Akdeniz Romanı Özeti ve Hakkında Bilgiler PANAIT ISTRATI

01.04.2015

İlgili resim

 

Akdeniz Romanı PANAIT ISTRATI

 

Eser Hakkında Notlar
 
Yazıda , Akdeniz romanın özeti, konusu, ana fikri, bölümleri kahramanları , Panait Istrati’nin biyografisi ile roman kahramanın alakası, romanda gezilen yerler mekanlar, romanın baskı öyküleri, roman  ie yazarın öz geçmişi arasındaki irtibatlar, roman ve yazar hakkında yorumlar ele alınacaktır.
 
Akdeniz romanı, Romanya doğumlu gezgin bir yazar olan Panait Istrati’nin ülkemizde en çok sevilen romanlarından birisi olmuştur.  Yazar bu romanında roman kahramanının gözünden  Osmanlı ülkesi ile  İskenderiye, Kahi­re, Beyrut, Şam... Lübnan’ı ve Suriye’yi gezerek farklı din, dil, ırk ve kültürlerdeki insanları oryantalist bir bakış açısıyla dile getirmiştir.
 
Romanın ana karakteri olan Adrlen’in romandaki hayatı ile yazarı Panait Istrati’nin biyografisi arasında büyük bir benzerlik bulunur. Panait Istrati’de gerçek yaşamında Adrien’in gezdiği yerleri gezmiştir. Yazar, romanının kahramanı Adrien’in gözünden esasında kendi gördüklerini ve yaşadıklarını anlatmış;  bu eserinde Romanya’nın Köstence Limanından yola çıkıp, Mısır, Suriye ve Lübnan’da yaşadığı gördüğü olayları, karşılaştığı farklı dil din ve ırktan insanların hayatlarına dair gözlemlerini dile getirmiştir.  Roman, Arap kültürü ve Abdülhamit Türkiye’sini ortaya koyması yönünden de önemlidir.

Akdeniz adlı eser, yazarın hayatıyla ilgili pek çok gerçeğe temas eder. Bu eserin kahramanı olan Adrien de tıpkı Panait Istrati gibi Romanya’nın bir liman kenti olan İbrail’de doğmuştur. Akdeniz adlı romanın kahramanı Adrien yine tıpkı Panait Istrati gibi  Osmanlı ülkesindeki, Mısır’ı, Lübnan’ı ve Suriye’yi gezmiştir. [1] Romanın en sonunda yüzünü batıya dönen Adrien yine tıpkı yazar gibi Fransa’ya doğru yola çıkar. Tüm bu örneklemelerden de görüleceği gibi Akdeniz romanı yazarın biyografisinden derin izler taşımaktadır.
 
Panait Istrati birçok eserinde  Adrian Zografi ile Mihail’in arkadaşlığı  temasını işlemiş,  bu  olguya Akdeniz adlı eserinde de yer vermiştir.
 
Akdeniz ilk kez  Yaşar Nabi Nayır tarafından Türkçe ’ye çevrilmiş yazarın diğer eserleri gibi Varlık Yayınları tarafından basılmıştır. Akdeniz adlı roman ilk baskısından sonra yine Varlık Yayınları tarafında defalarca baskısı yapılmıştır.
 
Her zaman itiraf etmiştim: Yalnız kalınca ben bir işe yaramam. Birini, bir şeyi mutlaka sevmeliyim ben, yoksa kendimi bir mısır tarlasında hasattan sonra unutulmuş delik bir çanak gibi bomboş ve bir hiç hissederim.
 
Her zaman itiraf etmiştim: Yalnız kalınca ben bir işe yaramam. Birini, bir şeyi mutlaka sevmeliyim ben, yoksa kendimi bir mısır tarlasında hasattan sonra unutulmuş delik bir çanak gibi bomboş ve bir hiç hissederim.[2]
 
Eserin Konusu
 
Roman, Osmanlı sınırları içinde  ve Osmanlı ile hanedanların çöküş yıllarındaki  İskenderiye, Kahi­re, Beyrut, Şam gibi şehirlerini Adrien’in gözünden izleyen ve bu şehirlerin  sosyal, kültürel ve  ekonomik hayatını gözler önüne seren bir eserdir.  Eser farklı dil, din ve ırklara sahip insanların ve kültürlerin iyi ve kötü özelliklerini, yeryüzündeki serüvenlerini, insanlığa diar olumlu ve olumsuz yanlışlarını  Adrien’in bakış açısından ortaya koymaktadır.
Roman yazarın “  Adrien Zografi, yirmi iki yaşındayken, ilk defa 1906 yılı Aralık ayında memleketinden ayrılıyor. İskenderiye’ye gitmek üzere Köstence’de vapura biniyor.
 
Bu, onun hayatında sayılı bir gündür. Büyük Savaşın başlangıcına kadar genç idealistimiz, Akdeniz’in âşığı olacaktır. Romanya, annesinin üzüntü içinde dindirdiği İbrail, onu ancak kırlangıçların yuva kurmalarına yetecek kadar kısa süreler içinde yeniden görebilecektir. Bu sayfalarda, Adriyen, Akdeniz’deki masal âlemini kendi ağzından anlatıyor.”[3] Cümleleri ile başlar. Yazarın bu girişi ise adeta romanın konusudur.
 
 
Başlıca Kahramanlar:
 
  • Adrlen: Fakir bir aileden gelen  genç ve 22 yaşında bir adam olan Adrien zengin olma hayali ile yaşayan biridir. Bu amaçla Mısır’daki arkadaşının yanına giderek pek çok işe girip çıkarken  insanların iç yüzünü ve hainliklerini görmüş ama  özünü ve saflığını korumayı başarmış biridir.
  • Mihail: Adrien’in en yakın arkadaşı olan Mihail de  karakter olarak başlangıçta Adrien’e benzemektedir.  O da  zengin olma hırsına sahiptir. Fakat  para için her ahlaksızlığı göze alan zengin kadınlarla evlenip servete kavuşma hayalleri ku­ran veremli bir insandır.
  • Musa: Adrien’le birlikte badanacılık yapan , alt­mış yaşlarında  asıl adı Moritz olan bir Yahudidir. Kızının kötü yola düşmesine dayanamayarak ölür.
  • Sara: Musa’nın  çok güzel ve sarışın bir genç kızıdır. Bir aşk uğruna ailesini terk etmiş,  sevgilisinin kötü niyetini an­layamayarak kötü yollara düşmüştür.
  • Titel: Asker kaçağı olduğu için Mısır’a kaçan  kolay yol­dan para kazanmak amacında olan  bir kişidir. Sara’nın aşkını kul­lanmış,  kötü niyetli, düzenbaz bir adamdır.
  • Salomon Klein:. Zengin, çıkarcı, para için her kötülüğü yapabilen Yahudi bir iş adamı
  • Simon Herdan: Adrien’e destek olan, be­kâr bir Yahudi esnafı
 
ÖZET
 
Eser, Gün Doğusu ve Gün Batısı gibi iki ana bölüme ayrılır.  Bu iki ana bölüm:
 
GÜN DOĞUSU: 1. Musa, 2. Sara ve Barları, 3.Mısır’ın İyi ve Kötü Tarafları, 4. Suriye’de Salomon Klein,
GÜN BATISI: 1.Şam’da Bir Tiyatro Alemi, 2. “Hamlet”in Yazarı Kimdir?, 3.Aynaroz Keşişleri, 4.Tuzlu-Göl’ün Aşkları, 5.Mihail’in Ölümü, 6.Batı’nın Çağrısı gibi ara bölümler halinde  kurgulanmıştır.
 
GÜN DOĞUSU: 1. Musa, 2. Sara ve Barları, 3.Mısır’ın İyi ve Kötü Tarafları, Suriye’de Salomon Klein,
Adriyen Zografi, Romanya’nın İbrail kentinde annesiyle birlikte yaşayan henüz yirmi iki yaşında yoksul bir gençtir.  Adrien,  yaşadığı bu yoksulluk dolu hayattan bıkmıştır. Arkadaşı Miha­il’in yanına giderek zengin olmak  istemektedir ama pasaportu yok­tur. Her şeyi göze alarak  Köstence’den İskenderi’yeye  giden bir gemiye atlar. Gemide yolculuk yaparken Yahudi asıllı bir adam olan  Musa ile tanışır.
Musanın genç ve güzel kızı  Sara bir adamla birliklte Mısır’a kaçmıştır. M usa’nın tek amacı kızını bularak o adamın elinden kurtarmaktır. Musa’nın kızı Sara, zengin sandığı bir adamla kaçmıştır ve Musa da o adamın zengin biri olduğunu zannetmektedir.
Yolculuk sırasında Adrien ile Musa çok iyi dost olmuştur. Gemi, Pire ve  İzmir gibi şehirler­e uğradıktan sonra İskenderiye’ye ulaşır Temiz yürekli Adrien, zenginlik planlarını erteleyerek gemide tanıştığı dostu Musa’ya  kızını bulması için yardım etme­ye karar vermiştir.
İskenderiye’de inerek Musa’nın kızı Sara’yı  bulmak için aramaya başlarlar. Fakat  Sara’yı verilen adreslerin hiçbirinde bulamamışlardır.  En sonunda Sara’yı köhne ve virane bir evde sefalet içinde yaşarken bulmuşlardır. Sara onlara yalan söylemiş iflas ettiklerini anlatmıştır.  Fakat  ne  Musa, ne de  Adrien   anlatılan bu hikâyeye inanmamışlardır. Sara’yı zengin bir adam zannederek kaçtığı kaçtığı Titel tam bir dolandırıcıdır. Sara ise o adamı sevmeye devam etmektedir.
Musa, Adrien ve Sara ‘nın geri dönebilmeleri için para kazanmaları gerekmektedir. Musa ve Adrien bir otelin bada­nasını yapmaya başlar. Fakat  badana işleri bittiğinde onları kötü bir sürpriz bekler. Otelin sahibi onları kandırmış  ve almaları gereken paranın dörtte birini ödemiştir. Sara ve sevgilisi Titel yeniden barışmıştır. Musa ve Adriyen çok düşük ücretlerle iş bulup çalışmaktadır. Musa  ise hem kızına hem de sevgilisine bakmaktadır. Çünkü Sara, açlık­tan dolayı sık sık hastalanmaktadır. Sahtekâr Titel, ye­ni bir bar açacaklarını söyleyerek üçünü de kandırmaktadır. Titel’in ortağı ise Falconi adındaki bir iş adamıdır.
 
Adrien, Musa ve Sara Titel’e inanarak Kahire’ye gelirler. Kahire’de bar açacaklarını zannetmektedirler. Adrien ise Kahire’de aradığı arkadaşı Mihail’i bulmuştur ama  Mihail, arkadaşına çok ilgisiz davranmaktadır. Eski arkadaşına yardım etmek şöyle dursun onun kendisinden yardım istemesinden korkmaktadır.  Mihail, yoksulluk ve çok çalışmaktan verem olmuş ve verem olduğundan da  haberdardır..  Bu hayal kırıklığı Adrien’i çok üzmüştür. Mihail, zengin olmak umuduyla yaşlı bir kadınla birlikte yaşamakta, yaşlı kadınla evlenip onun servetine konmayı ummaktadır. Adrien arkadaşı  Mihail’in kurduğu bu planlardan hiç memnun olmamıuştır.
Bir süre sonra sahtekâr  Titel iç yüzü ortaya çıkar. İş ortağı diye tanıt­tığı Falconi’nin tek niyeti Sara’yı elde etmektir. Titel de bunu bilmekte hatta bunun için ortam yaratmaya çalışmaktadır.  Bunları fark eden Sara  üzüntüsünden hasta olur. Bu esnada  Adrien ve Musa, Beyrut’tan bir iş teklifi alarak Beyrut’a gitmişlerdir.
Beyrut’ta zengin iş adamı olan Klein onlara bir iş bulmuştur. Adrien ve Musa  zengin Arapların yaşadığı Gazir’de boya yapmaya başlar. Klein’in dediği gibi çok para kazanmaktadırlar ama paraları  Klein muhafaza etmektedir. Sara ve Titel de onların yanına gelmişlerdir.  Üstelik Klein, Titel’i nüfüz sahibi dostları sayesinde sınır dışı ettirmiş,  Musa’nın kızı Sara’yı da zengin bir adamla tanıştırmıştır. Sara lüks içinde yaşamaktadır. Fakat bir süre sonra Klein onları dolandırır ve paralarının büyük kısmını vermez.
Bunun üzerine Musa, memleketine döner.  Çünkü Musa’nın diğer kızı Jizel evlenmek üzeredir. Fakat ablasının kötü yola düştüğü öğreni­lince Jizel’in  nişanı bozulmuştur. Olanlara dayanamayan Musa kahrından ölmüştür.
 
GÜN BATISI: 1.Şam’da Bir Tiyatro Alemi, 2. “Hamlet”in Yazarı Kimdir?, 3.Aynaroz Keşişleri, 4.Tuzlu-Göl’ün Aşkları, 5.Mihail’in Ölümü, 6.Batı’nın Çağrısı
 
Adrien  beş  yıl aradan sonra  Sara’yı  güzelliğini yitirmiş, sefil bir hâlde ve  tezgâhtarlık yaparken görerek üzülmüştür. Yalnız kalan Adriyen Şam’a gider. Tanıştığı insanların yoksulluk nedeniyle  düştükleri durumlara çok üzülmüş ve şaşırmıştır. Romanyalı bir Yahudiyle kurduğu arkadaşlık sonucu Şam’da tabela işi yapmaya başlamış para da kazanmıştır. Ama Hamlet’in yazarını dahi  bilmeyen insanlarla dolu o kentten sıkılmış   mem­leketini özlemektedir. 1908 yılında ülkesi Romanya’ya dönmek için yola çıkar..
Romanya’ya dönmek için bindiği Rus vapuru ile a Aynaroz’a yaptıkları ziyarette  ayyaş ve ahlaken çok düşük bir Romen keşişi ile tanışır.
Tuzlu-Göl adındaki  suyunun şifalı olduğu söylenen daha çok zenginlerin geldiği bu  sayfiye yerinde arkadaşı Mihail’le birlikte bir iş bulmuşlardır.  Burada yasak aşklar da yaşanmaktadır.
Biraz da üçkâ­ğıtla burada iyi para kazanırlar ama veremi çok ilerlemiş olan Mihail bir gemi yolculuğunda ölür. Adrien, en yakın arkadaşının ölü­müne çok üzülür ve Bükreş’e gider.
Balkan Savaşı çıkmıştır ve Adrien siyasete atılmıştır.  Akdeniz ile ilgili anılarını yazmakta  dergiler ve gazteler onun bu anılarını basmaktadır. Sosyalist parti ona sahip çıkmak­tadır ama aşırı uçlara kaymak istemeyen devrimci Adrien bunlardan da sıkılmıştır.
En sonunda Adrien, özgürlüğü tatmak, arkadaşı Alamon’un da tavsiyesiyle kendini geliştirmek için yüzünü batıya dönerek, Paris’e doğru yola çıkar.
 
PANAIT ISTRATI
1884 -1935 yılları arasında yaşamıştır. Romanyalı bir ya­zar olan Istrati, orta hâlli bir ailenin çocuğudur. İlkokulu bitir­dikten sonra duvar boyacılığı, amelelik, uşaklık, gazetecilik, fotoğrafçılık gibi pek çok işle uğraşmıştır. 1903 yılında Paris’e gitmiştir. 1916-1920 yılları arasında İsviçre’de Fransızcasını geliştirmiştir. Ünlü yazar Roma Roland onu yazı yazmaya teş­vik etmiştir. 1929 yılında verem olmuş, 1935 yılında da bu hastalıktan ölmüştür.
Romanları Fransızca olup biyografik özellikler taşır. Ken­di hayatından hareketle eserlerini kurgulamış bir yazardır.
Başlıca eserleri şunlardır: Angel Dayı, Mihail, Minka Abla, Akdeniz, Kira Kirilana, Sünger Avcıları’dır
 
 
[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Panait_Istrati
[2] Akdeniz, Panait Istrati Sayfa 121 - Varlık Yayınları
[3] Panait Istrati, çev.Yaşar Nabi, Akdeniz, 6.bs. 1988)

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar