Alacahöyük ve Açıkhava Müzesi

30.03.2012

Alacahöyük, Çorum iline bağlı Alaca ilçesinin 15 km kuzeybatısındaki Hüyük köyündeki bir höyüktür.Alacahöyük'ün esas adı İmat Höyük'tür.
 
Alacahöyük, bilim âlemine ilk kez 1835 yılında İngiliz W.C. Hamilton tarafından tanıtılmıştır. Bu yıllardan itibaren höyük Orta Anadolu'yu ziyaret eden bilginlerin uğrak yeri olmuştur. 1861, 1881, 1893 yıllarında G. Perrot, W. Ramsey ve E. Chantre Anadolu’ya yaptıkları seyahatlerde Alacahöyük’te incelemelerde bulunmuşlardır.

1906 yılından beri Boğazköy-Hattuşa kazılarında çalışan H. Winckler ve Makridi Bey, İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Halil Ethem Bey'in teklifi üzerine Höyük'te araştırma yapmaya karar verirler. 1907 yılında Makridi Bey sfenksli kapıda yaklaşık 15 gün süren bir çalışma yapar. Höyük'te gerçek anlamda ilk sistemli kazılar, Cumhuriyet Döneminde Atatürk tarafından başlatılmıştır. 1935 yılında Türk Tarih Kurumu adına Hamit Zübeyr Koşay, Remzi Oğuz Arık ve Mahmut Akok’un gerçekleştirdiği ilk kazı çalışmaları 1983 yılına kadar sürdürülmüştür. Bu tarihten itibaren ara verilen kazılara 1996 yılında Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu tarafından tekrar başlanmış ve devam ettirilmektedir.

Çorum’un 45 kilometre kuzeybatısında, Boğazköy’ün 25 kilometre kuzeydoğusunda, Ankara’nın 160 kilometre doğusundadır. W.G.Hamilton tarafından keşfedilen Alacahöyük’teki ilk kazıları İstanbul Müzeleri adına 1907 yılında Th. Makridi Bey yürüttü. Sistemli kazılara 1935’de Türk Tarih Kurumu adına Dr. Hamit Koşay ve Prof. R.O. Arık tarafından başlanıldı; 1936’dan sonra H.Koşay, daha sonra H.Koşay-M.Akok, son senelerde de M. Akok tarafından 1983’e kadar sürdürüldü. 1983’te ara verilen kazılara 1996’da Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu tarafından yeniden başlandı.

 

Eski Tunç Çağı ve Hitit çağında çok önemli bir kült ve sanat merkezi olan Alaca Höyük’te 4 uygarlık çağı açığa çıkartılmıştır. Eski Tunç ve Hitit dönemlerinden başka höyük’te Kalkolitik, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemleri de tespit edilmiştir. 

Alacahöyük‘teki ilk kazılar, Osmanlı arkeolog Theodor Makridi tarafından 1907‘de yapıldı. Buradaki kazılar 1935‘ten sonra Hamit Zübeyr Koşay ve Remzi Oğuz Arık‘ın başkanlığında yürütüldü. Bu kazılarda Bakır-Taş Çağından Osmanlı dönemine kadar gelen uzanan dönemlere ait buluntular ele geçti. Alacahöyük‘ün birinci kültür evresi olarak adlandırılan üst katlarında, Friglerden başlayarak Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanan kalıntılar ortaya çıkarıldı. İÖ 1200‘lerde bir Frig yerleşmesi olan Alacahöyük‘te o döneme ati yolların, kaldırım döşemelerinin ve yol boyunca sıralanmış taş temelli evlerin kalıntıları bulundu. İkinci kültür evresine ait daha alttaki yapı katlarında, İÖ 2000-1300 arasındaki Hitit dönemine tarihlenen büyük bir kentin kalıntıları dikkat çekicidir. Bu kent, Hititler‘in başkenti Hattuşa‘ya çok yakındı. Kentin giriş kapısını, kadın başlı ve aslan gövdeli heykellerin (sfenksler) beklediği görülür. 

Kalıntıları günümüze kadar ulaşan surlar, surların güneyindeki Sfenksli Kapı, sokaklar, su kanalları, fırınlar, kaldırımlar, yapılar ve tapınak-sarayın kalıntıları bize burada gelişmiş bir kentin varlığını gösterir. Alacahöyük‘te üçüncü kültür evresi olarak adlandırılan dönem, İÖ 3000-2000 arasındaki Erken Tunç Çağı‘ndan kalma dört yapı katının kalıntılarını içerir. Bu yapı katlarında ortaya çıkarılan 13 kral mezarında, çeşitli madenlerden silahlar, süs ve kullanım eşyası, güneş kursları, geyik ve boğa heykelcikleri bulunmuştur. Bu buluntular bize, o dönemde yörede güçlü bir prensliğin ve çok gelişmiş bir maden işleme sanatının var olduğunu gösterir. Dördüncü kültür evresinin yapı katları ise, İÖ yaklaşık 3500-3000 arasındaki Bakır-Taş (Kalkolitik) ve Erken Tunç çağlarına tarihlenir. O çağlarda buraya yerleşen insanlar, Alacahöyük‘teki ilk yerleşmeleri kurmuştur. Bu yerleşmelerin varlığını, taş temeller üzerine kurulmuş kerpiç duvarlı ve saz damlı ev kalıntıları, çeşitli çanak çömlek, özellikle içi boyalı toprak kaplar ve ayaklı meyvelikler göstermektedir. Bu katlarda ortaya çıkarılan silah ve kullanım eşyalarının çoğu taştandır. 

W. Ramsey de Wilson ile birlikte 1881 yılında höyüğü inceleyerek birkaç yeni kabartmayı daha önce bilinenlere eklemişlerdir. 1893 yılında ise E. Chantre höyüğe gelmiş ve o da sfenkslerin arasındaki dört köşe dehlizi ve onun gerisindeki ikinci kapıyı ve kapının sövelerini ortaya çıkarmıştır. Kabartmaların mülajını alan Chantre, kabartmaların konularına bakarak, Perrot gibi burasının bir saraydan ziyade mabet kapısı olabileceğini ileri sürmüştür. Sfenksli kapının güneyindeki aslanları da inceleyen Chantre, bu kapılardan biri üzerinde yer alan yazının Frig yazısı olduğu görüşünü Ramsey'in yazısından sonra daha da kuvvetlendirmiştir. Daha sonra 1906 yılından beri Boğazköy'de çalışan H. Winckler, Makridi Bey ve İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Halil Ethem Bey'in teklifi üzerine Höyük'te araştırma yapmaya karar vermişlerdir. 1907 yılında Makridi Bey sfenksli kapıda yaklaşık 15 gün süren bir çalışma yapmış, bu çalışma sonucunda kapı önünde birkaç yeni orthostat daha bulmuştur. Höyüğün birkaç yerinde sondaj çalışması yaptıktan sonra, höyüğün kuzey eteğindeki poterni (girişi) görerek bunu Boğazköy'deki poternle karşılaştırmıştır. Höyük'te gerçek anlamda ilk sistemli kazılar, Cumhuriyet Döneminde Atatürk tarafından başlatılmıştır. 1935 yılında Türk Tarih Kurumu adına Hamit Zübeyr Koşay, Remzi Oğuz Arık ve Mahmut Akok'un gerçekleştirdiği ilk kazı çalışmaları 1983 yılına kadar sürdürülmüştür. Bu tarihten itibaren ara verilen kazılara 1997 yılında Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu tarafından tekrar başlanmıştır. Yapılan araştırma ve kazılar sonucunda Alacahöyük'ün Kalkolitik Çağdan günümüze kadar kesintisiz olarak iskâna sahne olan höyükte 4 kültür katı tespit edilmiştir. Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit ve Frig dönemlerini kapsayan bu katlar kendi aralarında 15 ayrı mimari tabakaya ayrılmaktadır. Buna göre;

Kalkolitik Çağ : M.Ö. 4000-3000 ana toprak üzerine 15-9 tabakada,
Eski Tunç Çağı : M.Ö. 3000-2000 8-5 tabakada,
Hitit Çağı : M.Ö. 1800-1200 4-2 tabakada,
Frig Çağı : M.Ö. 750'den itibaren 1. tabakada yer almaktadır. ( https://www.karadenizgezi.net/Hitit_Alacahoyuk.htm) 

Alacahöyük‘te ele geçen buluntular, Ankara‘daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile 1941‘de ziyarete açılan Alacahöyük Müzesi‘nde sergilenmektedir. Alacahöyük ve Boğazköy‘ü kapsayan alan 1988‘de milli park ilan edilmiştir.

 Çevreye en yakın bilinen yerleşim birimi Alaca ilçesi olduğu için Alaca adıyla anılır. Atatürk buraya kendi cebinden verdiği 500 Lirayla ilk kazıları başlatmış ve girişiminin sonucu dünyada yankı bulmuştur. Alacahöyük’teki ilk kazılar, Osmanlı arkeolog Theodor Makridi tarafından 1907'de yapıldı. Buradaki kazılar 1935'ten sonra Dr. Hamit Zübeyir Koşay ve Remzi Oğuz Arık'ın başkanlığında yürütüldü. Bu kazılarda Bakır-Taş Çağından Osmanlı dönemine kadar gelen uzanan dönemlere ait buluntular ele geçti.
Alacahöyük’ün birinci kültür evresi olarak adlandırılan üst katlarında, Friglerden başlayarak Roma, Bizans, Anadolu çanak çömlek, özellikle içi boyalı toprak kaplar ve ayaklı meyvelikler göstermektedir. Bu katlarda ortaya çıkarılan silah ve kullanım eşyalarının çoğu taştandır. Bu höyükte dört ayrı kültür evresinden kalma 14 yerleşim ya da yapı katı saptanmıştır.

Çorum ilinin 45 kilometre güneyindeki Alacahöyük antik kentinde Tanrıça Hepat'a ithaf edilen baraj M.Ö. 1240'lara tarihlendiriliyor. Tarım arazilerini sulamak ve içme suyu sağlamak amacıyla kullanılan eser, yaklaşık 150 metre uzunluğunda bir bente sahiptir. Barajın Hitit Kralı Tuthalia tarafından, Anadolu'da yaşanan büyük kuraklığın ardından yaptırıldığı biliniyor. Derinliği farklı noktalarda beş metreye kadar ulaşan baraj, aynı döneme tarihlenen diğer örneklerinden farklı olarak yeraltı suyuyla besleniyor ve su kaynağı kendi havzasının içinde bulunuyor. Barajın açığa çıkarılan kısmında iki kanal, bir havuz ve üç heykel kaidesi bulunmuştur. Yaklaşık üçte ikisi dolan barajda bugün 2 milyon 500 bin metreküp su tutulmuş durumdadır.


Alacahöyük Müzesi

Çorum Müzesi'ne bağlı olarak hizmet veren Alacahöyük Müzesi, Alaca İlçesi, Alacahöyük Köyü'nde yer almakta olup, Çorum'a 45 km. uzaklıktadır. Alacahöyük'te ilk yerel müze 1940 yılında teşhire açılmış, 1982 yılında ise yeni binasına taşınmıştır. İki katlı olan müzenin üst katında Hamit Zübeyr Koşay ve Remzi Oğuz Arık salonları bulunmaktadır. Kazı başkanlarının isimlerinin verildiği bu salonlarda Alacahöyük ve Pazarlı kazısında elde edilen eserler sergilenmektedir. 

Giriş salonunda ilk kazı malzemeleri, Kalkolitik Döneme ait el yapımı seramikler ile Eski Tunç Çağına ait 13 kral mezarının buluntu anını gösteren fotoğraflar ve pişmiş toprak eserler sergilenmektedir. 

İkinci salonda yer alan büyük duvar vitrinlerinde Hitit Dönemine ait pişmiş toprak gaga ağızlı testiler, tabaklar, çanaklar, mangal ve maltızlar ile matara biçimli kaplar, orta vitrinlerde ise Eski Tunç ve Hitit dönemlerine ait bronz iğneler, kemik süs eşyaları, kalıplar, hayvan figürinleri, iki adet çivi yazılı tablet teşhir edilmektedir. Ayrıca aynı salonda Frig Dönemine ait tek vitrinde Pazarlı eserleri arasında pişmiş toprak kabartmalı duvar levhaları, üzeri boyalı kaplar ve keklik biçimli riton yer almaktadır. 

Mahmut Akok Salonu olarak adlandırılan ve etnografik eserlerin sergilendiği alt katta ise, yöreye ait halı ve kilimler, ahşap tarım aletleri, dokuma tezgâhı ile Osmanlı Dönemine ait delici, kesici ve ateşli silahlar teşhir edilmektedir.


Kaynakça 
  • https://tr.wikipedia.org/wiki/Alacah%C3%B6y%C3%BCk
  • https://www.alacahoyuk.bel.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=2&Itemid=2
  • https://www.karadenizgezi.net/Hitit_Alacahoyuk.htm) 
  • https://www.ctf.edu.tr/farma/onersuzer/pdf/arkeoloji/Malzeme_Bilgisi_Kemik_Buluntular.pdf
  • https://www.corumkulturturizm.gov.tr/TR/belge/1-71206/kazi-alanlari.html
  • https://www.belgeler.com/blg/1td3/27-arkeometri-kazi-sonuclari-toplantisi-1-cilt
  • Remzi Oğuz Arık, Les Fouilles d'Alaca Höyük: par la Société d'histoire turque Fribo-| urgeoises. Rapport preliminaire sur les travaux tr 1935, Yayınlar de la Société Turque, 1937
  • Ayşe Gürsan-Salzmann, Alaca Höyük: Erken Tunç Çağı yerleşim kazı ve sırası bir gözden geçirilmesi, Pennsylvania Üniversitesi, 1992
  • Hamit Z. Koşay ve Mahmut Akok, Alaca Höyük Çömlekçilik, Arkeoloji American Journal, vol. 51, No. 2, s 152-157, 1947
  • İran, Mezopotamya ve Filistin gibi Ortadoğu'nun Sanat, - Woolley
  • MJ Mellink, Alaca Höyük, Anadolu, vol Heykeller Üzerine Gözlemler. 14, pp 15-27, 1970
  • Ahmet Ünal, Alaca Höyük, Anadolu Araştırmaları, vol Heykeller üzerinde Jester Scene Metinsel İllüstrasyon. 44, pp 207-218, 1994
  • OR Gurney, Alaca Höyük, Anadolu Araştırmaları, vol at Ladder-Men. 44, pp 219-220, 1994
  • Leonard Woolley: The Art of The Middle East, including Persia, Mesopotamia and Palestine, Crown, New York, 1961 (İngilizce)
  • Bu maddenin bazı bölümleri, şu anda kamu malı olan "Encyclopædia Britannica'nın on birinci baskısından" çevrilmiştir.
  


       


Not: Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, Resim, Tablo, kaligrafi, ebru, Fotoğraf, minyatür, hat, sedef, el işi, oya, bezeme, Telkari, kazaziye  benzeri çalışma  ve araştırmalarınızı, sitemize üye olarak, bize başvurarak ESA'da paylaşarak kültürümüze katkıda bulunabilir, kendinizi ve ürünlerinizi tanıtabilirisiniz.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar