Altın Defter Hakkında ve Doris Lessing'in Hayatı

24.03.2015
 
 
Yazıda “ Doris Lessing’in - Altın Defter, “The Golden Notebook”   romanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazarı,  “Doris Lessing’in - Altın Defter, “The Golden Notebook” hakkında bilgiler  “Altın Defter, “The Golden Notebook “   romanın şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları, “Doris Lessing’in - Altın Defter, “The Golden Notebook “   adlı eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar,  romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
 
 
“”Bu eğitim, çocuğun beş ya da altı yaşlarında okula gitmesiyle başlar. Notlar, ödüller, mevkiler, eğilimler, yıldızlar ve çizgilerle başlar bu süreç. Bu at yarışı zihniyeti, kazanan ve kaybeden biçimindeki düşünüş yazar X, yazar Y’den birkaç adım ileride, geride yorumlarına kadar gider. Çocuk, başından beri başarı ve başarısızlık terimleri kullanarak, karşılaştırmalı düşünmek için eğitilmiştir. Bu bir ayıklama sistemidir. Zayıf olan umudunu yitirir ve aradan çıkar; birbirleriyle devamlı yarışacak birkaç kazanan kişi yaratmak için planlanmış bir sistemdir bu.”” Doris Lessing
 
ALTIN DEFETER İLE YAZARIN BİYOGRAFİSİNİN İLGİSİ

Altın Defter, “The Golden Notebook” Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Britanyalı yazar Doris Lessing’in (Doris May Tayler; d. 22 Ekim 1919, Kermanşah, İran – 17 Kasım 2013, Londra, İngiltere), 1960’lı yılların başında yazdığı bir eserdir.
Doğum yeri İran olan Lessing, eski İngiliz İmparatorluğunun topraklarını boydan boya gezmiş, eserlerinde de bu gezilerden faydalanmıştır. Lessing roman ve kısa hikâyelerinde sinde “feminizm, cinsiyetler arası savaş ve bütünlük peşinde koşan bireyler”in siyasi ve sosyal yaşamlarında bocalayan insanların yaşamlarını ele almıştır.
 
“Lessing’in çoğunlukla Afrika’nın güneyinde ya da İngiltere’de geçen eserlerindeki solcu, bağımsızlığına son derece düşkün ve feminist kadın kahramanlar, tıpkı yazarları gibi, içinde yaşadıkları toplumların kültürel kısıtlamalarına karşı başkaldırıdır.
Yazarın en çok okunan ve pek çok dile çevrilmiş olan Altın Defter (1962) adlı romanı da kadın hareketinin, feminist düşüncelerin başyapıtlarından biridir. Yazarın bu eseri Nobel Ödülü almasına da vesile olan en önemli eseridir.
 
“Yazar daha 13 yaşında Katolik eğitiminden vazgeçip yaşamının yelkenlerini keşif rüzgârlarıyla doldurmaya cesaret edebilmişti. Altın Defter’le birlikte sayısız kitaba imza atmış Nobel’li Lessing’i Lessing yapanın öncelikle bu cesareti olduğunu teslim etmek durumundayız. Öyle ki yazdığı her kitapta yaşam karşısındaki bu duruşundan vazgeçmedi, ödün vermemiştir.””

Yazar bu eserinde okullarda verilen ezbere dayalı eğitim sitemine karşı durmuş eserinde toplumla yüzleşirken kendisiyle de yüzleşen bir kadının öyküsünü anlatmıştır. Yazar eserine “İsterseniz yanlış düşünün ama her durumda kendi kafanızla düşünün’ diye başlayarak ezberletilmiş gerçeklerle doğal gerçeklerin nerede başlayıp nerede ayrıldığını “ öte yandan gerçeklerle hayallerin nasıl buluşabileceğini” eserinde anlatmıştır.
 
 
Doris Lessing’in Hayatı ve Özgeçmişine Dair İzlerin Eserlerine Yansımaları

1919’da İran’da doğan ve 1925’te ailesiyle birlikte Rodezya’ya taşınan yazar eserlerinde genellikle ırkçılık üzerinde durmuştur. 13 yaşında iken yabancı bir ülkede yabancı bir öğrenci olarak okulda başarısız olan yazar eğitim hayatına son vermişti. Evde oturmak zorunda kalınca, tam bir kitap kurdu olmuş, sonunda ise annesinin baskılarına dayanamayarak henüz 15 yaşında iken evini de terk etmiş, [1]annesi gibi hemşirelik yapmaya başlamıştı. Çalıştığı yerdeki yöneticisi yazarlık yaşamına katkı sağlayacaktı. “Feminizmle, mistisizmle, kozmik fanteziyle de ilgilenen Lessing, bunları romanlarına da yansıttı “
Yazarın bu zorlu yaşam mücadelesi romanlarına da yansımış,  okulu terk etmesi ne neden olan ırkçılık ile okullardaki ezbere dayalı eğitim sisteminin yanlışları romandaki olaylarla birebir örtüşmektedir. 30 yaşında iken ilk romanı olan “Türkü Söylüyor Otlar” ile adını duyuran yazarın pek çok eserinde okullar, ezbere dayalı eğitim sistemi ve insanın kendi doğrularını kendisi bulması gerektiği temaları dikkat çeken konular olarak karşımıza çıkacaktır.
 
Standart kalıplar içerisinde Avrupa'lı ol(a)mayan bir Avrupa'lı “olan 95 yaşında  hayatını kaybeden Lessing[2], 2005 yılındaki Harold Panter ödülünü alan yazar, 11 Ekim 2007 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü  kazanan ikinci İngiliz yazar olmuştur.
 
ROMANIN KONUSU
 
Roman artık eser veremediği için tıkanan ve çocuğunu tek başına yetiştiren bir anne olan genç yazar Anna Wulf’un var olma şansını,  savaşını ve mucizesini  anlatmaktadır. Toplumla ve kendisi ile yüzleşen Anna Wulf, okullarda başarısız olmuş bu başarısızlığını ve hayat mücadelesini sorgulamakta, kendisini hırpalayan ilişkiler ve sorunların yarattığı hayal kırıklıklarıyla yaşamının çökmekte olduğunu izlemektedir.
Altın Defter, feminizmden komünizme, ev hallerinden eğitime ve eğitimle gelen kırılmalara, onu Doğu'ya yakınlaştıran güçlü sufizm vurgusundan mistik oyunlara kadar uzayan ve yazının uçlarını mitolojiye kadar taşıyabilen bir büyük kalemin ürünüdür[3]
 
 
ALTIN DEFTER KISA ÖZET 

Anna Wulf’un artık eser veremediği için tıkanan ve çocuğunu tek başına yetiştiren bir annedir. , Yazar, âşıkları, dostları ve politikacıların baskıları altında ruhsal çöküntünün eşiğine kadar gelmiştir. Yazar bu iç sıkıntılarını i içindeki bölünmeleri, dört ayrı renkteki deftere yansıtmaktadır. Her defter yazarın dörde bölünmüş kişiliklerinden birini yansıtmaktadır. Her defter kişiliğinin bir bölümüne odaklanmıştır.
 
Sarı Defter Anna’nın kendi üzerine yazdığı bir romandır. Siyah defter ise Anna Wulf’un Afrika deneyimlerine yönelmiştir. Kırmızı defterde ise Anna’ın politik kişiler ve kendi politik tercihlerini anlatan bir defterdir. Mavi defterde ise gündelik olaylar yer alır.
Defterlerde “ komünizmin hayal kırıklıkları, kadın erkek ilişkilerindeki sorunlar, cinsel sıkıntılar, yazın hayatı ile ilgili kaygılar nedeniyle ruhsal çöküntünün sınırına dayanmış olan yazarın, kendini çözümleme aşaması, Jung öğretisiyle desteklenen rüyalar, arketipler, psikoanaliz seansları, aydınlar arasında yapılan sıkı tartışmalar içinde ele alınır. “
“Anna’yı çılgınlığın eşiğine getiren bu çalkantılı çöküntünün ruhsal çözümlemesi beşinci defter olan Altın Defter ile gelecektir.”
 
 
[1] https://www.gazetevatan.com/muge-iplikci-586277-yazar-yazisi-doris-lessing-in--altin-defter-i/
[2] https://www.yenisafak.com/kitap/doris-lessing-ve-altin-defteri-599707
[3] https://www.yenisafak.com/kitap/doris-lessing-ve-altin-defteri-599707

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar