyı fazla uzatmadan “AYDINLIK SİNEMASI” hikâye kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. Bizlerin okuması için böyle güzel bir eseri yazdığı için de Abdülkadir Uslu Beyi tebrik ediyorum. Rabbim kaleminize akıcılık, zihninize kuvvet versin diyorum.
Musa SERİN, 16.02.2019, Erzurum