Ahmet Remzi Akyürek
Ahmet Remzi Akyürek (1872, Kayseri – 20 Kasım 1944, Kayseri), Türk mutasavvıfı ve şair.
Son dönem Osmanlı Mevlevi postnişinidir. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına kadar Kütahya, Kastamonu, Halep ve Üsküdar Mevlevihanelerinde postnişinlik yapmış Mevlevi şairimizdir.
HAYATI
1872 yılında Kayseri Mevlevihane’sinde dünyaya gelen Ahmet Remzi Efendi, tekkelerin kapatılmasına kadar 1925 yılına kadar Kayseri Mevlevihane’sinde yaklaşık yüz yıl postnişinlik yapmış bir aileye mensuptur. Babası, Kayseri Mevlevihane’si şeyhi Seyyid Süleyman Atâullah Efendi’dir. Adını babasından önce Kayseri Mevlevihane’si şeyhi olarak görev yapan dedesi Seyyid Ahmed Remzi el-Mevlevî'den almıştır. [1]
Mevlevî terbiyesiyle büyümüş, ilk eğitimini babası Ataullah Efendi’den almış, eniştesi Güncizâde Nuh Necati Efendi’den, Müridzâde Ali Efendi’den ve Hisarcıklızâde şair Sâlim Efendi ile şair Sâmi Efendi’den Arapça, Farsça ve edebiyat dersleri almıştır.[2]
Kayseri Mevlevîhânêsinde 50 yıl postnişinlik yapmış olan babası Süleyman Atâullah Efendi 1332/1913’de vefat etmiştir[3]
Sıbyan mektebini ve Rüştiye'yi Kayseri’de bitirdikten sonra özel dersler almış, 1892 yılında İstanbul’a gelip, Yenikapı Mevlevihane’sinde şeyhi Celâleddin Efendi’ye intisap ederek sema çıkarıp sikke giymiştir. İstanbul’da kaldığı bir yıl içerisinde Divan-ı Muhasebatta mülâzım olarak görev yapmıştır.[4] Yenikapı Mevlevihane’sinde iken Tahirü’l-Mevlevî ile birlikte çileye girmiş, Velet Çelebi ve Abdülbaki Baykara ile de orada tanışmıştır.
Ertesi yıl Kayseri’ye dönerek Kayseri İdadisi’nde Nâzım Paşa’nın delâletiyle başlayan “ Ulum-ı Diniyye” öğretmenlik görevini on beş yıl sürdürmüştür. Öğretmenlik görevini yaparken istekli talebelere Mevlevîhânede Farsça, pend-i Attar, Gülistan, Bostan, Arûz-ı Câmî ve Mesnevî okutmuştur. [5]Bu dönemde çilehane dostu Tahirü'l-Mevlevî ile yapmış oldukları mektupları “Çilehane Mektupları” adıyla yayımlamış, Esma Hanım ile de evlenmiş bu evlilikten üç kızı dünyaya gelmiştir. [6]
ŞEYHLİK YILLARI
Meşrutiyet’in ilanından sonra Konya’ya gitmiş Abdülhalim Çelebi’nin “burada kalınız” talebi üzerine, Kayseri’deki görevinden istifa ederek Konya’ya yerleşmiştir. [7]Kütahya Erguniye Mevlevihanesinde görevlendirilmiş, Kastamonu Mevlevihanesinde şeyh olmuştur. Burada harap binayı tamir ettirir ve devreden borçları kapatır. O sırada Kastamonu Valisi, şâir ve edîb Süleyman Nazif Bey’dir. Babası da aynı yıllarda Kayseri Mevlevîhânesinde şeyhtir.[8]
Bu görevi sırasında Halep’e gönderilmiş Halep, Urfa, Kilis, Şam, Antep, Maraş, Antakya, Trablusşam, Kudüs, Hama, Humus ve Lazkiye Mevlevihanelerinin tahkik ederek – 1912- Mevlevihanelerin durumunu Konya Mevlana Dergâhına rapor etmiş [9]ve tekrar Kastamonu’ya dönmüştür.
1914 yılında bir yıl önce teftiş ettiği Halep Mevlevihanesi şeyhi olarak atanır. I. Dünya Savaşı sırasında kurulan Gönüllü Mevlevi’ye Alayı’na birçok dervişi ile katılmış, kardeşi Hüsameddin Efendi ile birlikte bu taburda görev yapmıştır. [10]
Diğer kardeşi Huldî Efendi’yi, Çanakkale ‘de yitiren Ahmet Remzi Dede’ye gönüllü Mevlevi Tabur’undaki üstün gayretleri dolayısıyla Harp Madalyası beratı ve nişanı verilmiştir.[11][12]
Şam dönüşünde Halep işgal edilmiş olduğu için İstanbul’a gitmiş, Üsküdar Mevlevihanesi şeyhi olmuş mebusluk teklifini ise reddetmiştir.
30 Kasım 1925’te tarikatların lağvedilmesi üzerine şeyhliği sona erince Üsküdar Selim Ağa Kütüphanesi memurluğuna getirilmiş ve Mevlevihane’de ikametine izin verilmiştir. Bu görevi sırasında Arapça ve Farsça eserleri Türkçe ’ye tercüme ederken bir yandan da Camilerde Cuma hutbeleri vermiştir.
12 yıl kütüphanecilik yaptıktan sonra 1937’de istifa edip Ankara'daki kızlarının yanına gider. Ankara Eski Eserler Kütüphanesi'nde müşavirlik yapmaya başlar. 1944 yılında Kayseri’de hayatını kaybetmiştir. Mezarı Kayseri’de, dedesi ve babasının medfun bulunduğu Mevlânâ’nın hocası Seyyid Burhaneddin Tirmizî Türbesindedir.[13]
ŞAİRLİK YÖNÜ
Ahmet Remzi Dede’nin 17 basılmış, 5 basılmamış eseri bulunur. Basılmamış eserlerinden biri de divanıdır. Şiirlerinin bir kısmını Bergüzâr (1911), Bir Günlük Karaman Seyahatnâmesi (Manzum, 1908) de yayımlamıştır.[14]Şiirlerini Türkçe ve Farsça iki divan halinde düzenlemiştir. Türkçe şiirlerinin bir kısmının bulunduğu defterler ailesinde, diğer bir kısmı ise çeşitli kütüphanelerde bulunmaktadır.[15]Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu “ Ahmed Remzi Akyürek ve Şiirler” Ankara 1987 adlı eserinde onun şiirlerinin mühim bire kısmını neşretmiştir. Bu eser aynı zamanda Ahmet Remzi Dede hakkında verilen bilgilerin kaynağını da teşkil etmektedir.
Ahmed Remzi Dede, Divan şiiri geleneği içinde yetişmiş Mevlevî şairlerin son temsilcilerindendir. Tasavvufî mahiyetteki şiirlerini hem aruz, hem de hece vezni ile yazmış dile oldukça hâkim Türkçe olarak kaleme aldığı şiirlerinde oldukça açık anlaşılır ve sade bir dil kullanmıştır. Türkçe şiirleri dışında Arapça ve Farsça şiirler de yazmıştır.
“Hazîne-i Fünûn (1893-1895), Mahfel (1922), Tarih ve Edebiyat (1922) gibi devrin bazı edebî mecmualarında aruz ve hece vezni ile dinî ve tasavvufî şiirler de yayımlayan Ahmed Remzi Dede, divan şiiri geleneği içinde yetişmiş Mevlevî şairlerin son temsilcilerindendir. Başta Mevlevîlik olmak üzere tasavvufla ilgili pek çok risâle telif ve tercüme etmiş, ayrıca Arapça ve Farsça şiirler yazmıştır. Son devir müelliflerinden Hüseyin Vassâf’ın Ahmed Remzi Dede hakkında Remzinâme adlı yayımlanmamış biyografik mahiyette bir eseri vardır. “[16]
Şiirleri 'Bergüzâr" adlı bir eserde toplanmıştır. “Ahmet Remzi Dede, edebî kişiliği açısından gazelini tahmis ettiği su kasidesi yazarı Fuzûlî’ye benzetilmektedir. Remzi Dede’nin satranç, musammat ve lugazlarla noktasız veya elifsiz harflerden meydana gelen nazımlar kaleme alması ve bu gibi nazım şekilleriyle yazmanın büyük ustalık gerektirmesi, onun şiirdeki hâkimiyetini göstermesi açısından önemlidir.”[17]
ESERLERİNDEN BAZILARI
Biyografi-menkabe ve derlemeleri: Tuhfetü's-Saimin (Sultan Veled'in oruç hakkındaki kasidesinin avçıklanması, 1898), Manzum Kavâid-i Farisî (1898), Münacât-ı Hazret-i Mevlâna (1918), Mevlana'nın Mektupları (1937), Mevlâna'nın Yedi Öğüdü (1937).
Gülzâr-ı Aşk (Vahidî'nin Gül ü Bülbül'ünün çevirisi, 1919), Tuhfe-i Remzi (Farsça öğretmek için manzum sözlük, 1925).
BİR ŞİİRİ
Çoluk çocuk böyle gurbet ellerde
Perişan kaldılar yetmez mi yâ Rab
Şöhret ü şanımız gezer illerde
İnsanın gücüne gitmez mi yâ Rab
Halep, Şam, Kayseri olduk perişan
Her birimiz bir yerde ağlaşır her an
Hulâsa yok mudur acaba imkân
Çektiğimiz mihnet yetmez mi yâ Rab
Her şeyde bilirim hikmetin vardır
Ne çare insanız gönlümüz dardır
Pirimiz büyüktür Molla Hünkâr’dır
Bize bir gün imdad etmez mi ya Rab[18]
KAYNAKÇA
· [1] Ahmet Cahit Haksever, XX. Yüzyılda Üç Mevlevi Şeyhi: Velet Çelebi, Abdülbaki Baykara, Ahmet Remzi Akyürek, Tasavvuf, Sayı 14, Ankara 2005
· [2] Hasibe Mazıoğlu, Hasibe Mazıoğlu “ Ahmed Remzi Akyürek ve Şiirler” Ankara 1987
· [3] Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu, Ahmed Remzi Akyürek’in Ramazan Konulu Bilinmeyen İki Şiiri,Altınoluk, 2003 - Kasim, Sayı: 213, Sayfa: 018
· [4] Ahmet Cahit Haksever, XX. Yüzyılda Üç Mevlevi Şeyhi: Velet Çelebi, Abdülbaki Baykara, Ahmet Remzi Akyürek, Tasavvuf, Sayı 14, Ankara 2005
· [5] Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu, Ahmed Remzi Akyürek’in Ramazan Konulu Bilinmeyen İki Şiiri,Altınoluk, 2003 - Kasim, Sayı: 213, Sayfa: 018
· [6] ] Ahmet Cahit Haksever, agy.
· [7] Tezeren, “Üstad Ahmet Remzi Akyürek”, Erciyes, s. 7; Karabulut, “Mevlevî Ahmet Remzi Dede”, Erciyes, s. 24; Kalkan, Çağlar Boyunca Kayseri Şairleri, s. 77.
· [8] Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu, Ahmed Remzi Akyürek’in Ramazan Konulu Bilinmeyen İki Şiiri,Altınoluk, 2003 - Kasim, Sayı: 213, Sayfa: 018
· [9] Sezai Küçük, “Halep Mevlevîhanesi”, İLAM Araştırma Dergisi, c. III, sayı 2, Temmuz Aralık 1998, s. 88.
· [10] Kalkan, Çağlar Boyunca Kayseri Şairleri, s. 77; Mustafa Kara, Metinlerle Günümüz Tasavvuf Hareketleri, Dergâh Yay., İstanbul 2002,, s. 166.
· [11] Sezai Küçük, Örnek Bir Mevlevi: Üsküdar Mevlevîhanesi Son Postnişini Ahmet Remzi Dede (Akyürek), Semazen.net, 21.02.2010, Erişim tarihi:20.06.2011
· [12] Tezeren, “Üstad Ahmet Remzi Akyürek”, Erciyes, s. 8.
· [13] Ahmet Cahit Haksever, agy.
· [14] Dr Aslan Tekin Edebiyatımzıda İismler, Ank. 2005, shf 43
· [15] Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu, Ahmed Remzi Akyürek’in Ramazan Konulu Bilinmeyen İki Şiiri,Altınoluk, 2003 - Kasim, Sayı: 213, Sayfa: 018
· [16] Hasibe Mazıoğlu, Hasibe Mazıoğlu “ Ahmed Remzi Akyürek ve Şiirler” Ankara 1987
· [17] Ahmet Cahit Haksever, agy.
· [18] Mazıoğlu, Akyürek ve Şiirleri, s. 311.