GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Âlem kırılır kâkül-i fettânın ucundan
Âdemler ölür hançer-i berrânın ucundan
Fitneler dağıtan kâkülün yüzünden bütün âlem kırılır keskin
hançerinden nice insanlar ölür.
Dâğlar yakayım kelle-i bî-devlete cânâ
Başındaki destâr-ı perîşânın ucundan
Şu nasipsiz başımla, senin başındaki tülbentin aşkına, gönlümü
yaralar içinde bıraksam yeridir.
Âhır başun alur giderün kûy-ı fenaya
Ey ş’ah senin nize-i hicrânın ucundan
Sonunda başımı alır, yokluk âlemine giderim, ey sultanım.
Senin ayrılığının hançeri yüzünden.
Serrişte-i zülfün hevesi geçse gönülden
Bağrım delinür süzen-i müjgânın ucundan
Zülfünün teline kavuşma arzusu geçse içimden, kirpiğinin
iğnesi hemen bağrımı deler.
Şi’rin gören îsâr-ı cevâhir ider ey dil
Dürler dökilür kilk-i düreşşânın ucundan
Ey gönül, senin şiirini gören mücevher saçılıyor zanneder.
İnciler saçan kalemin ucundan öylesine mücevher dökülür.
Veysî gice meclisde yine yandı yakıldı
Pervâne-veş ol şem’-i şebistânın ucundan
O, yatak odasını aydınlatan mumun aksi yüzünden, Veysî,
yine meclisteki pervane gibi yandı yakıldı.
https://content.lms.sabis.sakarya.edu.tr/Uploads/48987/32780/b%C3%BCy%C3%BCk_t%C3%BCrk_klasikleri.pdf