![İlgili resim](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/6/67/Akdeniz-Panait-%C4%B0strati.jpg/200px-Akdeniz-Panait-%C4%B0strati.jpg)
Akdeniz Romanı PANAIT ISTRATI
Eser Hakkında Notlar
Yazıda , Akdeniz romanın özeti, konusu, ana fikri, bölümleri kahramanları , Panait Istrati’nin biyografisi ile roman kahramanın alakası, romanda gezilen yerler mekanlar, romanın baskı öyküleri, roman ie yazarın öz geçmişi arasındaki irtibatlar, roman ve yazar hakkında yorumlar ele alınacaktır.
Akdeniz romanı, Romanya doğumlu gezgin bir yazar olan Panait Istrati’nin ülkemizde en çok sevilen romanlarından birisi olmuştur. Yazar bu romanında roman kahramanının gözünden Osmanlı ülkesi ile İskenderiye, Kahire, Beyrut, Şam... Lübnan’ı ve Suriye’yi gezerek farklı din, dil, ırk ve kültürlerdeki insanları oryantalist bir bakış açısıyla dile getirmiştir.
Romanın ana karakteri olan Adrlen’in romandaki hayatı ile yazarı Panait Istrati’nin biyografisi arasında büyük bir benzerlik bulunur. Panait Istrati’de gerçek yaşamında Adrien’in gezdiği yerleri gezmiştir. Yazar, romanının kahramanı Adrien’in gözünden esasında kendi gördüklerini ve yaşadıklarını anlatmış; bu eserinde Romanya’nın Köstence Limanından yola çıkıp, Mısır, Suriye ve Lübnan’da yaşadığı gördüğü olayları, karşılaştığı farklı dil din ve ırktan insanların hayatlarına dair gözlemlerini dile getirmiştir. Roman, Arap kültürü ve Abdülhamit Türkiye’sini ortaya koyması yönünden de önemlidir.
Akdeniz adlı eser, yazarın hayatıyla ilgili pek çok gerçeğe temas eder. Bu eserin kahramanı olan Adrien de tıpkı Panait Istrati gibi Romanya’nın bir liman kenti olan İbrail’de doğmuştur. Akdeniz adlı romanın kahramanı Adrien yine tıpkı Panait Istrati gibi Osmanlı ülkesindeki, Mısır’ı, Lübnan’ı ve Suriye’yi gezmiştir.
[1] Romanın en sonunda yüzünü batıya dönen Adrien yine tıpkı yazar gibi Fransa’ya doğru yola çıkar. Tüm bu örneklemelerden de görüleceği gibi Akdeniz romanı yazarın biyografisinden derin izler taşımaktadır.
Panait Istrati birçok eserinde Adrian Zografi ile Mihail’in arkadaşlığı temasını işlemiş, bu olguya Akdeniz adlı eserinde de yer vermiştir.
Akdeniz ilk kez Yaşar Nabi Nayır tarafından Türkçe ’ye çevrilmiş yazarın diğer eserleri gibi Varlık Yayınları tarafından basılmıştır. Akdeniz adlı roman ilk baskısından sonra yine Varlık Yayınları tarafında defalarca baskısı yapılmıştır.
Her zaman itiraf etmiştim: Yalnız kalınca ben bir işe yaramam. Birini, bir şeyi mutlaka sevmeliyim ben, yoksa kendimi bir mısır tarlasında hasattan sonra unutulmuş delik bir çanak gibi bomboş ve bir hiç hissederim.
Her zaman itiraf etmiştim: Yalnız kalınca ben bir işe yaramam. Birini, bir şeyi mutlaka sevmeliyim ben, yoksa kendimi bir mısır tarlasında hasattan sonra unutulmuş delik bir çanak gibi bomboş ve bir hiç hissederim.
[2]
Eserin Konusu
Roman, Osmanlı sınırları içinde ve Osmanlı ile hanedanların çöküş yıllarındaki İskenderiye, Kahire, Beyrut, Şam gibi şehirlerini Adrien’in gözünden izleyen ve bu şehirlerin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatını gözler önüne seren bir eserdir. Eser farklı dil, din ve ırklara sahip insanların ve kültürlerin iyi ve kötü özelliklerini, yeryüzündeki serüvenlerini, insanlığa diar olumlu ve olumsuz yanlışlarını Adrien’in bakış açısından ortaya koymaktadır.
Roman yazarın “ Adrien Zografi, yirmi iki yaşındayken, ilk defa 1906 yılı Aralık ayında memleketinden ayrılıyor. İskenderiye’ye gitmek üzere Köstence’de vapura biniyor.
Bu, onun hayatında sayılı bir gündür. Büyük Savaşın başlangıcına kadar genç idealistimiz, Akdeniz’in âşığı olacaktır. Romanya, annesinin üzüntü içinde dindirdiği İbrail, onu ancak kırlangıçların yuva kurmalarına yetecek kadar kısa süreler içinde yeniden görebilecektir. Bu sayfalarda, Adriyen, Akdeniz’deki masal âlemini kendi ağzından anlatıyor.”[3] Cümleleri ile başlar. Yazarın bu girişi ise adeta romanın konusudur.
Başlıca Kahramanlar:
- Adrlen: Fakir bir aileden gelen genç ve 22 yaşında bir adam olan Adrien zengin olma hayali ile yaşayan biridir. Bu amaçla Mısır’daki arkadaşının yanına giderek pek çok işe girip çıkarken insanların iç yüzünü ve hainliklerini görmüş ama özünü ve saflığını korumayı başarmış biridir.
- Mihail: Adrien’in en yakın arkadaşı olan Mihail de karakter olarak başlangıçta Adrien’e benzemektedir. O da zengin olma hırsına sahiptir. Fakat para için her ahlaksızlığı göze alan zengin kadınlarla evlenip servete kavuşma hayalleri kuran veremli bir insandır.
- Musa: Adrien’le birlikte badanacılık yapan , altmış yaşlarında asıl adı Moritz olan bir Yahudidir. Kızının kötü yola düşmesine dayanamayarak ölür.
- Sara: Musa’nın çok güzel ve sarışın bir genç kızıdır. Bir aşk uğruna ailesini terk etmiş, sevgilisinin kötü niyetini anlayamayarak kötü yollara düşmüştür.
- Titel: Asker kaçağı olduğu için Mısır’a kaçan kolay yoldan para kazanmak amacında olan bir kişidir. Sara’nın aşkını kullanmış, kötü niyetli, düzenbaz bir adamdır.
- Salomon Klein:. Zengin, çıkarcı, para için her kötülüğü yapabilen Yahudi bir iş adamı
- Simon Herdan: Adrien’e destek olan, bekâr bir Yahudi esnafı
ÖZET
Eser, Gün Doğusu ve Gün Batısı gibi iki ana bölüme ayrılır. Bu iki ana bölüm:
GÜN DOĞUSU: 1. Musa, 2. Sara ve Barları, 3.Mısır’ın İyi ve Kötü Tarafları, 4. Suriye’de Salomon Klein,
GÜN BATISI: 1.Şam’da Bir Tiyatro Alemi, 2. “Hamlet”in Yazarı Kimdir?, 3.Aynaroz Keşişleri, 4.Tuzlu-Göl’ün Aşkları, 5.Mihail’in Ölümü, 6.Batı’nın Çağrısı gibi ara bölümler halinde kurgulanmıştır.
GÜN DOĞUSU: 1. Musa, 2. Sara ve Barları, 3.Mısır’ın İyi ve Kötü Tarafları, Suriye’de Salomon Klein,
Adriyen Zografi, Romanya’nın İbrail kentinde annesiyle birlikte yaşayan henüz yirmi iki yaşında yoksul bir gençtir. Adrien, yaşadığı bu yoksulluk dolu hayattan bıkmıştır. Arkadaşı Mihail’in yanına giderek zengin olmak istemektedir ama pasaportu yoktur. Her şeyi göze alarak Köstence’den İskenderi’yeye giden bir gemiye atlar. Gemide yolculuk yaparken Yahudi asıllı bir adam olan Musa ile tanışır.
Musanın genç ve güzel kızı Sara bir adamla birliklte Mısır’a kaçmıştır. M usa’nın tek amacı kızını bularak o adamın elinden kurtarmaktır. Musa’nın kızı Sara, zengin sandığı bir adamla kaçmıştır ve Musa da o adamın zengin biri olduğunu zannetmektedir.
Yolculuk sırasında Adrien ile Musa çok iyi dost olmuştur. Gemi, Pire ve İzmir gibi şehirlere uğradıktan sonra İskenderiye’ye ulaşır Temiz yürekli Adrien, zenginlik planlarını erteleyerek gemide tanıştığı dostu Musa’ya kızını bulması için yardım etmeye karar vermiştir.
İskenderiye’de inerek Musa’nın kızı Sara’yı bulmak için aramaya başlarlar. Fakat Sara’yı verilen adreslerin hiçbirinde bulamamışlardır. En sonunda Sara’yı köhne ve virane bir evde sefalet içinde yaşarken bulmuşlardır. Sara onlara yalan söylemiş iflas ettiklerini anlatmıştır. Fakat ne Musa, ne de Adrien anlatılan bu hikâyeye inanmamışlardır. Sara’yı zengin bir adam zannederek kaçtığı kaçtığı Titel tam bir dolandırıcıdır. Sara ise o adamı sevmeye devam etmektedir.
Musa, Adrien ve Sara ‘nın geri dönebilmeleri için para kazanmaları gerekmektedir. Musa ve Adrien bir otelin badanasını yapmaya başlar. Fakat badana işleri bittiğinde onları kötü bir sürpriz bekler. Otelin sahibi onları kandırmış ve almaları gereken paranın dörtte birini ödemiştir. Sara ve sevgilisi Titel yeniden barışmıştır. Musa ve Adriyen çok düşük ücretlerle iş bulup çalışmaktadır. Musa ise hem kızına hem de sevgilisine bakmaktadır. Çünkü Sara, açlıktan dolayı sık sık hastalanmaktadır. Sahtekâr Titel, yeni bir bar açacaklarını söyleyerek üçünü de kandırmaktadır. Titel’in ortağı ise Falconi adındaki bir iş adamıdır.
Adrien, Musa ve Sara Titel’e inanarak Kahire’ye gelirler. Kahire’de bar açacaklarını zannetmektedirler. Adrien ise Kahire’de aradığı arkadaşı Mihail’i bulmuştur ama Mihail, arkadaşına çok ilgisiz davranmaktadır. Eski arkadaşına yardım etmek şöyle dursun onun kendisinden yardım istemesinden korkmaktadır. Mihail, yoksulluk ve çok çalışmaktan verem olmuş ve verem olduğundan da haberdardır.. Bu hayal kırıklığı Adrien’i çok üzmüştür. Mihail, zengin olmak umuduyla yaşlı bir kadınla birlikte yaşamakta, yaşlı kadınla evlenip onun servetine konmayı ummaktadır. Adrien arkadaşı Mihail’in kurduğu bu planlardan hiç memnun olmamıuştır.
Bir süre sonra sahtekâr Titel iç yüzü ortaya çıkar. İş ortağı diye tanıttığı Falconi’nin tek niyeti Sara’yı elde etmektir. Titel de bunu bilmekte hatta bunun için ortam yaratmaya çalışmaktadır. Bunları fark eden Sara üzüntüsünden hasta olur. Bu esnada Adrien ve Musa, Beyrut’tan bir iş teklifi alarak Beyrut’a gitmişlerdir.
Beyrut’ta zengin iş adamı olan Klein onlara bir iş bulmuştur. Adrien ve Musa zengin Arapların yaşadığı Gazir’de boya yapmaya başlar. Klein’in dediği gibi çok para kazanmaktadırlar ama paraları Klein muhafaza etmektedir. Sara ve Titel de onların yanına gelmişlerdir. Üstelik Klein, Titel’i nüfüz sahibi dostları sayesinde sınır dışı ettirmiş, Musa’nın kızı Sara’yı da zengin bir adamla tanıştırmıştır. Sara lüks içinde yaşamaktadır. Fakat bir süre sonra Klein onları dolandırır ve paralarının büyük kısmını vermez.
Bunun üzerine Musa, memleketine döner. Çünkü Musa’nın diğer kızı Jizel evlenmek üzeredir. Fakat ablasının kötü yola düştüğü öğrenilince Jizel’in nişanı bozulmuştur. Olanlara dayanamayan Musa kahrından ölmüştür.
GÜN BATISI: 1.Şam’da Bir Tiyatro Alemi, 2. “Hamlet”in Yazarı Kimdir?, 3.Aynaroz Keşişleri, 4.Tuzlu-Göl’ün Aşkları, 5.Mihail’in Ölümü, 6.Batı’nın Çağrısı
Adrien beş yıl aradan sonra Sara’yı güzelliğini yitirmiş, sefil bir hâlde ve tezgâhtarlık yaparken görerek üzülmüştür. Yalnız kalan Adriyen Şam’a gider. Tanıştığı insanların yoksulluk nedeniyle düştükleri durumlara çok üzülmüş ve şaşırmıştır. Romanyalı bir Yahudiyle kurduğu arkadaşlık sonucu Şam’da tabela işi yapmaya başlamış para da kazanmıştır. Ama Hamlet’in yazarını dahi bilmeyen insanlarla dolu o kentten sıkılmış memleketini özlemektedir. 1908 yılında ülkesi Romanya’ya dönmek için yola çıkar..
Romanya’ya dönmek için bindiği Rus vapuru ile a Aynaroz’a yaptıkları ziyarette ayyaş ve ahlaken çok düşük bir Romen keşişi ile tanışır.
Tuzlu-Göl adındaki suyunun şifalı olduğu söylenen daha çok zenginlerin geldiği bu sayfiye yerinde arkadaşı Mihail’le birlikte bir iş bulmuşlardır. Burada yasak aşklar da yaşanmaktadır.
Biraz da üçkâğıtla burada iyi para kazanırlar ama veremi çok ilerlemiş olan Mihail bir gemi yolculuğunda ölür. Adrien, en yakın arkadaşının ölümüne çok üzülür ve Bükreş’e gider.
Balkan Savaşı çıkmıştır ve Adrien siyasete atılmıştır. Akdeniz ile ilgili anılarını yazmakta dergiler ve gazteler onun bu anılarını basmaktadır. Sosyalist parti ona sahip çıkmaktadır ama aşırı uçlara kaymak istemeyen devrimci Adrien bunlardan da sıkılmıştır.
En sonunda Adrien, özgürlüğü tatmak, arkadaşı Alamon’un da tavsiyesiyle kendini geliştirmek için yüzünü batıya dönerek, Paris’e doğru yola çıkar.
PANAIT ISTRATI
1884 -1935 yılları arasında yaşamıştır. Romanyalı bir yazar olan Istrati, orta hâlli bir ailenin çocuğudur. İlkokulu bitirdikten sonra duvar boyacılığı, amelelik, uşaklık, gazetecilik, fotoğrafçılık gibi pek çok işle uğraşmıştır. 1903 yılında Paris’e gitmiştir. 1916-1920 yılları arasında İsviçre’de Fransızcasını geliştirmiştir. Ünlü yazar Roma Roland onu yazı yazmaya teşvik etmiştir. 1929 yılında verem olmuş, 1935 yılında da bu hastalıktan ölmüştür.
Romanları Fransızca olup biyografik özellikler taşır. Kendi hayatından hareketle eserlerini kurgulamış bir yazardır.
Başlıca eserleri şunlardır: Angel Dayı, Mihail, Minka Abla, Akdeniz, Kira Kirilana, Sünger Avcıları’dır
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Panait_Istrati
[2] Akdeniz, Panait Istrati Sayfa 121 - Varlık Yayınları
[3] Panait Istrati, çev.Yaşar Nabi, Akdeniz, 6.bs. 1988)