Ali Ekber Çiçek Şiirleri

04.05.2015



ALİ EKBER ÇİÇEK HAYATI
Ali Ekber Çiçek  TÜM Şiirleri
 

DERLEDİĞİ TÜRKÜLERDEN BAZILARI

Bir güzeli methedeyim
Çoktan Beri Yollarını Gözlerim
El Vurup Yaremi İncitme Tabib
Gönül gel varalım gülşen bağına
Şepke'nin Kavakları
Yolumuz Gurbete Düştü

ALİ EKBER ÇİÇEK'E AİT ŞİİRLER

 

Baba...Oy Baba

Baba seni düşde gördüm. 
Yaz-baharın kışda gördüm. 
Bir el verdim, tutamadın, 
Yüreğini yasda gördüm.. 

Oy baba...oy baba... 
Gölgen düşmüş göğe baba. 
Erenler safında durmuş, 
Gök serilmiş yere baba... 

Baba seni darda gördüm. 
Yolunu çıkmazda gördüm. 
Bir ses verdim duyamadın, 
Kirpiklerin yaşda gördüm.. 

Oy baba...oy baba... 
O nasıl tebessüm baba. 
Türküler selama durmuş, 
Sazın öksüz kalmış baba... 

26-27,04,2006 Ali Ekber ÇİÇEK 



Benim Pirim

Benim pirim Şahi Merdan Ali'dir
Sefiller destini tutan Ali'dir 
Kopardı hayberin kapısın kırdı 
Kaldırıp arşumana atan Ali'dir 
Haydar haydar pirim Ali'dir 

Şah Hatayım Ali'm mansur darından 
Hü deyi cebrail serim yardıran 
Üç yüz yıldan sonra nergiz getiren 
Nergizi selmana sunan Ali'dir 
Haydar haydar pirim Ali'dir
Ali Ekber Çiçek - 


Böyle İkrarınan Böyle Yolunan

Böyle ikrarınan böyle yolunan
Vefalı yar bana lazım değilsen
Deli gönül sevmiş vazgeçmek olmaz
Cefalı yar bana lazım değilsen

Ölüm geldi dört yanımı bağladı 
Gönül kalk gidelim sılaya doğru

Bülbülün davası hep güllerinen 
Senin şirin dilin yad ellerinen
Çık zalim sevdiğim engellerinen
Görünme gözüme lazım değilsen

Ölüm geldi dört yanımı bağladı 
Gönül kalk gidelim sılaya doğru

Bülbül ah eyleyip kanlar ağladı 
Gözüm yaşı sel sel oldu çağladı
Ölüm geldi dört yanımı bağladı
Tutma salacamdan lazım değilsen

Ölüm geldi dört yanımı bağladı 
Gönül kalk gidelim sılaya doğru

----------- 

Derdim Çoktur Hangisine Yanayım

Derdim Çoktur Hangisine Yanayım 
Gine Tazelendi Yürek Yarası
Ben Bu Derde Nerde Derman Bulayım
Meğer Şah Elinden Ola Çaresi

Efendim Efendim Benim Efendim 
Benim Bu Derdime Derman Efendim 

Türlü Donlar Giymiş Gülden Naziktir 
Bülbül Cevreyleme Güle Yazıktır 
Çok Hasretlik Çektim Bağrım Eziktir 
Güle Güle Gelir Gelir Canlar Paresi

Efendim Efendim Benim Efendim 
Benim Bu Derdime Derman Efendim 

Pir Sultan'ım Katı Yüksek Uçarsın 
Selamsız Sabahsız Gelir Geçersin
Dilber Muhabbetten Niye Kaçarsın
Böyle Midir Yolumuzun Töresi 

Efendim Efendim Benim Efendim 
Benim Bu Derdime Derman Efendim


El vurup yaremi incitme tabib

El vurup yaremi incitme tabib
Bilmem sıhhat bulmaz hicraneler var
Dert vurup da derde eylersin derman
Her can kabul etmez viraneler var

Vay dünya dünya, fanisin dünya 
Vay dünya dünya, yalansın dünya
Can ile cananı alansın dünya

Dert ehli olanlar dergaha gelir 
Arayanlar elbet dermanın bulur
Sadık der ki, kimde ne var kimbilir
Geşt-i güzar ettim elde neler var

Vay dünya dünya, fanisin dünya 
Vay dünya dünya, yalansın dünya
Aşk ile pervane dönersin dünya


Evlerinin Önü Bir Ufak Yokuş

Evlerinin önü bir ufak yokuş
Kurban olam güzel bu nasıl bakış
Halının üstüne döktüğüm nakış
Kurban olam o iplik tutan ellere

Pınara vardım da yüzüm yumaya 
Üç güzel durmuş da su doldurmaya
Dedim güzel evleriniz nerede
Üç saat nazlandı cevap vermeye


Ey Erenler Akıl Fikir Eyleyin

Ey erenler akıl fikir eyleyin
Dağlara da duman ne güzel uymuş
Yaradan Allah’a şükür eyleyin
Müminede iman iman ne güzel uymuş

Ezeli gamımdır kara bağlamak 
Ciğerimi aşk oduna dağlamak
Yakub’unda işi gücü ağlamak
Yusuf’a da Kenan Kenan ne güzel uymuş

Kul Hüseynim yeşil giyer eğnine 
Hiçbir hile getirmezdi göynüne
Kurdu kuşu bendeylemiş kendine
Mülke de Süleyman ne güzel uymuş


El Yanmasın

Bir güzel methedem bari cihan yanmasın
Pervaneler gibi bari halim yanmasın
Hüsnüne mağrurlanma Yusuf u Kenan mısın
Mah yüzüne bir nikap çek ben yandım el yanmasın

Ey Fuzuli yeter eyledin bunca cefa 
Serimi yoluna koydum senin gelmedin safa
Güzellerin padişahı ya Muhammet Mustafa
Mah yüzüne bir nikap çek ben yandım el yanmasın
----------

Gurbet elde bir hal geldi başıma

Gurbet elde bir hal geldi başım
Ağlama gözlerim Mevlam kerimdir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim Mevlam kerimdir

Huma kuşu yere düştü ölmedi 
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim Mevlam kerimdir

Kağıda yazılmış ufak yazılar 
Anadan ayrılmış körpe kuzular
Derdi olan yüreğinden sızılar
Ağlama gözlerim Mevlam kerimdir

Abdal Pir Sultan'ım böyle buyurdu 
Ayrılık gömleğin biçti giydirdi
Ben ayrılmaz idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim Mevlam kerimdir


Gül Yüzlü Sevdiğim (Efendim)

Gül yüzlü sevdiğim nemden incindin
Araya söz katan eldir efendim
Kul oldum kapına mürvete geldim
Göster cemalini güldür efendim

Dostun hünerleri gerçekler canı 
Muhammet Ali'yle açtık dükkanı
Bahası biçilmez gerçek sultanı
O da bu asırda kuldur efendim

Kulun işi her an günah işlemek 
Adettir fidanı kesip aşlamak
Bir mürvete yüz bin kan bağışlamak
Ta ezelden kadim yoldur efendim


Haydar Haydar(1)

On dört bin yıl gezdik pervanelikte
Sıdkı ismin duydum divanelikte
İçtim şerbetini mestanelikte
Kırkların ceminde dara düş oldum

Kırkların ceminde 
Haydar Haydar Haydar Haydar
Haydar Haydar Haydar Haydar
Haydar dost dara düş oldum

Güruh-i Naci'ye özümü kattım 
Adem sıfatında çok geldim gittim
Bülbül oldum firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için zara düş oldum

Bir zaman gül için 
Haydar Haydar Haydar Haydar
Haydar Haydar Haydar Haydar
Haydar dost zara düş oldum


Haydar Haydar -

Çatılmadan yerin göğün binası
Muallakta iki nura düş oldum
Birisi Muhammet birisi Ali
Labın-i kelamide bire düş oldum

O derya yüzünde gezdim bir zaman 
Yoruldu kanadım dedim el aman
Erişti carıma bir ulu sultan
Şehin Şah bakışlı ere düş oldum

Adem ile balçık olup ezildim 
Bir noktada dört burufe yazıldım
Ademe can olup Şile süzüldüm
Muhabbet şehrinde kare düş oldum

On dört yıl dolandım Pervane'likte 
Sıdkı ismini buldum divanelikte
Sundular aşk meyin mestanelikte
Kırkların ceminde dar'a düş oldum

Ezdi aşkın şarabını boş etti 
Birisi doldurdu biri nuş etti
İkisi bir derya olup cuş etti
Lal ü mercan inci dürre düş oldum

Açtı nıkabını ol ulu sultan 
Yüzünde yeşil ben göründü nişan
Kaf u nun süresin okudum o an
Arş kürs binasından yare düş oldum

Mecnun olup Leyla için dolandım 
Buldum mahhubumu inanıp kandım
Gılmanlar elinden hulle donandım
Dostun visalinde nare düş oldum

Sıtkı' yam çok şükür didara erdim 
Aşkın pazarında bak yola girdim
Gerçek ariflere çom meta verdim
Şimdi Hacı Bektaş pire düş oldum


Hazin Hazin Eser Seher Yelleri

Hazin hazin esen seher yelleri
Hiç bülbül öter mi gül olmayınca
Her aşık dünyada murad alamaz
Yanıp ateşlere kül olmayınca

Aşık isen dost bağından nuş eyle 
Arif ol daima gönül hoş eyle
Her an enginlere akıp coş eyle
Ummana vanlmaz sel olmayınca


İsmini Sevdiğim

İsmini sevdiğim saadetli yarim
Özüm senin ile bir değil midir
Bu aşkın elinden yandım kül oldum
Beni Mecnun eden yar değil midir

Her andıkça aşkın beni coşurur 
Dalgaların gelir baştan aşırır
Tuzak kurmuş aşığını düşünür
Siyah ebrulerin var değil midir

Veli'm der ki hayran oldum bakmadan 
Kaşların hükmeder canım yakmadan
Böyle dostun hasretini çekmeden
Ölüm de bir yandan kar değil midir
------------

Kırma Gönül Şişesini

Kırma gönül şişesini
Yapan bulunmaz bulunmaz
Yıkma hakkın binasını
Ören bulunmaz bulunmaz

Güzel şah nerden gelir salını salını 
Gelir Hüsey'n'in göçü dolanı dolanı

Aşk perişandır şaşkına 
Hak yardım etsin düşküne
Kerem gibi yar aşkına
Yanan bulunmaz bulunmaz

Güzel şah nerden gelir salını salını 
Gelir Hüsey'n'in göçü dolanı dolanı


Mektup Selam Söyle

Mektup selam söyle benden sılaya
Söyle benim için de eller ağlasın
Gözü yaşlı düştüm gurbet ellere
Uzaktır ararnızcla yollar ağlasın

Bu nasıl kuş imiş yuva yapmamış 
Yaptığı yuvayı da tamam etmemiş
Sanki benim derdim bana yetmemiş
Bir dert de sen bana ekledin felek


Olmayınca (Erenler Cemine)

Ey erenler şaha kimse eremez
Şahın Kamberine kul olmayınca
Kamber'im diyenler Kamber olamaz
Edep ile erkan yol olmayınca

Irakta arama vardır yakını 
Gerçek olan talip bulur hakkını
Sana yükletmezler yolun yükünü
Bükülü kametin bel olmayınca

Cevahir yanmadan aşkın oduna 
Kal olup varır mı sultan katına 
Seni mi okurlar talip adına 
Altın tek sararıp al olmayınca

Mecnun olan daim gezer dostunda 
Aşkın badesini tutar destinde
Seni mi taşırlar başlar üstünde 
Mürşit nazar kılıp hal olmayınca

Derdimend olmayan gönlü pak olmaz 
Aşık olmayanlar sine çak olmaz
Kul Himmet döşenip yere hak olmaz
Akıtıp gözyaşın sel olmayınca

(Ek) 
Coştu deli gönül bir dala konmaz
Akş olmazsa sinesi de sağ olmaz
Kul Himmet Üstadım yaramız onmaz
Mürşit nazar kılıp hal olmayınca



Şu Yüce Dağları Duman Kaplamış

Şu yüce dağları duman kaplamış 
Yine mi gurbette kara haber var
Seher vakti burda kimler ağlamış
Çimenler üstünde göz yaşları var

Ufukta iz gördüm kızıl bayraktan 
Bulutlar nem almış yeşil yapraktan
Bir kız ağlar sesi gelir uzaktan
Yine mi gurbette kara haber var

Gönlümüz gam alır böyle günlerde 
Önüme çektiler bir siyah perde
Yar senin aşkınla tutuldum derde
Yine mi gurbette kara haber var
Ali Ekber Çiçek

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar