ALINTI NEDİR ÖRNEKLERLE ALINTI YAPMAK
Bir yazıda veya konuşmada üzerinde durulan görüşü ya da savunulan fikri pekiştirmek amacıyla başkasına ait yazıdan bir kesiti veya sözü kullanmaya denir.
Her yazının veya konuşmanın ileri sürdüğü bir görüşlü, öz düşüncesi bulunur. Öne sürülen görüşü desteklemek, düşünceyi netleştirmek, kanıtlamak, muhatabı ikna edebilmek gibi nedenlerle o tez veya görüş ilgili o alanda tanınmış bir kimsenin sözünden veya yazısından bir kesit sunmaya ihtiyaç duyulur.
Alıntı yapmak özellikle araştırmaya dayalı bilimsel makalelerde önemli bir konu olarak karşımıza çıkar. Üzerinde durulan görüşe kanıtlar bulmak, desteklemek, fikrin sağlamlığını ortaya koymak için aynı konu ve düşünce ile alakalı tespitlere, savlara ihtiyaç duyulur. Konu ile ilgili diğer araştırmalardan faydalanmak gereği hâsıl olur. Konu ile ilgili diğer çalışmaları filtrelemek hem konuya yeni bir yaklaşım olanağı sağlayacağı gibi konuya dair aydınlatıcı veriler elde edilmesini de sağlamış olur. Bu incelemeler tezimize destek sağladığı gibi araştırma kapsamının genişlemesine ve farklı yaklaşımlar bulunmasına da vesile olacaktır. Başka araştırmacılardan elde edilen bu bilgileri kendimize aitmiş gibi göstermek etik ve doğru olamayacağı için yararlanılan kaynakları belirtmek gerekir. Faydalanılan kaynakları, görüşleri, sözleri vb belirtmek için de atıf yapmak veya alıntı yapmak yollarından birisi tercih edilir.
Başka kişi veya kaynaklardan alınan söz veya kesit hiç değiştirilmeden ve olduğu gibi verilmek istenirse alıntı yapılır. Alıntıda bulunulan söz, cümle veya kesit tırnak içinde veya parantez içinde, değiştirilmeden yazılır. Tırnak veya parantez içinde alıntılamak yapılan alıntının doğrudan doğruya ve hiç değiştirilmeden aktarıldığını gösterir.
Alıntı, aslında doğrudan doğruya yapılan bir atıftır ve alıntılanan cümle, söz, paragraf vb'nin kaynaktan bire bir aynı şekilde alıntılanmasıdır. Alıntı yapılan kısımlar orijinal kaynaktaki ile aynı heceleme, yazım ve noktalamaya sahip olmak, yazım, imla , noktalama heceleme hatası olsa bile değiştirilmeden aktarmaktır. Yapılan alıntı değiştirilerek ve orijinaline yüzde yüz uymayarak yapılırsa atıf yapılmış olur. Ancak her iki şekilde de yani alıntısı yapılan veya atıfta bulunulan kaynağın Yazar adı soyadı, eseri veya yazısı, babasıldığı yayımlandığı yer, tarihi, sayfası vb mutlaka verilmelidir.
Eğer başkasına ait, söz, cümle, paragraf veya kesit tırnak içine alınmadan yazılmış, olduğu gibi alıntılanmamış ise alıntı yerine atıfta bulunmak gerekir. Atıfta bulunmak diğer kişilerin çalışmalarına gönderme yapmak, o çalışmaların içeriği hakkında bilgi vermek, anlatılan konunun daha iyi anlaşılması, değinilmeyen geri kalan kısımları belirtmek için kullanılabilir. Atıf veya alıntı yapıldığında da alınan bilgilerin kaynağını dipnot veya parantez içinde belirtmek de elzemdir.
Alıntı yapmak veya atıfta bulunmak bilginin görüşün kaynağını belirtmek için önemlidir. Alıntı yapmak, bilginin görüşün doğruluğuna dair destek ve kanıt olma niteliği de taşır. Üstelik bilginin yanlış olması halinde de yazanı sorumluluktan kurtaracaktır.
Örnek 1
Gökyüzü ordusunun başı olan iyiliklerin ve bilge tanrıların en büyüğü olan “ışıktan ve hakikatten ibaret “ [1]olan Hürmüz, Zerdüşt inanışına kötülük tanrısı Ehrimen’in ( Angra Mainyu) en büyük rakibi ve gökyüzü ve ışıklar ordusunun başıdır. Kötülük Tanrısı Ehrimen ile savaşta olan Hürmüz, Perslere ait fresklerde ve resimlerde başı insan bacakları kanatlı bir kuş olarak tasavvur edilmiştir.
Örnek 2
Tuhfe-i Vehbi, Halluh şehrinde bir güzeller mabedinin - Farhar - olduğunu yazmaktadır. “ Bu şehirde nefislerini putların hizmetine vakfeden yetmiş kadar güzel varmış, bunlardan biri öldüğü zaman yerine nazirini koyarlarmış. Bu put haneye bir kâfir gelirse rahipler o kızları göstererek istediğini beğenmesini teklif edermiş. O kişi de hangisine meylederse o kızı seçip onunla halvete ( görüşmeye) girip visaline nail olurmuş” [2]Bu şehre gelenler bu şehirdeki mabede girmekte, mabed’de hizmet eden “ yetmiş güzel kızdan birisine tutulmakta kızların güzelliğine kapılanlar o şehre ve Budizm’e bağlanmaktaydı”[3]
KAYNAKÇA
[1] Doç. Dr. Huzeyfe SAYIM, ZERDÜŞTÎLİK’DE KOZMOGONİ VE YARATILIŞ https://sbedergi.erciyes.edu.tr/sayi_16/07_sayim.pdf
[2] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/halluh-hoten-nevsad-sehirleri-ve-ferhar-guzeller/106773
[3] Emine YENTERZİ, “KLASİK TÜRK ŞİİRNDE ÜLKE VE ŞEHİRLERİN MEŞHUR ÖZELLKLERİ“,https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt3/sayi15pdf/yeniterzi_emine.