ALEM BER CÂME VE TİRAZ MAZMUNLARI
Osmanlı devrinde yakası veya göğüs hizasında çeşitli motifler işlenmiş bir kaftanlar için kullanılan tabirlerdir.
Alem ber came eski devride libâs-ı hüsn mulem ve tıraz-ı lutf kelimeleri ile eş anlamlı olarak kullanılmış divan şiirine de çeşitli yönleri ile konu olmuştur. Câme giysi demektir. Âlem ber ise üzerinde çeşitli alametler bulunan kaftan anlamına gelmektedir. Tıraz sözcüğünün ise üzerinde nakışlar, semboller, işaretler bulunan giysi, özel anlamı olan giysi, nakış işleyen, işlenmiş anlamlarına geldiği anlaşılmaktadır.
Libasında değildir nakş- ı kemha pençe resminde
Benim desti ümidimdir ki dâmeninde kalmıştır.[1]
Pençe resmi onun giydiği kemha elbiseye işlenmiş değildir. Onun eteğinde görülen el resmi benim ellerimin ümididir. Burada geçen kemha sadece hanedan ailesinin giyebildiği altın işlemeli kumaştır.
Bu elbiselerin üzerine pençe resminin de işlendiği bu beyitle ortaya çıkar.
Alem ber came “ Esvabın yakalarına, ağızlarına önlerine sırma ile işlenen alamet veya ziynet olarak tarif edilmiştir. Tiraz ise hükümdarların isim, lakap ve armalarının işlendiği özel günlerde giyilen haşmetli elbiselere denmiştir. libâs-ı hüsn mulem de üzerinde sırmalar işaretler, alametler bulunan kıymetli veya özel mesajlar içeren giysiler dendir.
Şairlerin şiirlerinden, şehrin güzellerini ve mahbuplarını anlatan şiirlerden anlaşıldığına göre üzerinde çeşitli desenler işlenmiş kaftanlar giyenler yaptıkları işleri ve alakalı oldukları şeyleri yakalarındaki bu desenler veya işaretlerle belli etmektedirler. . Bu işaretlerin kaftanların sol tarafında olduğu, gül, karanfil, sümbül, menekşe, çiçek veya hayvan resimleri şeklinde işlendiği, bu işlemelerin olduğu giysilere de Alem ber câme dendiği anlaşılmaktadır. [2]
Meh beyazında sevad-ı zülf-i anber – sâye bak
Damen-i gülde tıraz-ı sünbül ü rânâ yı gör Ahmet Paşa
Onun Ay ışığı gibi vuran gerdanına gölge salan saçlarına bak, gülün eteğine işlenmiş olan sümbül tirazını gör.
Gülgûni câmesiyle görinse seher nigâr
Gûyâ şafakda tâli’ olur âftâb-ı sürh Bursalı Rahmi
Derd ile yaksun beni bu kanlu kanlu dâğlar
Karşuma kuçsun seni altun beñeklü câmeler Ahi Benli Hasan (
Örneğin saraydaki iç oğlanlarının iç oğlan olduklarını belli eden işaretler taşıyan elbiseler giydikleri çeşitli kaynaklardan bilinmektedir. Nitekim eski devirlerde çeşitli mesleklere mensup esnafların giysilerinin üzerine mesleklerini işaret eden semboller işledikleri de bilinen bir konudur.
Biri Derzî Memi şol paresi çok
Cihandan munkati' âvâresi çok
libâs-ı hüsn mulemdir yüzinden
Tıraz-ı lutf uğurlar cân sözinden[3]
Sensiz ey Yûsuf-ı gül-pîrehenim câme-i feth
Zahm urur cismime pîrâhen-i mesmûm gibi Nedim
Alem ber came , libâs-ı hüsn mulem ve tıraz kelimeleri sevgilinin , mahbubun veya kaside yazılan Hünkarın elbisesi ve üzerindeki işaretleri belirtmek amaçlı sık sık kullanılmıştır.
Nedima bu kumaşı heft reng-i âlem ârâyı
Tiraz-ı mesned-i vâlâ – yı heft ecram için saklar. Nedim
Alemin süsü ve rengi olan bu yedi- Gökkuşağı - renkli giysiyi yedi büyük yıldızı derecelerine göre tiraz işlemek için saklıyor.
Came-i ikbaline devlet tirazı astın
Hane-i iclaline himmet revak-ı astan Nefi
Devlet kudret ve saadet onun elbisesine işlenmiş bir tirazdır. Himmet de onun eşiğinin kemeridir.
Seyr et şafakta çarh-ı kebudun kıyafetin
Bir alciverdi câme biçinmiş tırâz-ı âl Sünbüzade Vehbi
İy câme-i siyâh giyen şâh-ı hışm-nâk
Çeb-râst düğmelerle beni eyledün helâk Ubeydi Abdurrahman Çelebi Şiirleri
Âl câmeyle o meh-pâre kaçan kim salınur
Tutışur halk-ı cihân şehre bir âteş salınur / Gelibolulu Mustafa Ali Şiirleri
Kim geyürdi gül gibi bu câme-i âlı saña
Kimler ögretdi bu âlı hey Hasan Balı saña Benli Hasan- Ahi -Dilsiz Danişment Şiirleri
Mâ’il olma câme-i câha göñül sıkletlidür
Hırka-i fakrı libâs it işte ol hıffetlidür Tokatlı Kani Şiirleri
Câme-i sebz ile bir serv-i bülendüm var benüm
Serv gibi sebze-pûş olmış efendüm var benüm Benli Hasan- Ahi -Dilsiz Danişment
Nâ-resâ gördüm kumâş-ı dehri tâ o denlü kim
Câmesinden âstîn buldumsa dâmen bulmadum Semerkândî-i Âmidî Âgâh
KAYNAKÇA
[1] A. T. Onay, Eski Tiirk Edebiyatında Mazmunlar, Ankara 1993, s. 33. alem-ber-câme maddesi.SHF96
[2] A. T. Onay, Eski Tiirk Edebiyatında Mazmunlar, Ankara 1993, s. 33. alem-ber-câme maddesi.SHF96
[3] Dr. N uran Tezcan GÜZELE BİR ŞEHRENGİZDEN BAKIŞ, https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/12/849/10746.pdf