ALP ER TUNGA DESTANI-7
Düşündüğü bin kere bin çerinin,
Sahibiydi ancak üçte birinin.
Kocalık iyice çökmüştü başa,
Derleyip orduyu sürdü savaşa.
Sürdü amma bahtı dönmüştü artık,
Tunga’nın yıldızı sönmüştü artık.
Küçük oğlu Şide savaşta öldü,
Tunga’nın içine kor ateş doldu.
Tekrar geçip ordusunun başına,
Aldırmadan o kocalık yaşına.
Kükremiş aslanlar gibi saldırdı,
Önüne çıkanı biçti, öldürdü.
Tacikler’den teke tek er diledi,
Üç beş komutanı kana beledi.
Keyhüsrev’le karşılaştı bir ara,
İşte artık ona gelmişti sıra.
Keyhüsrev’e doğru sürdü atını,
Göstermek üzere harp sanatını.
Turan pehlivanları mani oldular,
Alp Er Tunga’yı geri safa aldılar.
Keyhüsrev’de çıkamadı meydana,
O da çekinmişti Tunga’dan yana.
Bu olay Tunga’ya çok ağır geldi,
Ceyhun ırmağına doğru yöneldi.
Tunga ordusunun başına geçti,
Ceyhun ırmağından öteye geçti.
Kara Han’ın ordusuyla birleşti,
Buhara’dan geçip Gang’a yerleşti.
Turan’ın başkenti Gang’dı o zaman,
Evlerinin tuğlaları altından.
Kalesi yüksekti kuşlar uçmazdı,
Üzerinden kartal bile geçmezdi.
Her yanda pınarlar, havuzlar vardı,
Her haliyle muhteşem bir diyardı.
Burada oturup Çin Hakanına,
Mektuplar yazdı ki gele yanına.
İranlılar gelip şehri sardılar,
Hendek kazıp şehri oda verdiler.
Tunga iki yüz beyiyle kaçarak,
Kurtuldular gizli yoldan geçerek.
Gidip vardı Çin Hakan’ın yanına,
Çünkü ordu vaat etmişti ona.
Çin Hakanı o sözünde durmadı,
Türk Kağana ordusunu vermedi.
Alp Er Tunga gayrı yalnız kalmıştı,
Keyhüsrev’e bir haberci salmıştı,
“İnsanların olmadığı bir yerde,
Dövüşelim ister isen her nerde.”
İbrahim Sağır
Şahamettin Kuzucular
8 years ago
İbrahim Sağır
8 years ago