Aksaray'ın Tarihi ve Turistik Yerleri

20.03.2012

Dosya:Aksaraygece.jpg


AKSARAY

  • Yüzölçümü: 7.997 km²
  • Rakım: 980m
  • NÜFUS (2011): 378.823
  • İl Merkezi Nüfusu: 182.339 (% 48,1)
  • İlçe / Belde / Köy Sayısı: 6+1 (merkez) İlçe / 39 Belde / 151 Köy

AKSARAYIN ADI NEREDEN GELMEKTEDİR.

Aksaray’ın ilk adının I. Hattuşili’ye ait eski Hitit metinlerinde geçen “Nenessa (Nenossos) olduğu sanılmaktadır. Asur metinlerinde Şinakhatum olarak geçmektedir. Aksaray Merkezinde bulunan Hitit hiyeroğlifli stel de Aksaray’ın Geç Hitit dönemindeki Şinukhtu kenti olduğunu desteklemektedir.

Persler bölgeyi işgal ettiklerinde “Güzel atlar ülkesi” manasına gelen “CAPPADOCIA” adını bu bölgeye vermişlerdir. “Garsaura” olarak bilinen Aksaray’a M.Ö. 42’de son Kapadokya Kralı Archelais kendi adına atfen “Kolonea-Archelais” adını vermiştir. Orta Çağlarda, Bizans Döneminde bu adın “Taxara” şeklinde değiştiği izlenir. En eski Selçuknamelerde “Aksera, Aksara” sözcükleri kentin adı olarak kullanılmıştır. Aksaray’da büyük evliyalar yetişmesinden dolayı, bir diğer adı da “Şehr-i Süleha” dır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu kent, “Piga Helena” olarak nitelemiştir.

II. Kılıçaslan, her zafer dönüşünde Aksaray'a uğrar, şenlikleri burada başlatır. Şehre de”Zafer Yurdu” manasında “DAR - ÜS – ZAFER” adını verir. Evliya Çelebi'ye göre II. Kılıçaslan, sarayın giriş kapısına tunçtan iki aslan heykeli yaptırır ve kötü niyetli kişiler kente girdiklerinde aslanlar ağızlarından çıkardıkları alevlerle onları yakar, kül ederler. Bu yüzden iyilerin, doğruların, salihlerin yaşadığı Aksaray'a "iyilerin yurdu", "Salihlerin Şehri" anlamına gelen "ŞEHR-İ SÜLEHA" adı verilmiştir. (aksaray.gov.tr/default_B0.aspx?content)

 AksarayAksaray

Tarihçe

M.Ö. 7000–6000 Neolitik devirde -Çatal höyük-  Aksaray’a ait vesikalara rastlanmaktadır. Aksaray İlinde Çanak Çömleksiz Neolitik Kültürleri temsil edebilecek yerler; Acıyer, Aşıklıhöyük, Çakılbaşı, Nenezi, Musular, Yellibelen Mevkii, Sırçan Tepe, İnin önü olarak gösterilebilir. Ayrıca aynı evreye ait çok sayıda obsidyen atölyesi (işliği) bulunmaktadır. Bu atölyelerde alet ve silah yapımında kullanılan obsidyen kaynağından çıkarıldıktan sonra, çoğu kez yarı işlenmiş ürün haline getirilmiştir.

Aşıklıhöyükte araştırma yapan Prof. Ufuk Esin’e göre yerleşim yerindeki mahallelerin sıklığı, yapıların çokluğu Akeramik Neolitik evre için sanıldığından daha yoğun bir nüfusun varlığını göstermektedir. Höyükte ele geçen yüz bine yakın obsidiyenden yapılmış çeşitli aletlerin Anadolu da benzerleri yoktur. Burada Hasan dağının lav püskürttüğünü tasvir eden bir kazıntı resme rastlanmıştır. Aksaray’da yapılan kazı ve yüzey araştırmaları ile Kalkolitik çağda yaşamın kesintisiz olarak devam ettiği saptanmıştır. Apsarı (Çatalsu) köyündeki Güvercin kayası höyüğünde M.Ö. 5200–4800, İstanbul Üniversitesi ve Aksaray Müzesi ile birlikte yapılan kazılarda bu dönem özelliklerini yansıtan mimari ve küçük buluntular vardır.

Eski Tunç Çağı buluntuları bugün Niğde ve Aksaray Müzelerinde sergilenmektedir. Bugüne kadar yapılan kazılar Acemhöyük’ün M.Ö III. bin yani Eski Tunç Çağı yerleşimlerinde konutların dikdörtgen ya da yamuk planlı kerpiç yapılardan oluştuğunu göstermiştir. Bu dönemde ölüler yerleşim yeri dışındaki mezarlıklara, toprak ve küp mezarlara gömülmüştür. Ölülerin yanına yüzük, bilezik, küpe, kolye gibi süs eşyaları ve bazı kaplar hediye olarak bırakılmıştır.aksaray.gov.tr/default_B0.aspx

M.Ö. 3000–2000 yıllarında Hatti kavmi ve Asurlu Tacirler burada ticaret yaptıklarına dair bulguları Orta Tunç deviri Acemhöyük kazılarından ve eski eserlerden öğrenmekteyiz. Pişirilmiş çamur üzerine yazılmış metinlerden Höyük'ün M.Ö. 3000’den itibaren iskân edilmiş olduğunu göstermektedir. Acemhöyük’ ün en parlak devirleri M.Ö.2000 yılının ilk yarısıdır. Assurlu tacirler sayesinde Anadolu’da ilk defa yazı görülür. ‘Kapadokya Tabletleri’ olarak adlandırılan Eski Assurca yazılmış çivi yazılı metinlerden, tacirlerin geliş yolları üzerindeki beylere %10 yol geçiş parası verdikleri, borçlu olan halktan %30 oranında faiz aldıkları, Anadolu krallarına sattıkları mal üzerinden %5 vergi verdikleri anlaşılmaktadır.

Hititlerin önemli şehirleri Alacahöyük ve Alişar’dır. Kapadokya Bölgesinde bulunan bütün höyüklerde Hititlere ait kalıntılara rastlamak mümkündür. Bunun yanı sıra Hitit İmparatorluk Döneminde özellikle Kapadokya Bölgesinde stratejik açıdan önemli geçitlere ve su kenarlarındaki yüksek kayalara rölyef olarak işlenmiş anıtlar bulunmaktadır. Bu kaya anıtları sayesinde Hitit krallarının güneydeki ülkelere ulaşmak için geçtiği yolları saptamak olasıdır.

Koloni dönemlerinin sonlarına doğru, M.Ö. 1700 yıllarında Kafkaslardan gelen, küçük şehir devletleri kuran ve Anadolu’da, askeri bir devlet halinde bir kavmin varlığını görüyoruz. Hint-Avrupalı olan bu kavmin Anadolu’da siyasi iktidarı ele geçirerek kurduğu devlet, eski Hitit Devletidir. Aksaray’da Hititlere ait eserler bulunmamakla beraber mağlup memleketler arasında Aksaray’ın da adı geçmektedir.

Orta Anadolu’da MÖ.13.yy. sonlarına kadar devam eden Hitit egemenliği M.Ö. 2.yy.da batıdan (Trakya) gelen ve deniz kavimleri olarak bilinen kavimlerin en güçlüsüdür.M.Ö. 1200–700 Friglerin Orta Anadolu’nun önemli kentlerinin hemen hepsini yıkarak Hitit İmparatorluğunu ortadan kaldırılmasından sonra, Orta ve Güneydoğu Anadolu’da Geç Hitit Krallıkları ortaya çıkmıştır. Kapadokya Bölgesi’ndeki geç Hitit Krallığı ise Kayseri, Niğde, Aksaray ve Nevşehir’i içine alan Tabal Krallığı’dır. Bu döneme ait Gülşehir-Sivasa (Gökçetoprak), Acıgöl (Topada), Hacıbektaş-Karaburna Köyü’nde Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kaya anıtları bulunmaktadır.Aksaray Romalılar zamanında M.S. 41–51 Colonia Archalais diye anılmaya başlandı. I.yy.ın ortasında Nenezi (Nazianzus), şehir payesi elde ederek Diocaesareia adını almıştır. Bölgede yaşayanlar hıristiyanlık dinini hemen benimsediler. Ürgüp, Göreme, Ihlara, Gelveri, Selime, Yaprakhisar yöreleri adeta bu dinin merkezleri haline geldi.

Aksaray, 1142 tarihinde Selçuklular tarafından zapt edilmiş ve 1470 yıllarındaki Osmanlı hâkimiyetine kadar İlhanlı, Danişmentli, Karamanoğulları egemenliğinde kalmıştır. Danişmend Gazi, Kayseri, Malatya, Amasya, Tokat, Niksar, Osmancık ve Çorum şehirlerini fethetmiş, bütün Kapadokyayı ve adı Archaleis olan Aksaray'ı da fethetmiştir.Danişmendliler arasındaki taht kavgaları sebebiyle bir ara Bizanslıların idaresine geçen Archaleis, Melik Gümüştekin'in (1099) tekrar Danişmendli beyliğinin eline geçmişti.Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıd, Anadolu Türk Birliği siyasetine hız vermiştir. 1390 yılında Germiyan, Aydın, Menteşe ve Saruhan Beylikleri'nin ilhakı gerçekleşmiştir. Osmanlı Devletinin Anadoludaki nüfuzunun güçlendiğini gören Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey, Osmanlı topraklarının bir kısmını ele geçirmiş, bunun üzerine Sultan Yıldırım Beyazıd ikinci Anadolu seferine çıkmak zorunda kalmıştır.

Doğunun cihangiri olan Timur ile batının cihangiri olan Yıldırım arasında 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı'na kadar, Osmanlı idaresinde kalan Aksaray, Yıldırım’ın savaşı kaybetmesi sonucu, tekrar bağımsızlıklarına kavuşan beyliklerden Karamanoğullarının idaresine girmiştir. Bu durum Fatih zamanına kadar sürmüştür.

1470 yılında Aksaray ve çevresi Vezir-i Azam İshak Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiş ve Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fatih’in emriyle İstanbul’un fethinden sonra binlerce Müslüman Türk ailesi Aksaray'dan ve Ortaköy’den İstanbul'a getirilerek, Aksaray ve Ortaköy semtlerine iskân edilmişlerdir.

Cumhuriyet dönemine kadar Konya’ya bağlı bir sancak olan Aksaray 1920 yılında vilayet olmuş, 1933 yılında vilayetliği lağvedilerek Niğde'ye ilçe olarak bağlanmıştır. 15 Haziran 1989 yılında yeniden vilayet olmuştur.

AKSARAY DA TURİSTİK YERLER

IHLARA VADİSİ

Ihlara Vadisi, 16 km (10 mil) uzunluğunda, boğazı güney kesiminde volkanik kaya oyulmuş Kapadokya çeşitli patlamalar sonrasında, Erciyes Dağı. Melendiz Çayı vadi boyunca akar.

Ihlara vadisini benzersiz kılan onun antik tarihidir. Kanyondaki bütün Mağaralar, evler, kaya kiliseleri ve yeraltı evleri gelen gidenler tarafından delik deşik edilmiş durumdadır.

Melendiz çayı, milyonlarca yıllık bir sürecin sonunda, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan kanyon görünümlü bu vadiyi meydana getirmiştir. Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen "Potamus Kapadukus" denilmekteydi.

14 km uzunluğunda ki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100 -150 m dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. Ihlara vadisi'nde kiliselerdeki süslemeler 6. yüzyılda başlayarak 13. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. Bazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirine tünellerle bağlantılıdır.r.wikipedia.org/wiki/Ihlara,_Güzelyurt

Vadi boyunca yer alan kiliseler iki gruba ayrılabilir. Ihlara’ya yakın olan kiliselerin duvar resimleri Kapadokya sanatından uzak, doğu etkisi taşırlar. Belisırma yakınında yer alanlar, Bizans tipi duvar resimleri ile süslüdür. Ihlara Bölgesi’nde Bizans Dönemi’ne ait bilinen kitabelerin sayısı oldukça azdır. Belisırma köyüne 500 m. uzaklıktaki Aziz Georgios (Korkdamaltı) Kilisesi’nde Selçukul Sultanı II.Mesud (1282-1305) ve Bizans İmparatoru II.Andronikos’un adlarını içeren 13.yüzyıla ait fresk üzerine yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.

