AN 2

21.10.2018
Arkadaşımla göz göze gelmiştim. Endişe ve korku ile bana baktı. Elleri titriyordu. Çenesi de titriyordu. Bir anda elini ağzına götürdü. Gözleri dolmaya başlamıştı...

Bu karanlık odada iğrenç kokular içinde kalmıştım. Ara sıra yanıma gelenler oluyordu. Beni dışarı çıkaracaklar diye umutlanıyordum. Ama olmuyordu hep diğeriyle oynuyordular. Beni buraya bırakmışlardı. İlk başta umutluydum taaki o gün gelene kadar.
 
Oda küçüktü. Yer açması gerekiyordu. Baktı ve beni umursamadan itti bir köşeye. Diğerini her oyundan sonra seviyor kimi zaman öpüyordu. Aynı sevgiyi artık göremiyordum. Beton zeminin çatlamış yerlerine giriyordu kimi zaman ayaklarım. Çamur içindeydi oralar. Vıcık vıcıktı ayaklarım. Etrafta su ya da benzeri bir şey yoktu. Temizleyemiyordum. Zaten ellerimden kilitlenmiştim tabi bacaklarımdan da. Kapatılmıştım bu küf kokulu karanlık odaya. Ara sıra üzerimden geçen örümceklere de alışmıştım. İlk günler çok korkuyordum.. Tek dostumun onlar olduğunu fark etmiştim artık. Zarar vermiyorlardı.. Gerçi ben de onlara zarar vermedim.
 
Sırf sakatlandım diye, sırf benden utanıyorlar diye kilitledi onlar beni buraya. Herşeyin farkındaydım.. Diğeri her geldiğinde bana dalga geçercesine bakıyordu. Anlatıyordu neler yaşadığını.. Hayallerimi benimle değil onunla yaşamıştılar.. Bir utanç hayalleri de değiştirmişti. Diğeri her geçen gün yeni kıyafetlerle geliyordu. Tahammul edemiyordum. Buradan bir şekilde kurtulmalıydım.. Ellerim, bacaklarım kilitli yapabileceğim tek şey dua etmekti. Dualarım boşa çıkmamıştı. Ya da beddura mı desem.
 
Diğerinin bacağı kırılmıştı. Seke seke yanıma geldi, ters döndü, uzandı. Bu sefer sinsi bakışı ben attım. Ve onlar bana baktılar.. Bu sefer beni çözdüler. Eski günlerime geri döneceğim diye çok sevindim. Temizlediler beni önce. Yıkadılar bir güzel. Mutlumuydum? Evet ama birazda kırgın. Aylarca beni burada unuttular. Sesimi duymadılar. Gözyaşlarımı da.. Bu sefer vazgeçilmez olacaktım kararlıydım..
 
Güneş'e çıktığımızda gözlerimi zor açtım.. Bir kaç dakika sonra alışmıştım. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Yollar yapılmış çevreye ağaçlar dikilmişti. Yeni bi hayat. İçim içime sığmıyordu.. Yürümeye devam ediyorduk. Ellerimden tuttu. Bu taraftan deyip köşeden döndük.. Park halindeki bir araba geri geri park yerinden çıkıyordu. O bunu fark etmedi. Tam uyaracaktım ki, vazgeçtim. Onu arabanın altına çektim. Öldürecektim onu. Yanında ben de gidecektim belki ama umurumda değildi.
 
Araba önce bacaklarımı ezdi. O anki acı anlatılamaz bir şeydi. Çok hastalandım çok yaralandım ama bile bile bu acıyı yaşamak çok farklıydı. Araba durmuyordu. Sürücü fark etmemişti bizi. Tam bu sırada o elimden ayrıldı arabanın altından çıktı. Tek başıma arabanın altında ölüme gidiyordum. O korkuyordu endişeliydi. Gözlerine baktım. Korkuyu hissediyordum. Elleri ve bacakları titriyordu. Gözleri de dolmuştu..
 
Araba durdu. Beni altından çıkardılar. Her yerim parça parçaydı.. Yanıldığımı şoföre bir şey söylerken anladım. Ona, bu benim ilk bisikletim demişti. Öyleydim evet. 2. eldim belki. Ama yeni bir tane aldın diye bırakmadın mı beni o küflü karanlık odaya. Üstelik tekeri patladı diye binemedin ona. Ona yeni teker almak için beni kullandın. Kullanmak zorunda kaldın! Bunu anlayınca öldürmek istedim seni.. O lanet olası köşe hep bisikletçiye gidiyordu.. Unuttum mu sanıyordun? Ama gene de bana içten ve sevgi dolu bakmanı hiç unutamadım.. Beni çöpe atmış olsan da...
 
Bisikletim. En azından o böyle düşünmüştür. Doğduğu günü hatırlamasa da öldüğü günü iyi biliyor.. Ölüme gitmeden önceki odasını da. Aylarca geçirdiği odasını. O gün ölümle 3. karşılaşmamdı.. Daha önce boğulma tehlikesi geçirmiştim.. Aslında hoş deneyimlerdi. O heyecanı yaşamak çok güzel. Ellerinize bacaklarınıza hakim olamıyorsunuz.. Kendini kaybediyor resmen organlar. Tir tir titriyorsunuz. Çevrenizdekiler size bakıyor.. Yaşamda bu tür şeyler gelebiliyor insanın başına. Hoş bi deneyim. Yaşamak lazım :)

Yazar: Abdurrahman ESENDEMİR
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da