Eski adı “PERİSTREMMA” olan 14 km. uzunluğundaki Ihlara Vadisi’ni, Melendiz Çayı (Potamus, Kapadukus–Kappadokya Irmağı), baştanbaşa kat etmektedir. Irmak, Ihlara Kasabası’ndan başlayarak, yer yer kanyonu 100–120m derinlikte yararak, Kuzeybatı istikametinde Selime Kasabası, Yaprakhisar ve Belisırma Köyleri’nin ve Ziga Kaplıcası’nın bulunduğu geniş vadiye ve oradan Tuz Gölüne yönelir. Ihlara Vadisi’nin doğal oluşumu, korunaklı yapısı, burayı Hıristiyan dininin önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir. 4. yüzyıldan itibaren önemli bir manastır merkezi haline gelen Ihlara Vadisi’nde, yapıldığı döneminin resim sanatı özelliklerini barındıran pek çok kilise bulunmaktadır. Vadide yer alan, banisi (yaptıranı) belli olan kiliseler, bilim dünyası için ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü vadide yer alan kiliselerin kesin tarihlendirilmesi oldukça güçtür.https://www.aksaraykulturturizm.gov.tr/belge/1

Vadi de yer alan freskli kiliselerde (Sümbüllü, Yılanlı, Kokar, Ağaçaltı, Pürenliseki, Eğritaş, Kırkdamaltı, Bahattin Samanlığı gibi) İsa’nın Doğumu, Meryem’e Müjde, Ziyaret, Mısır’a Kaçış, Son Akşam Yemeği gibi sahneleri görmek mümkündür. Vadide yer alan Selime Kasabası ve Yaprakhisar Köyü’nde de önemli kiliseler bulunmaktadır.https://www.aksaraykulturturizm.gov.tr/belge/1

ZİGA KAPLICALARI

Aksaray İli, Güzelyurt İlçesi Yaprak Hisar Köyünde Ihlara Vadisi yanı başındadır. Ziga Kaplıcaları Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre koruma Bölgesi ilan edilmiştir. Mevcut tesisler de kaynak kirlenmesinin önlenmesi için yapılaşmaya kapatılmıştır. Aksaray Bereket Ltd. Şti. Tarafından işletilen tesis 48 oda ve 96 yatak kapasitelidir. Tesiste kür merkezi ve 2 adet kaplıca havuzu bulunmaktadır.

AKSARAYIN HAN VE HAMAMLARI

  • Ağzıkarahan (Aksaray-Nevşehir yolu 15.km)
  • Alayhan (Aksaray-Nevşehir yolu 35.km)
  • Öresinhan
  • Sultanhanı(Türkiye'nin en büyük kervansarayıaksaray-konya yolu 42.km)
  • Yerköyhanı
  • Akhan [Aksaray-konya 18.km]

Sultan Hanı Kervansaray

Aksaray'ın 42. km. batısında, Sultanhanı kasabasında bulunan Kervansaray 1229 da I. Alâeddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır.1278 de II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından genişletilmiştir. Dıştan yazlık ve kışlık bölümlerinin boyu 116,90 m.'dir. Yazlık kısmının eni ise 49.35 m. Boyu 61.75 m.dir. Kışlık kısmının eni ise 32,90 m. Boyu 55,15 m.'dır. Yazlık ve kışlık kısmının toplamı 4866 m²'y bulmaktadır.Yazlık kısmının geometrik şekillerle süslenmiş muhteşem bir portali vardır. Han içinde bulunan tüm yapı özellikleri itibariyle Sivas’taki Gök Medreseye benzemektedir. Sivri kemerin hemen altında "Elminnetül Lillah" yani "Kudret Allah'ındır" duası yazılıdır.Kervansarayın ilk kitabesinde mukarnaslı dış portal nişini çeviren süs kemerinin iki tarafında altıgen madalyonlar içinde sağda ve solda yer almaktadır. Uzun bir dehlizden geçtikten sonra avluya varılır. Burada arabalara mahsus revakşeklinde yerler, sol tarafında ise kemerli ve yolculara mahsus odalar, salonlar, iki hamam ve ambarlar vardır.

Avlunun ortasında Sasani ateşgedelerinde olduğu gibi dört kemer üzerine dayanmış bir mescit bulunmaktadır. Bu mescit Selçuklu süsleme sanatını en güzel örneğini sergilemektedir. Yazlık kısmın sonunda, batı duvarında tezyinat bakımından giriş portalinden geri kalmayan bir portali vardır. Bununda dış portalde olduğu gibi sağında solunda birer niş bulunmaktadır. Kitabe kemer ve nişlerin üzerindedir.Aksaray-Nevşehir karayolunun 15 km.sinde bulunan Ağzıkara Han Osmanlı kaynaklarında Hoca Mesud Hanı olarak geçmektedir. Bu hanı kitabesinden öğrenildiğine göre Hoca Mesut Bin Abdullah yaptırmış, hanın hol kısmı I.Alaaddin Keykubat zamanında 1231’de, avlusu II.Gıyasettin Keyhüsrev’in hükümdarlığının ilk yıllarında, 1237’de tamamlanmıştır.

Ağzıkara Han, handan çok kuleleri, duvarları ile bir kale görünümündedir. Bunun da nedeni İpek Yolu üzerinde bulunan, kervanların güvenli bir şekilde konaklamalarını sağlamaktır. Aynı zamanda da Moğol saldırılarına karşı kale amaçlı olarak da kullanılmıştır.Ağzıkara Han’ın portali Aksaray Sultanhanı iç portali ile yakınlık göstermektedir. Portalin duvarları kuvvetli rölyefler halinde, geometrik desenler, birbiri içerisine geçmiş yıldızlar ve rozetlerle bezenmiştir. Aksaray Ağzı karahanAğzıkara Han, iki portali, köşk mescidi, hamamı, imareti, yazlık ve kışlık yerleri gözetleme kuleleri ve çeşmeleri ile bir kervansaray konumundadır. Burası aynı zamanda korunaklı bir askeri konaklama ve sığınma yeridir. Duvarlarının üzerinde mazgalları bulunmakta idi. Ancak, Aksaray’daki köprülerden birini tamir eden Hacı Ali Paşa buradaki mazgal taşlarının çoğunu söktürerek orada kullanmıştır.

ÖRESIN HAN (TEPESI DELIK HAN)

Aksaray-Kayseri yolu üzerinde Alayhan’a 12, Ağzıkarahan’a 6 km. uzaklıktaki Öresin Hanı’nın kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Hanın cephesi ve portali yıkılmış, kitabesi de günümüze ulaşamamıştır. C.Erdman bu hanın XIII.yüzyıl sonlarında yapıldığını ileri sürmüştür.Küçük ölçüde olan bu hanın avlusu bulunmamaktadır. 560 m2’lik hanın üzerini iki yüksek haçvari tonoz, alçalan bölümlerini de küçük tonozlar örtmektedir. İç mekânı beş nefli olup, Çay’daki hanın daha geç yapılmış bir örneğidir.

ALAYHAN:

Alay Hanı Aksaray merkez ilçesinde, Nevşehir yolunun 35.km’sinde yer almaktadır. Bugünkü karayolunun hemen yakınında bulunan eser adeta kervansaray özelliğini kaybederek bir höyük haline gelmiştir. Onüçüncu yüzyıl Selçuklu hanlarından olan Alay hanı Aksaray ilinin merkez sınırları içerisinde aynı adlı Alayhan köyüne 4 km mesafededir. Aksaray Nevşehir yolu üzerinde olan bu eski han karayolunun hemen yakınında olmasına rağmen yolda geçenlerin fark edemeyeceği kadar tahrip olmuştur. Alayhan’ı Sultan II.Kılıçarslan (1156-1192) yaptırmıştır.Hanın avlusu yıkılmış olup, bu avluya giriş Selçuklu hanlarına özgü mukarnas bezemeli bir portaldendir. Günümüze iyi bir durumda gelen bu portal geniş bordürler, iç içe geçmiş sekizgenlerin oluşturduğu geometrik bir düzeni bezemede yansıtmaktadır. Portal mukarnas sıralarının en altında Kılıçarslan’ın arması olan iki gövdeli bir aslan figürü vardır.

Paşa Hamamı

Sultan II.Abdülhamid’in Seraskeri Hacı Ali paşa tarafından Zinciriye Medresesi yanında yaptırılmıştır. XIX.yüzyılın ikinci yarısına ait klasik Osmanlı çifte hamamlarından bir örnektir.Hamam kadınlar ve erkekler kısmı olarak iki bölümden oluşmaktadır. Simetrik olan her bölümde sıcaklık ve soğukluğun üzerinde pandantifli ikişer kubbesi vardır. Hamam dıştan taş, içten mermerden yapılmıştır. Dış kısımlarında külhan ve odunluk kısımları bulunmaktadır.

 

AKSARAYDAKİ KALE, CAMİ, TÜRBE, KİLİSE VE MEDERESELER

  • Ulu Cami (Karamanoğlu Cami-Merkez)
  • Eğri Minare (Kızıl Minare-Merkez)
  • Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba)
  • Kaya Cami (Güzelyurt)
  • Selime Sultan Türbesi (Selime Köyü)
  • Kilise Camii (Aziz Gregorius Kilisesi) (Güzelyurt)
  • Aziz Anargiros Kilisesi (Güzelyurt)
  • Sivişli Kilise (Güzelyurt)
  • Selime Katedrali (Selime)
  • Kale Manastırı Kilisesi (Selime)
  • Yüksek Kilise (Merkez)
  • Kızıl Kilise (Sivrihisar)
  • Pürenli Seki Kilisesi (Ihlara)
  • Kokar Kilise (Ihlara)
  • Eğritas Kilisesi (Ihlara)
  • Sümbüllü Kilise (Ihlara)
  • Yılanlı Kilise (Ihlara)
  • Saint Georges Kilisesi (Kırkdamaltı Kilisesi-Belisırma)
  • Bahattin Samanlığı Kilisesi (Belisırma)
  • Direkli Kilise (Belisırma)
  • Ala Kilise (Belisırma)
  • Karagedik Kilisesi (Belisırma)
  • Ziga Kaplıcaları (Güzelyurt)
  • Yerköyhanı
  • Akhan [Aksaray-konya 18.km] ( https://tr.wikipedia.org/wiki/Aksaray_(il)


Aksaray Kalesi ve Camileri

Evliya Çelebi Aksaray Kalesini şu şekilde tarif etmektedir. “Geniş bir alanda, büyük bir ırmak kenarında dört köşeli, taş yapılı, sağlam yapılı bir kaledir. Şehrin ortasında yapılmıştır. Burç ve kuleleri çok yüksek değildir. Bütün burçları, dişleri ve bedenleri ile mazgal delikleri, hesaplı olarak düzenlenmiş kuleleri hep birbirine bakar.”Anadolu Selçukluları zamanında önemli bir üs olan ilde, II. Kılıç Aslan zamanında yaptırılan Aksaray Kalesi'nden (1170) yalnızca sur kalıntıları görülebilir. Eğri (Kızıl) Minare (13. yüzyıl) kırmızı tuğladan, silindir gövdeli bir yapıdır. Gövde ince bir silmeyle iki bölüme ayrılmış, altı zikzak, üstü yeşil mavi çinilerle bezenmiştir. Karamanoğulları döneminden Ulu Camii (1431), dörtgen planlı mihrap duvarına dikey 5 sahanlı bir yapıdır. Mihrap önü kubbe, sahınlar tonoz örtülüdür. Yazılı kaynaklardan bilinen medreselerin bugüne ulaşan tek örneği Zinciriye Medresesi'dir (1336). Karamanoğulları döneminden olan yapı, tek katlı, dört eyvanlı planı, revaklı avlusu, çini mozaik bezemeli ana eyvanıyla, açık avlulu medreselere örnektir. Ana eyvanın yanlarında kubbeli odalar vardır. Kervan yolları üstündeki ilde, sultan hanlarının önemli örnekleri bulunur

Eğri Minare

Eğri minare Aksaray’ın en dikkat çeken; ancak Türkiye’de en az bilinen tarihi eserlerinden birisidir. Mimarı tam olarak bilinmediği gibi kim zamanında yaptırıldığı hakkında da şüpheler bulunmaktadır. Birçok kaynakta “Selçuklu Sultanı I. Keyhüsrev tarafından 1221–1236 yıllarında yaptırılmıştır” şeklindedir.Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Minare olarak da anılmaktadır.Dört köşe bir kaidenin üzerine oturtulan silindirik gövde, ince bir silme ile iki kısma bölünmüş, alt kısmı zikzak, üst kısmı mavi ve yeşil çini mozaiklerle kaplanmıştır. Minare yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olması nedeniyle 1973 yılında çelik halatlarla bağlanmıştır. Yanındaki cami, sonradan yapılmıştır.Eğri minare en küçük ihtimal 773 yaşındadır.

AKSARAY’IN TARİHİ KÖPRÜLER

Başköprü: Üç gözlü ve kitabesi olmayan köprü Evliya Çelebi'ye göre Sultan Alaaddin zamanında yapılmıştır. İbrahim Hakkı Konyalı ise, Sultan II. Kılıçaslan tarafından yatırıldığını kaydetmektedir.

Nakkaş Köprüsü:  Üç gözü vardır. Kitabesi mevcut olmayıp, Selçuklu dönemine ait olduğu bilinmektedir.

Debbağlar Köprüsü: Selçuklu dönemi eseridir. Hacı Ali Paşa tarafından payandalarla takviye ettirilmiştir

Müzeler ve Ören yerleri

Aksaray Müzesi

Âşıklı Höyük

Aksaray İli'nin 25 km. güneydoğusundaki Kızılkaya köyünde kurulmuştur. 1989 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır. Aşıklı Höyük Anadolu'da Akeramik Neolitik Dönem'e (günümüzden on bin yıl önce) ait en eski "ilk köy yerleşimlerini" sergileyen önemli ören yerlerinden biridir.

Acemhöyük

Aksaray İli'nin 13 km. kuzeybatısında, Yeşilova Kasabası içinde 700 x 600 m. ölçülerinde oval biçimli bir höyüktür. Aşağı şehir ile birlikte Anadolu'nun en büyük höyüklerindendir. Yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen veriler höyüğün M.Ö. 3000 yıllarından itibaren iskân edildiğini, en parlak döneminin ise Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nda yani M.Ö. 1800 yıllarında yaşandığını göstermektedir

Antik Nora Şehri

Aksaray ili, merkez ilçe, Helvadere Kasabası sınırları içindedir. Hasan Dağı'nın (Argaios) eteğinde ve kral yolu üzerinde, Roma ve Bizans Döneminden kalma antik şehir kalıntıları yer almaktadır.

Manastır Vadisi

Aksaray'ın doğusunda 50 km. mesafede, Güzelyurt sınırları içinde 4-5 km. uzunluğunda bir vadidir;  28 kaya oyma kilisesi ve yeraltı şehirleri ile "Küçük Bir Ihlara " görünümündedir.

Vadi boyunca Sivişli Kilise, Büyük Kilise Camii, Papaz Evi, Kalburlu Kilise, Kömürlü Kilise gibi çok sayıda kilise ve yeraltı şehri vardır.

Musular Höyü

Musular Höyük, Gülağaç ilçesi Kızılkaya köyünde, Melendiz Irmağı'nın batısında yer alır.

Yer Altı Şehirleri:

Güzelyurt ve Gülağaç ilçelerinde, merkez ilçe ve Ortaköy’de de yeraltı şehrine rastlamak mümkündür. Güzelyurt ilçe merkezi ve Manastır Vadisi’nde 3 adet açık yeraltı şehri vardır. Gülağaç ilçesinde Saratlı Yer Altı Şehri ziyarete açılarak, aydınlatılmıştır.

KAYNAKÇA

  • •        aksaray.gov.tr/default_B0.aspx?content)
  • •        https://www.aksaray.gov.tr/default_B0.aspx?content=1058
  • •        https://www.aksaraykulturturizm.gov.tr/belge/1-59266/eski2yeni.html
  • •        r.wikipedia.org/wiki/Ihlara,_Güzelyurt
  • •        Aksaray Han, Hamam ve Kervansarayları, kevserdenizi.net/fo
  • •        https://tr.wikipedia.org/wiki/Eğri_Minare_(Aksaray)        
  • •        https://tr.wikipedia.org/wiki/Aksaray_(il)

Ihlara Vadisi   Ihlara Vadisi

IHLARA GÖRÜNTÜLERİ


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar